Küçük ailemizin bir başka üyesini daha kaybetme riskine giremem. | Open Subtitles | وأنا لا أستطيع المخاطرة بفقدان شخص آخر من عائلتنا الصغيرة |
Ne yazık ki, biyoçeşitlilik konusunda bilgimiz o kadar eksik ki daha onu tam olarak keşfedemeden muazzam bir miktarını kaybetme riski ile karşı karşıyayız. | TED | للأسف، معرفتنا بالتنوع الحيوي غير مكتملة بشدة بحيث أننا نخاطر بفقدان قدر كبير منها حتى قبل إكتشافها. |
Eğer başarılı olmak istiyorsanız kontrolü kaybetmeye hazır olmalısınız. | TED | إذا أردت النجاح ينبغي أن تقبل بفقدان السيطرة. |
Bu işitme kaybına ise neyin sebep olduğunu asla bilemeyeceğiz. | Open Subtitles | ما الذي تسبب بفقدان السمع لم نعرف بالتأكيد |
O yüzden bir süre dans edemedim. isimi kaybetmek istemedigim için de müdüre, Ruby'yi çagirmayi önerdim. | Open Subtitles | هذا جعلني أتوقف عن الرقص ولم أرغب بالمخاطرة بفقدان وظيفتي |
Bay Harris hastaneye kaldırıldı ve birkaç saat sonra geçici hafıza kaybıyla uyandı. | Open Subtitles | أُخذ السيد هاريس إلى المستشفى واستيقظ بعد عدة ساعات بفقدان ذاكرة قصير الأجل |
Muhtemelen bu ameliyatı eninde sonunda olmak zorundayım ama o zamana kadar ona yakın olmamı sağlayan tek şeyi kaybetmeyi göze alamam. | Open Subtitles | أعلم أني عاجلاً أم آجلاً سأخضع لتلك الجراحة لكن حتى ذلك الحين، لن أخاطر بفقدان الشيء الوحيد الذي يجعلني على مقربة منها |
Ailemden birçok kişiyi... bir daha geri dönmemek üzere kaybettim. | Open Subtitles | قمت بفقدان العديد من أفراد عائلتي الذين لا أستطيع إسترجاعهم |
İkimiz de büyük bir aşkı kaybetmenin ne demek olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا يعرف كيف يكون الشعور بفقدان حبّ عظيم |
Çiftliği kaybetme riskine girmek istemiyorum. Çok çalıştın. | Open Subtitles | لا أريد أن أخاطر بفقدان المزرعة عملت جاهداً فيها |
Ayrıca son 3 yılda kazanmayı başardığımız tüm toprakları kaybetme tehlikesini göze alıyoruz. | Open Subtitles | و نحن نستمر في المخاطرة بفقدان كل الأرض التى نجحنا في كسبها في السنين الثلاث السابقة |
Geçen 3 yıl içinde aldığımız toprakları da kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırız. | Open Subtitles | و نحن نستمر في المخاطرة بفقدان كل الأرض التى نجحنا في كسبها في السنين الثلاث السابقة |
Sayın Yargıç gerçekten bakıcılık meselesi yüzünden tanığı kaybetme riskini mi alacağız? | Open Subtitles | حضرة القاضي، هل سنقوم بالمخاطرة بفقدان شاهدة عن القضية بسبب مشكلة برعاية الأطفال؟ |
Birşeyler kaybetmeye başladığınızda öğrenirsiniz. | Open Subtitles | ولكنك تتعلم ذلك عندما تبدأ بفقدان الأشياء |
Birşeyler kaybetmeye başladığınızda öğrenirsiniz. | Open Subtitles | ولكنك تتعلم ذلك عندما تبدأ بفقدان الأشياء |
Kafalarına taşla vurup hafıza kaybına uğramalarını mı umuyorsun? | Open Subtitles | ستضربهم على رأسهم بحجر أملاً أن يصابوا بفقدان الذاكرة؟ |
Hafızanızı kaybetmek; engebeli arazide araba kullanmaya benzer. | Open Subtitles | اصابتك بفقدان الذاكر مثل القيادة بميدان كله عقبات |
Ani stres bu bir sorun değil, ama uyku kaybıyla ilişkili sürekli stres bir sorundur. | TED | حتى إذا كنت مجهدا بشكل شديد، فإن ذلك ليس مشكلا كبيرا، ولكن الإجهاد المستمر المرتبط بفقدان النوم هو المشكلة. |
Hayır, olmaz. Güç kaybetmeyi göze alamam. | Open Subtitles | لا، الشاحنة في وضع سيئ لا أريد المخاطرة بفقدان الطاقة |
Geçen sefer tamamen emin olmadan bir şey bildirdiğimde bütün birikimlerimi kaybettim. | Open Subtitles | آخر مرّة قمتُ بنشر تقرير قبل التأكد من صحته بشكل تام تسبب ذلك بفقدان كل ما أملك |
Şimdi sana sevdiğin birini kaybetmenin nasıl bir şey olduğunu göstereceğim. | Open Subtitles | سأريك الآن كيف يكون الإحساس بفقدان شخص تحبه |
O adam, benim oğlumu kaybetmeme isteğim yüzünden kendi oğlunu kaybetti. | Open Subtitles | ،وفقد هذا الرّجل ابنه لأنّي لم أقبل بفقدان ابني |
Eisenhower'a uçağın kayıp olduğu ve kamuya bir açıklama yapılması gerektiği iletildi. | Open Subtitles | ،تم إعلام أيزنهاور بفقدان الطائرة وإحتمالية أن تكون هناك حاجة لبيان عام |
Böylece işin bittiğinde kafamı vurup hafızamı kaybetmiş gibi görünürüm. | Open Subtitles | بعدما تنتهي سيظهر الأمر كأنني قد أصبت بفقدان في الذاكرة |
Bu gayet ilginç ama topluma bundan bahsetmek çok zor, çünkü kilo kaybetmekten bahsettiğimizde, egzersiz yapıp olanı kasa çevirmeyi ve bolca terlemeyi düşünürüz, ama aslında bu çağda ortalama yağ hüsresine sahip, ortalama bir insandaki toksikleri cildiniz yoluyla vücudunuzdan atmak istemezsiniz. | Open Subtitles | هذا حقاً مثير للاهتمام، و لكنه من الصعب حقا التحدث بخصوصه مع العامة ﻷنه عندما نفكر بفقدان الوزن، نعتقد بأنه علينا أن نتمرّن |
Eğer bunu okuyorsan biri yaşadığın hafıza kaybını ağzından kaçırmış demektir. | Open Subtitles | "فإن أحدًا قد أخبرك بفقدان ذاكرتك الاختياريّ" |
Tabii eski eşinden daha fazlasını kaybetmekle ilgilenmediysen eğer. | Open Subtitles | إذا لم تكونِ مهتمة بفقدان ما هو أكثر من زوجك. |