"بعمق" - Traduction Arabe en Turc

    • derinden
        
    • derine
        
    • derinlere
        
    • derinliğinde
        
    • iyice
        
    • derinde
        
    • derin
        
    • derinlikte
        
    • derince
        
    • derinlerde
        
    • mışıl mışıl
        
    • derinliği
        
    • derinliklerine
        
    Beyninizde doğal olarak oluşan opioidler vardır, ve bunlar sosyal süreçlerle derinden ilişkilidir. TED يوجد هناك التكون الطبيعي للمواد الافيونية في أدمغتكم التي ترتبط بعمق بالعمليات الاجتماعية.
    Gözlerinin içine baktım ve en karanlık saatlerinin hikâyelerini derinden dinledim. TED نظرت في عينيها واستمعت بعمق إلى ما تروي عن أحلك ساعاتها.
    Fazla derine gömmedikleri için vahşi köpekler cesetleri eşeleyip çıkartmış. Open Subtitles لم يحفروا للدفن بعمق كافٍ، لذا الكلاب البرّيّة وجدت الجثامين.
    Bu, bence, öylesine derinlere gömülmüştür ki, bunu sorgulamak herhangi birinin aklına gelmez. TED هذه الفكرة، على ما أعتقد، مترسبة في عقول الناس بعمق فلا يخطر ببال أحد أن يشكك بها.
    Yaralar 17 cm derinliğinde ve tek bir aletle oluşmuş. Open Subtitles الجروح بعمق 6 انشات و نصف حدثت بواسطة شفرة معينة
    Fosil yakıtlarından nasıl kurtulacağımız hakkında iyice düşünmemiz gerekmez mi?" TED ألا يجب أن نفكر بعمق حول كيفية الإستغناء عن الوقود الأحفوري؟
    Ve biz yuvaları kazınca onları koloninin genişliği kadar derinde buluruz... ...bu yüzden eski büyük yuvalar yaklaşık bir metre kadar derindedir. TED ونحن عندما نحفر الأعشاش نجدهم في الأعماق. كلما تتوسع المستعمرة، فهي تصبح بعمق 1 متر في الأعشاش القديمة الكبيرة.
    Bütün çelişkilere rağmen, Bu ülkeye derinden inanmış, insanların değerlerini de. Open Subtitles مبادئ الشعب الذين يؤمنون بعمق في هذه البلاد رغم كل التناقضات
    Ve kendimizi derinden geri yansıtmaya çok az zaman ayırıyoruz. TED وبالكاد نجد وقتا لننعكس بعمق على ذواتنا.
    Bunu yapmanın bir yolu da, bu meseleleri derinden önemseyen çok sayıda erkek olduğunu söylemektir. TED وإحدى الطرق للقيام بذلك هي أن نقول هنالك الكثير جداً من الرجال الذين يهتمون بعمق لهذه القضايا.
    Bu meseleleri derinden önemseyen o kadar çok erkek var ki... Ama derinden önemsemek yetmez. TED ولكن هناك الكثير من الرجال الذين يهتمون بعمق لهذه القضايا، ولكن الاهتمام بعمق ليس كافياً.
    Elimize essah bilgiler geçirmek istiyorsak biraz daha derine inmeliyiz bence. Open Subtitles اعتقد إذا كنا نريد شيء ذات أهمية علينا أن نحفر بعمق
    Öğrencinin şüpheli alanlarını belirleyip özel durumlarını irdelemek için derine dalacaksınız. Open Subtitles ستتعرفون لمواقع تمركزهم أو مجالات إهتمامهم وستتوغلون بعمق بالوقائع الخاصة بقضاياهم
    İster istemez, herhangi bir kişi için cevabın hangisi olduğunu bilemiyoruz, bu nedenle daha derine inmeye başlıyoruz. TED إننا لا نعلم في حالة أي شخص بعينه، بالضرورة، أي من هذه الإجابتين هي الصحيحة حتى نبدأ بالبحث بعمق.
    Gözetledi, kurcaladı, derinlere indi. Open Subtitles التي تخاف البرامج الحوارية الأخرى من لمسها. انه يكافح، انه يتعب، انه يحفر بعمق
    Korkular ve kuruntular öyle derinlere gömülmüşlerdir ki, yüzleşmesi çok ızdırap vericidir. Open Subtitles مخاوفنا وقلقنا مغمور بعمق ومن الصعوبة مواجهتها
    Bu tıpkı bir keki kesmek gibi, fakat bu kek bir balina derinliğinde. TED تبدو وكأنها كقطع الكعك إلا ان هذه الكعكة تبدو تقريبا بعمق حوت
    Oğlumun kendini öldürdüğünü varsaydılar ve hiçbir şeye iyice bakmadılar. Open Subtitles لقد افترضوا بأن ابني قتل نفسه لم يبحثوا بعمق بما يكفي لكل شيء
    - 8 fit derinde olduğundan beridir çalışıyorum ben o ocakta. - Aslanım benim! Open Subtitles لقد كنت اعمل في هذا المحجر منذ ان كان بعمق ثمانية أقدام
    Sistemimizin ve alt yapımıza derin bir şekilde inşa edilmiş. TED لقد تم غرسه في بعمق في أنظمتنا و بنيتنا التحتيه.
    Everest Dağı'ndan daha kalın bir buz tabakasının altında 100 kilometre kadar derinlikte bir sıvı okyanus bulunuyor. TED تحت طبقةٍ سطحيّةٍ من الجليد أثخن من جبل إيفريست، يوجد هناك محيط سائل بعمق 100 كيلومتر.
    - Gömülecek cesetler varsa çukur kaz ve derince kaz. Open Subtitles إن كان هنالك جثث لدفنهم فأحفر قبوراً و احفرهم بعمق
    Insan yetenekleri, doğanın kaynakları gibidir genellikle çok derinlerde gömülüdürler. TED والموارد البشرية مثل الموارد الطبيعية؛ هي مدفونة بعمق في كثير من الأحيان.
    Neyse, bu gece mışıl mışıl uyurum artık. Open Subtitles حسناً ، أعتقد أنه ينبغي علي النوم بعمق الليلة
    Ben keşif yaptım bile. Kanalın derinliği burada 1 metre. Open Subtitles لقد قمت بذلك بالفعل , هناك تلك البالوعة ليست بعمق ثلاثة أقدام
    Örneğin görsel sistemin derinliklerine kurulmuş bir model beyaz ışığı renksiz parlaklık diye kodlar. TED مثلًا، فإنّ نموذجًا واحدًا بني بعمق في النظام البصري يرمز للضوء الأبيض على أنّه سطوع بدون لون.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus