Bazıları güvercinler kadar küçüktü, Bazıları ise okul servisi büyüklüğündeydi. | TED | كان بعض منها صغيراً كالحمام، وكان بعضها بحجم حافلة مدرسية. |
Bazı kelimeler var ki bunlara karşı sosyal yaptırımlar olmalı ama Bazıları da siyasi gündemi sürdürmek için kullanılır. | TED | هناك كلمات معينة يجب أن يوضع ضدها نوعا من العقاب الإجتماعي، ولكن بعض منها كان يستخدم لتعزيز أجندة سياسية. |
Bazıları neredeyse ses hızında ve farklı yönlerde hareket eden hızlı bulutlar vardı. | Open Subtitles | كــان هناك سُـحـب سـريـعـة تتحرك في إتّجاهات مختلفـة بعض منها بسرعة الصوت تقريبا |
bazılarını tutanların elleri beyaz, Bazıları siyahtı. | TED | بعض منها تحمله أيادي بيضاء، والبعض الآخر أيادي سوداء. |
Sendika sözleşmelerini çekin... bazılarını iptal etmemiz gerekebilir. | Open Subtitles | مع سحب عقود النقابة، فنحن بحاجة لإلغاء بعض منها. |
Gidip birkaç tane alçak olanından ve terlik bulabilecek miyim bakacağım. | Open Subtitles | سأرى إن كان بإستطاعتي إيجاد بعض منها وبعض النعال, سأعود حالا |
Bunun bir kısmı Kızılderili toprakları, federal yasaya aykırı değil. | Open Subtitles | بعض منها أراضٍ تابعة للقبائل الهندية، لا تخضع للقوانين الفيدرالية. |
Bazıları öyle uzaktaki ışıkları bize ulaşmadan önce ölmüş oluyorlar. | Open Subtitles | بعض منها بعيد جداً وانعدم بريقهم قبل أن يصلنا النور |
Bazıları başka bir amaçla kullanılabilir olmasına rağmen bu cihazlar artık bizim depolama ihtiyaçlarımızı karşılamamaktadır. | TED | فهذه الأجهزة لم تعد قادرة على تلبية احتياجات التخزين لدينا، مع أنه يمكن استخدام بعض منها لأغراض أخرى. |
Bazıları yarı yabani, Bazıları tam. | Open Subtitles | بعض منها نصف مشرّدة والبعض الآخر خارجة عن القانون |
140'tan fazla dosya, Bazıları servet değerinde. | Open Subtitles | ما يزيد عن 140 ملفاً ، بعض منها يستحق ثروة |
Katil olarak burada dursam, yaraların Bazıları sağ elime uygun düşer. | Open Subtitles | لو وقفت هنا مثل القاتل أجد الجروح ,بعض منها , لها زوايا تناسب يدى اليمنى. |
Belki bazılarını kazıyarak çıkartabilirim. | Open Subtitles | ... إذا كنت أستطيع فقط أن أصل إلى أسفل بعض منها ... |
Düğünden önce şunlardan bazılarını asmak için Doğu Kasabasına doğru gidiyorum. | Open Subtitles | "أنا في طريقي إلى "إيست فيلاج قبل الزفاف لكي أعلّق بعض منها |
bazılarını eve götürebilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني أخذ بعض منها للمنزل؟ |
Belki de eşyalarını gözden geçirip bazılarını hayır kurumlarına versek iyi olur. | Open Subtitles | ربما حان الوقت لتفقد أغراضه وأعطاء بعض منها إلى "غودويل". |
Taşımıyorum. Silah sevmem. Ofiste var birkaç tane. | Open Subtitles | لاشئ, اننى لا احب المسدسات هناك بعض منها فى المكتب |
İstersen benim eve gelip birkaç tane alabilirsin. | Open Subtitles | تستطيع أن تعود إلى منزلي وتأخذ بعض منها إذا أحببت |
Yardımıma muhtaç birkaç tane var. | Open Subtitles | فهنالك بعض منها قد تستطيع إستخدام مساعدتي |
Bir kısmı salp denilen jelatin gibi bir hayvan türü tarafından üretiliyor. | TED | بعض منها تنتجه حيوانات هلامية تُسمى أسماك السالب. |
Pizza iyiymiş de. Bunun bir kısmını çocukları kaçırdıktan sonrası için saklamalıyız. | Open Subtitles | البيتزا رائعة أيضاً يجب أن نترك بعض منها للأطفال |