çok mutlu ve gururluyum. Çok yaşa Hindistan! | Open Subtitles | أنا بغاية السعادة والفخر عاشت أمنا الهند |
Ben gerçekten senin gibi birini memnun etmekten çok mutlu olurum. | Open Subtitles | أنا بالحقيقة بغاية السعادة أنني سأرضي شخص مثلك |
Beni çok mutlu etti. Tüm sorunlarımı unutturdu. | Open Subtitles | جعلتني بغاية السعادة جعلتني أنسي كل مشاكلي |
Arkadaşlarım o kadar mutlu ki kendilerini öldürüyorlar. | Open Subtitles | رفاقي بغاية السعادة لدرجة أنهم يقتلون أنفسهم. |
Seni gördüğümüze çok sevindik, tatlım. | Open Subtitles | نحن بغاية السعادة برؤيتكِ يا عزيزتي |
Konu ben değilim. Ben çok mutluyum. | Open Subtitles | هذا ليس بخصوصي أنا بغاية السعادة |
Dün gece gördüm onu. Çok mutluydu. | Open Subtitles | رأيتها ليلة أمس وبدت بغاية السعادة |
Yok, sende kalsın. Çünkü seni çok mutlu ediyor. | Open Subtitles | لا، عليك الإحتفاظ بها لأنّها تجعلك بغاية السعادة. |
Beraber yaşıyorlar ve çok mutlu görünüyorlar. | Open Subtitles | لقد انتقلوا للعيش مع بعضهم للتو و يبدون بغاية السعادة |
Yinede, beni çok mutlu ediyordun. | Open Subtitles | ومع ذلك، فقد جعلتني بغاية السعادة |
Şok oldum Lemon. çok mutlu gözüküyordunuz. | Open Subtitles | أنا مصعوق لقد بدوتما بغاية السعادة |
Onunla çok mutlu olacaksınız. | Open Subtitles | ستكونين بغاية السعادة معه |
- Angela çok mutlu oldu. - Bunu görebiliyorum. | Open Subtitles | ـ (أنجيلا)بغاية السعادة ـ يمكنني رؤية ذلك |
Doğuştan satıcı ve Esther'ı çok mutlu ediyor. | Open Subtitles | {\pos(195,220)} إنه بائع بالفطرة وقد جعل (استير) بغاية السعادة |
çok mutlu oldum. | Open Subtitles | لقد جعلتيني بغاية السعادة. |
Sen de onu çok mutlu ettin. | Open Subtitles | وأنتِ جعلتيه بغاية السعادة |
Anlamadığım için hiç bu kadar mutlu olmamıştım. | Open Subtitles | كنت بغاية السعادة لأني لم أفهم كلامهما |
Artı, Kenny'i hiç bu kadar mutlu görmemiştim. | Open Subtitles | (كما أني لم أر (كيني بغاية السعادة هكذا |
Gelmenize çok sevindik. | Open Subtitles | نحن بغاية السعادة انكِ هنـا |
Gelmenize çok sevindik. | Open Subtitles | نحن بغاية السعادة انكِ هنـا |
çok mutluyum. | Open Subtitles | أنا بغاية السعادة |
Dün gece gördüm onu. Çok mutluydu. | Open Subtitles | رأيتها ليلة أمس وبدت بغاية السعادة |