Şimdi, eğer bir kısmını geri almak istiyorsan seninle oynamaktan onur duyarım. | Open Subtitles | إذا كنت تريد استرجاع بعضه فيسعدني أن ألعب معك لكنني أحذرك |
Bazıları bozulacaktı ben de düşündüm ki bunları kime veririm diye? | Open Subtitles | أخشى أن بعضه سوف يفسد ، لذا فكّرت لمَن أعطي هذه الأغراض؟ |
Sizin yağcı kahkahalarınıza ihtiyacım yok! birazını teybe kaydettim. | Open Subtitles | لا أحتاج ضحككم المتملق، سجّلت بعضه على شريط |
Her bir avcının bu maceradaki rolü farklı ve her biri birbirine bağımlı. | Open Subtitles | كلّ صيّاد بين هذه الملايين يلعب دوره في الدراما ويعتمد الكلّ على بعضه |
Dünyadan yansıyan ışığın bir kısmı deliğe düşer, fakat bir kısmı da mercek etrafından dönerek bize tekrar ulaşır. | TED | إن الضوء القادم من الأرض، يسقط بعضه في الثقب الأسود، لكن يرجع إلينا البعض بعد إلتفافه حول الثقب الأسود. |
Söylememe gerek bile yok, biliyorsunuz ki böyle parça parça bir araya gelen bir çalışmada epey uğraşmamız gerekti. | TED | غني عن الذكر، أنه عندما جمع مع بعضه هكذا، كان هناك الكثير من المحاولات و المصاعب لجعله يعمل. |
Bir kısmını aileniz için tırtıklamış olması çok mu akılalmaz geliyor? | Open Subtitles | الا تعتقدين انه من غير المعقول انه لم يخفي بعضه لدى العائلة |
Bir kısmını aileniz için tırtıklamamış mıdır? | Open Subtitles | لم يخف بعضه لدى العائلة؟ أريد منك ان تخبرني بكل شيء |
Çoktan ödedi. Belki bir kısmını sana verebilirim.. ..ne düşündüğünü bana söylersen. | Open Subtitles | وهبني سلفًا، لربّما أعطيك بعضه إن أخبرتيني رأيك. |
- Bazıları huş ama çoğunluk fındık ağacı. | Open Subtitles | بعضه من خشب القضبان، ولكن معظمه شجر بندق شجر البلوط أفضل |
Bazıları karnında bulundu bir çeşit zehirle birlikte. | Open Subtitles | بعضه وجد في معدته ممزوجاً بالسم. |
Bazıları spontane, Bazıları planlanmış, ve evet, Bazıları parası ödenmiş. | Open Subtitles | بعضها عفوي والآخر تم التخطيط له" "ونعم، يتم الدفع مقابل بعضه |
- O zaman birazını atlamışsın demek ki. | Open Subtitles | حسناً، أعتقد أنكِ نسيتِ بعضه أيمكنكِ أن تخرجيهم، أرجوكِ ؟ |
Benim kanım da seninkiyle aynı renkte. Kanıtlamak için birazını dökmeye ne dersin? | Open Subtitles | دميلونهكدمـِكَ، أتريد إراقة بعضه لإثبات ذلك؟ |
birazını senin banka hesabına, birazını da benimkine koyarız. | Open Subtitles | ونضع بعضه بحساب المصرف الخاص بك وبعضه بالخاص بي. |
Daha da ilerleyip interneti yarattık ve tüm dünyayı birbirine bağladık; tüm dünyayı düzleştirdik. | TED | بعدها تطورنا و صنعنا الإنترنت وربطنا العالم بعضه ببعض، لقد سطحنا العالم |
Eşek arısı, karıncaları birbirine düşüren bir feromon salgıladı. | Open Subtitles | أصدر الزنبور فيروموناً يجعل النمل يهاجم بعضه. |
Kütleçekimi cisimleri birbirine çeken ve bir bakıma bize Evren'deki gezegenleri, yıldızları ve galaksileri kazandıran güçtür. | Open Subtitles | الجاذبية .. هي نفس القوة التي تربط كل شئ مع بعضه البعض بطريقة تمنحنا كواكب ومجرّات ونجوم في الكون |
O zaman suyun bir kısmı derinin dışına akar, tıpkı suyun masanın dışına akması gibi. | Open Subtitles | لذا لابد أن بعضه انسكب من على الجلد مثل الماء الذى ينسكب من على طاولتى |
Tek sorun, artıkların bir kısmı çöp öğütücüden geçmedi. | Open Subtitles | المشكلة الوحيدة هي في ان بعضه لم يسهل رميه |
Şimdi tüm bu bulduklarımızı bir araya getirip en üstün TED Talk'u dizayn etme vaktimiz geldi. | TED | لذا، الآن وقت وضع كل شئ مع بعضه البعض وتصميم أفضل محادثات تيد. |
Bu yapmam gereken şey. Tarihi bir araya getirmek. | Open Subtitles | ذلك ما عليّ فعله ربط كل التاريخ مع بعضه البعض |
3 hafta önce ailesiyle kamp yaparken bir yarasanın ısırdığı ortaya çıkmış. | Open Subtitles | اتضح انه قبل 3 اسابيع قام خفاش بعضه عندما كان يخيم بصحبة اصدقائه |
Ama bütün dünya birbirini havaya uçururken hapiste tek başına oturan bir ihtiyarla neden ilgilensinler? | Open Subtitles | و لكني لا أعلم لماذا يهتمان برجا عجوز كهذا معتقل في السجن بينما بقية العالم يمزق بعضه البعض |