Tercümenin tamamını bitiremedim, bu da elimizde halen bir koz olduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | لم أنهي الترجمة كاملةً، مما يعني أنه لدينا بعض النفوذ |
Daha sonra da onu konuşturmak için elimize bir koz geçer, ...belki de evi için arama izni çıkarttırabiliriz. | Open Subtitles | وبعد ذلك سيكون لدينا بعض النفوذ لنحصل على محادثته، ربما تحصل على أمر لمكانة |
En ufak şeyleri de, çünkü ona karşı bana bir koz lazım. | Open Subtitles | أي شيء , لأني أريد أن يكون لدي بعض النفوذ عليها |
Elimde bir koz olsa iyi olur diye düşünmüş o yüzden sürdümen ve ikinci kaptanına, demir almadan önce hazineyi saklamasına yardım etmesini söylemiş. | Open Subtitles | إعتقد أنه سيحتاج بعض النفوذ لذا كان معه أمين المخازن ورفيقه الأول |
Ama onunla ayrılsan bile tekrar birleşeceğini biliyordu bu yüzden ilk hamleyi kendi yapmak, koz elde etmek istedi. | Open Subtitles | ، لكن برغم إنفصالكم علم أنكم ستعودون مُجدداً إلى بعضكم البعض لذا قرر أن يُهاجم أولاً ثم يحصل على بعض النفوذ |
Elinde sağlam bir koz olduğunda beni aramalıydın. | Open Subtitles | ينبغي عليك أن تتصل بي عندما يكون لديك بعض النفوذ الفعلي |
Eğer şanslıysak bir koz bulup onu Lee'in gözünden düşürebiliriz. | Open Subtitles | إذا نحن محظوظون سنجد بعض النفوذ... ... الذي يمكن ان نتصيد له من تدخل ليي |
Yalnızca bir koz arıyordum. | Open Subtitles | كنتُ ابحث عن بعض النفوذ فحسب. |
- Hayır koz elde edebilmek için. | Open Subtitles | لا، لكي يكون لدي بعض النفوذ. |