Bu yavaş ve hassas bir şekilde olacak. Sanırım onu deneysel bir genetik terapi ile iyileştirebiliriz. | Open Subtitles | عملية العلاج ستكون بطيئه ولكن يمكن تفادي هذا بمصل جيني |
Sahilde yavaş çekimde yürüyen insanlar nerede? | Open Subtitles | أين الناس الوسيمين الذين يركضون بحركة بطيئه على البحر؟ |
Size sıradan bir hayat verildi ve borcunuzu yavaş da olsa, kesinlikle ödemeniz için de bir şans. | Open Subtitles | سيتم منحك مدى الحياه وفرصه سداد دينك ستكون بطيئه لكن أكيده |
Müdürün, yavaş yavaş müstakbel gelinler aradığını duydum. | Open Subtitles | سمعت بأن المديره بطيئه بالبحث عن العرائس المحتملات |
Neden bu kadar yavaşsın? | Open Subtitles | لما انتي بطيئه هكذا يا اماه ؟ |
Silah çekme konusunda epey yavaşsın. | Open Subtitles | انت تسحب سلاحك بطريقه بطيئه |
Hep yavaş ilerlemekten bahsediyoruz; ama hala suya ayaklarımızı sokamadık. | Open Subtitles | لآننآ نستمر بالتحدث أن نتخذ خطوات بطيئه ومدروسة ووضع أقدامنا في حوض السباحة |
Ama sana bunun yavaş olacağının sözünü verebilirim. | Open Subtitles | عندها لا أعلم ما سأفعله معك و لكن أعدك بأنها سوف تكون بطيئه |
Çünkü eğer yaparsan elinde müthiş yavaş, bok gibi pahalı sikko bir minibüs kalır. | Open Subtitles | فى هذه اللحظه كل ما يتبقى لك حافله غاليه بطيئه |
Sok olmus bir halde, meslektasim dusuncelerini toparlamak ve ogleden sonra kayit edebilecegi ne ise kayit etmek icin bulundugu yerde kaldi, ve o aksam olaganustu bir sey yakaladi: hayatta yalniz kalan erkek kunduz, kaybettigi esi ve yavrulari icin teselli edilemeyecek şekilde ağlayarak yavaş çemberler halinde yüzüyordu. | TED | بقي زميلي بالخلف مرتعباً ليجمع أفكاره وليسجل ما بوسعه أن يسجل بقية الوقت، وبذلك المساء، سجل حدث رائع وهو: القندس الذي بقي على قيد الحياة يسبح بدائره بطيئه يبكي بشكل فادح لخسرانه أبناءه |
Ve su altında çok yavaş gitmek zorundayız. | Open Subtitles | و سوف نبحر بسرعه بطيئه جدا تحت الماء |
ONS-5 oldukça küçük ve çok yavaş ve tabii yüksüz, boş bir konvoydu. | Open Subtitles | كانت قافله صغيره، تبحر بسرعه بطيئه ONS-5 القافله و بالطبع كانت سفنها غير محمله بأى بضائع |
temel olarak, yavaş ve güçsüz. | Open Subtitles | أساساً انها بطيئه ولا يوجد بها قوة |
Çok mu yavaş? Bu bir tahmin oyunudur. Tüm güzelliği burada. | Open Subtitles | بطيئه انها لعبه التوقع وهذا هو الجمال |
yavaş başladın ama şimdi dört nala koşuyorsun. | Open Subtitles | بدأت بدايه بطيئه لكنك الآن تجرى |
Buna ne yavaş ne de emin adımlarla gitmek denir. | Open Subtitles | تلق القياده كانت ليست بطيئه ولا مستقره |
Yemekler yavaş geliyor, bisikletler hızlı, okullar çok güzel. | Open Subtitles | خدمة الطعام بطيئه ، و درجات ناريه سريعه ... و مدارس جميلة |
Bunu gerçekleştirmenin yollarından birisi bu, ama yavaş ve etkisiz. | Open Subtitles | هذه طريقة محتمله ولكن بطيئه وغير فعاله |
- Tanrım, çok yavaşsın. | Open Subtitles | - اوه, يا الهي, انت بطيئه. |
yavaşsın. | Open Subtitles | انت بطيئه |