Sonra elimin tersiyle vuruyorum, buz kıracağıyla buzu parçalıyormuş gibi. | Open Subtitles | ثم ألكم بظهر يدى كما لو كنت تكسّرين ثلجاً بمثقاب |
İblis sana dokunduysa bu, Tanrı'nın elinin tersiyle dokunuşu gibidir. | Open Subtitles | حتى وإن مسكِ الشيطان، فكأن الرب لمسكِ بظهر يده |
Hayır, hayır, hayır, haydi doğru düzgün. sağ elinin tersiyle. | Open Subtitles | لا لا لا هيا بشكل صحيح بظهر يدك اليمنى |
Melek Ahjussi, bu öğlen gördük. | Open Subtitles | ذلك الملاك الذي رايناه بظهر هذا اليوم |
Ekmek ayının sırtına çarptı ve orada kaldı. | Open Subtitles | أصطدمت قطعة الخبز بظهر الدب وألتصقت هُناك. |
İnsanlar genellikle omurgaya dengesiz şekilde yük bindiren, omuzlar önde ve Sırt kambur olacak şekilde otururlar. | TED | وتتمثل الطريقة الشائعة بالجلوس بظهر منحني وكتفين متراجعين وضعية تخلق ضغطًا غير متساو على العمود الفقري |
Elimin tersiyle suratındaki sırıtışı temizlemek istedim. | Open Subtitles | فكّرت في إزالة ابتسامته بظهر يدي. |
Ve babam, üzerimden uzanıp... bunun gibi yani, ve elinin tersiyle vurduğunu hatırlıyorum. | Open Subtitles | وأتذكر أن والدي، اجتاز خلالي... هكذا.. وصفعها بظهر يده. |
Elinizin tersiyle sıcaklığını kontrol edin.. | Open Subtitles | اختبر درجة الحرارة بظهر يدك |
Zırhlı eldivenli elinin tersiyle ona çok sert vurdu. | Open Subtitles | ضربها بظهر يده بالقفاز |
Sana elimin tersiyle girişeceğim... | Open Subtitles | سأعطيك بظهر كف يدى |
"Baer Braddock'un yüzüne elinin tersiyle vuruyor! " | Open Subtitles | و(باير) يضرب (برادوك) بظهر اليد |
"Baer Braddock'un yüzüne elinin tersiyle vuruyor!" | Open Subtitles | و(باير) يضرب (برادوك) بظهر اليد |
Bak, onu elinin tersiyle kenara itiyor! | Open Subtitles | انظر، إنه يزيحه عنه بظهر يده! |
- Dün öğlen aramışlardı, bir de bu sabah aradılar. - Birden fazla kişi? - Tek kişi. | Open Subtitles | .لقد إتصلوا بظهر الأمس , ومرةً أخرى هذا الصباح كلا بصيغة المفرد- بصيغةِ الجمع ؟ |
Yarın öğlen kasaba meydanında infazı gerçekleştireceğiz. | Open Subtitles | سننفذ الإعدام بساحة القرية. بظهر الغد. |
- Operasyon yarın öğlen başlayacak. | Open Subtitles | سوف تتم العملية بظهر الغد |
Kendilerini annelerinin sırtına bağlamak için ipeği kullanıyorlar. | Open Subtitles | يستخدمونه ليربطو أنفسهم بظهر أمّهم. |
Muhtemelen, bir ayağı ile Moa'nın sırtına yapışıp diğeri ile kurbanın boynunu... parçalayabilecek kadar güçlüydü. | Open Subtitles | كانت قوية بدرجة كافية لتمسك بظهر "الموا" بقدمٍ واحدة في نفس وقت الإجهاز على عنقها بالقدم الآُخرى |
Bıçak sahte olabilir ama Sarah'nın sırtına sapladığın balta gerçekti. | Open Subtitles | حسناً، قد تكون السكّين مزيّفة، ولكن الفأس الذي وضعته بظهر (سارة) حقيقي |
Taino oymaları ve figürlerinde şişmiş bir Sırt ve sıska kollarla temsil edilen Caracaracol, hem lanetlidir, hem de dünyalar arasında bir kanal olmak üzere kutsanmıştır. | TED | ممثللين في منحوتات وتماثيل التاينو بظهر منتفخ وذراعين هزيلين، يُعتبر الكاراكاركول ملعونين ومباركين في آن واحد ليكونوا قناة بين العالمين. |
Sırt sırta savaştık. | Open Subtitles | لقد حاربنا ظهر بظهر |