Neyin peşinde olduğumuzu biliyorlarsa, aklını emmek çok zor olacak. | Open Subtitles | إنّ استنزاف ما بعقله سيكون صعباً إن عرَفتا ما نريده |
Son zamanlarda, çok garip kitaplar okuyordu ve bunlar da kafasını bulandırıyordu. | Open Subtitles | بدأ مؤخراً بقراءة هذه الكتب الغريبة و هي تخرب بعقله |
O yıllar boyunca benimle çalışmak isteyen, kendi gözüyle görüp kendi aklıyla düşünebilen birkaç kişi oldu. | Open Subtitles | لان كل هذة السنوات، وجدت أحد الناس الذين يريدون أعمالى رجل واحد يستطيع أن يرى بعينيه ويفك بعقله هو |
Koruyucu, onun zihnini kontrol edebilir. Heyula o durumda saldıramaz. - Tamam. | Open Subtitles | الحارس يمكنه أن يتحكم بعقله و لا يستطيع أن يهاجم |
Kanıtlardan anladığım kadarıyla insan, zeka ve aptallığı ayırt edemeyen, duygularıyla beynini yöneten, etrafındaki her şeyle savaşan bir yaratık-- kendisiyle bile. | Open Subtitles | من الأدلة ، تبين لي أنا حصافته توازي حماقته أحاسيسه يجب أن تحكم بعقله لا بد و أنه كان مخلوقا مولعا بالحرب ، فخاض معارك |
- Bu bir şey değil. - beyniyle yaptıklarını göreceksiniz. | Open Subtitles | لو اعتقدت أن هذا شيء، فيجب أن تراه وهو يحرك الأشياء بعقله |
Onda beyin vardı, kas değil. | Open Subtitles | فعل ذلك بعقله وليس جسده. |
İnsanın aklının kontrolünü yitirmesinin ne kadar korkunç bir şey olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنّه أمر مخيف... ألاّ يكون المرء من يتحكّم بعقله |
Korkarım ki o taş ne kadar vücudunda kalırsa bu aklını o kadar zehirleyecek. | Open Subtitles | كلما مدت تلك الصخرة جسده بالطاقة، كلما أثرت بعقله |
Sen onun aklını çelmeden önce bir söz vermişti kendi babasının yerine seni seçmesinden önce. | Open Subtitles | كان لديه وعدٌ قبل أنْ تعبثي بعقله قبل أنْ يختاركِ ضد أهله |
Hayatımı kurtarmıştı ama korsanlar onun aklını çeldi. | Open Subtitles | لقد أنقذ حياتي, ولكن... تلك القرصانة لعبَتْ بعقله... |
Ama onun kafasını karıştırmanı istemiyorum. | Open Subtitles | ولكنني لا أريد أن تتلاعب بعقله |
Schibetta'nın uyuşturucuları milletin kafasını ütülüyor. Ütülenme sırası onun kafasına geldi. | Open Subtitles | مخدرات (شيبيتا) تعبث بعقول الأخرين حان الوقت لأعبث بعقله |
Annemden intikam almak için sadece kafasını karıştırdım. O kadar. Peki neden durasın? | Open Subtitles | (لقد تمكنتي من (بيتر - كنت أعبث بعقله ليعود إلى أمي, هذا كل شيء - |
Fark ettiğinde, onun ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir adam bulacak, ...kalbiyle değil, aklıyla yatırım yapan birini. | Open Subtitles | حالما تكتشف ذلك, ستجد رجلا آخر يصرف عليها رجل يستثمر بعقله وليس بقلبه |
aklıyla nesneleri oynatan adam başına kadar sıkıldı. | Open Subtitles | رجل يحرك أشياء بعقله ثم يشعر بالملل من قدراته. |
Hayalveren korkularını kontrol eder. zihnini odaklar. | Open Subtitles | الفاّر يسيطر على خوفه، ويركز بعقله.. |
Eğer suçlu bulunursa, beynini ileride manik şizofreni araştırmalarında... kullanılmak üzere tıp bilimine bağışlaması istenecek. | Open Subtitles | وقد طلب السيد سوفاج ,أن يتم التبرع بعقله للأبحاث العلمية إذا تمت ادانته في هذه القضية من أجل التوصل إلى أسباب مرض انفصام اشخصية المفرط |
Ama bilirsin, vücudundan çok beyniyle, ilgilenen birisi ile tanışmak hoş. | Open Subtitles | ولكن، إنّه لمن اللّطيف أن أقابل أحداً أكثر اهتماماً بعقله من جسمه |
Onda beyin vardı, kas değil. | Open Subtitles | فعل ذلك بعقله وليس جسده. |
Farouk onu aklının ufak bir köşesinde kilitledi. | Open Subtitles | (فاروق) قام بحبسه بعيداً في زاوية ضيقة للغاية بعقله |
İkinci olarak da aklı başında olan hiç kimse şu anda kek almaya gelmez. | Open Subtitles | وثانيًا، لا أحد بعقله الصّحيح سيتوقّف ليشتري الكعك الآن. |
İkimizde de Espheni DNA'sı olduğu için zihnine bağlanabiliyorum sanırım. | Open Subtitles | أعتقد لأن كلانا لديه حمض الـ(الاشفيني) النووي استطيع الاتصال بعقله |
Bilitzen kafasına tekmeyi attığından beri kendinde değil. | Open Subtitles | ليس بعقله منذ أن ركله أحد ألأيله على رأسه |