Otel odasında ispermeçet içeren başka makyaj malzemesi var mı? | Open Subtitles | هل يوجد اى من مستحضرات التجميل بغرفتها تحتوى على العنبرية |
Hayır, kovulmuştun, artık bizle değildin. Onun odasında ne arıyordun? | Open Subtitles | لا , لقد كنتَ مطروداً ماذا كنت تفعل بغرفتها ؟ |
Yani, sabahın 3'ünde onu odasında ağlarken duyan sen değilsin. | Open Subtitles | فأنت لاتسمعها تبكي بغرفتها بالثالثة فجراً |
Ayrıca etiket yanlışlıkla antibiyotik kutusunun üzerine yapıştırılmış ve yine yanlışlıkla onun odasında unutulmuşsa... | Open Subtitles | و إن تصادف وجود ذلك الكلاك على زجاجة مضاد حيوي و إن تصادف وجود تلك الزجاجة بغرفتها |
Son üç hafta her gün odasına uğradım. | Open Subtitles | كنت أزورها بغرفتها يومياً لمدة ثلاثة أسابيع |
Herhalde odasında mini bardaki meyve sularını yudumluyordur. | Open Subtitles | إنها بغرفتها على الأرجح تشرب من الحانة بالغرفة |
Teleskopu, 9 yaşına bastığında almıştık. Hala orada. Hala odasında. | Open Subtitles | المنظار التي حصلت عليه عندما بلغت التاسعة لا يزال هناك، لا يزال بغرفتها |
Ama seni odasında görmekten hoşlanmazdı. | Open Subtitles | لكني متأكدة أنها لا تريد تواجدك بغرفتها. |
odasında da yok. | Open Subtitles | إنها ليست بغرفتها لا بد من أنكم تمازحونني |
Kız kardeşimin odasında bir ton mayo var. | Open Subtitles | أختي لديها الكثير من لبس السباحة بغرفتها |
Dün gece çipini çıkarıp odasında bırakmış olmalı. | Open Subtitles | لابد أنها استخرجت شريحتها بالأمس وتركتها بغرفتها. |
Yaptığı şeyi öğrendiğimde Megan'ın odasında yerde yatmaya başladım. | Open Subtitles | عندما إكتشفت ما كان يفعل بدأت بالنوم على الأرض بغرفتها |
Ön odasında dışarı çıkarabileceği bir çekyatı olabilir. | TED | قد يكون لديها أريكة-سرير بغرفتها ترغب في التخلي عليها. |
Onun odasında uyumaya neden dayanamadığın anlaşıldı. | Open Subtitles | لا عجب أنه لا يمكنك النوم بغرفتها |
Benim küçük casusum, bana söz verdiği halde kendi odasında uyumayan bir kız olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | أرى فتاة لا تنام بغرفتها كما وعدت |
Bu da, üzerinde ve odasında neden bir tane bulamadığımızı açıklıyor. | Open Subtitles | هذا ما يفسر لما لم نجد هتافها بغرفتها |
Kesin bir dille söylediler. odasında alet olmayacak. | Open Subtitles | كانو واضحين تماماً، لا أدوات بغرفتها |
odasında değil. Hiçbir yerde bulunamadı. | Open Subtitles | إنها ليست بغرفتها لا يمكن إيجادها |
Yukarıda, odasında yatıyor. | Open Subtitles | إنّها بغرفتها بالأعلى، نائمـة. |
Sadece nasıl oluyor da kızını, odasına yıllarca dokunmayacak kadar özlerken çıkıp katilinin hayatı için savaşabiliyor anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أدري كيف يمكنك الاشتياق لابنتك بالاهتمام بغرفتها سليمة لسنوات ثم تتحولين و تدافعين عن حياة قاتلها |
Yorulmuş olmalı. Tepsiyi yatak odasına çıkar. | Open Subtitles | ستكون متعبه ضعي الأواني بغرفتها. |
Daha sonra bu sesin odasındaki dolaptan geldiğini fark etmiş. | Open Subtitles | عندها أدركت أن الصوت يأتي من خزانة الملابس بغرفتها |