"بلده" - Traduction Arabe en Turc

    • ülkesine
        
    • ülkesi
        
    • kasaba
        
    • ülkesini
        
    • ülkesinin
        
    • kasabada
        
    • ülkeye
        
    • ülkenin
        
    • ülkesinden
        
    • kasabayı
        
    • kasabaya
        
    • vatanını
        
    • kasabadan
        
    Federasyon Kabir Khan'ın ülkesine yanlış yaptığını ve kınadığını bildirdi. Open Subtitles المجلس أدان كابير خان أعلن انه أخطأ فى حق بلده
    ülkesine hizmet etmeyi sevdiği kadar seferinin bittiğine de seviniyordu. Open Subtitles بقدر ما أحب خدمة بلده كان سعيدا بإنتهاء رحلته الأخيرة
    1972'de Thomas Sankara, kendi ülkesi dışındaki bir devrimin içine sürüklendi. TED في عام 1972، انخرط توماس سانكارا في ثورة ليست في بلده.
    Tam orada Ashland, Missouri diye bir kasaba var. Open Subtitles على اليمين هنا توجد بلده تسمى ايشلاند , ميسورى
    Alman askerlerini rahatça hedef alabiliyordu, özgür bir ülkeyi işgal etmeye gelen askerleri, onun ülkesini, bizim ülkemizi. TED وحدث أن أصبح على مرماه بعض الجنود الألمان الذين قدموا لإحتلال بلد حر مستقل بلده هو بلدنا نحن
    Gelişme çağında bir çocukken, ülkesinin işgal edilmesiyle tanıştı, ve bununla mücadele etmek zorunda kaldı -- ülkenin lideriydi. TED وفي فترة مراهقته واجهت .. بلاده الغزو .. وكان يتوجب عليه التعامل مع هذا .. لانه كان قائد بلده
    Küçük bir kasabada sır yoktur Bay Dagget, karanlık olsun ya da olmasın. Open Subtitles لا توجد اسرار في بلده صغيره يا سيد داغيت مظلمه او غيرها
    Tamam, onun kendi ülkesine hizmet ettiğine fazla inanmadım. Open Subtitles حسناً، ولكنني أعلم بأنّه آمن بأنّه كان يخدم بلده
    Çok karizmatikti.ülkesine gerçekten faydalı olmak istiyordu. Open Subtitles لقد كان حقا ذو شخصية كارزماتية, لقد أراد حقاً مساعدة بلده.
    Ama evrim yasasına karşı savaşı, düşünce özgürlüğü savunmanın ve ülkesine hizmetin önemli bir yolu olarak görüyordu. Open Subtitles بيد أنّه رأى من المعركة ضدّ قانون التطوّر طريقاً مُهمّاً للدّفاع عن حريّة الثقافة وخدمة بلده.
    Ah, bir adam ülkesi ya da midesi için hayatını verebilir hatta atı için bile. Open Subtitles من أجل بلده أو معدته يمكن أن يضحي الرجل بحياته
    Bu donanma yarbayı doğal sebeplerden ya da ülkesi için savaşırken ölmedi. Open Subtitles لم يمت لا ميتة طبيعية و لا مدافعا عن بلده لكن مات بين تبادلكم لاطلاق النار أريد أن أرى المحامي الخاص بي
    Bir asker ülkesi için ölebilir. Open Subtitles بل الجندي الذي يمكن أن يموت في سبيل بلده
    Yine de hücum edenler, Wehrmacht askerleri; her bir kasaba için tek tek, siddetli bir savasin bedelini ödemek zorunda. Open Subtitles اما جنود القوات الالمانيه فقد اضطروا لشن معركه ضاريه فى كل بلده
    Ajan Cooper, Alie, isimlerini bir ağaca kazıdı diye Ian'ı tutuklayacak küçük bir kasaba polisi değil. Open Subtitles العميله كوبر ليست كشرطي في بلده صغيره ستقوم بالقبض على أخو سبنسر في القانون بسبب ان ألي حفرت أسمه في شجره.
    Eğer ülkesini burada kurtaramıyorsa dışarıdan nasıl yapacak? Open Subtitles اذا كان لا يستطيع أن ينقذ بلده وهو هنا فان السؤال سيكون ما الذي سنفعله به عندما نخرجه؟
    Bu garip bir şekilde romantik ve kesinlikle komünist kadının Fred Astaire'e tapan ama onun ülkesini sevmeyen bu kadının yalan söyleyip adınızı kötüye kullanmasına ve bütün parasını zavallı bir babaya gönderdiğine inanmamızı istemesine ilişkin bir ipucu verebilir. Open Subtitles رومانسية الامرأة الشيوعية التي تعشق أفريد استير و لكن ليس بلده
    Esperanza'nın güç kaybetmeye başladığının sinyalleri sadece ülkesinin seçimlerinde değil, ayrıca komşu ülkelerde de görülmüştü. Open Subtitles خروج اسبيرانزا من السلطة ادى الى اضطرابات في انتخابات بلده و قريبا منها ايضا
    Küçük bir kasabada yaşardım ve orada herkes birbirini tanırdı. Open Subtitles إنني اعيش في بلده صغيره وأعلم كل الناس بها وتعلم بأنك أمن
    Ama Troilus'un gitmesi gerekiyor. Başka bir ülkeye savaşa gitmesi gerekiyor. Open Subtitles لكن ترولس يجب أن يذهب الآن عليه أن يذهب للحرب من أجل بلده
    Eski ülkesinden burada çalışan adamları olabilir mi? Open Subtitles هل هناك فرصة أن لديك أشخاصا من بلده القديم يعملون إلى جانبه؟
    Gelip başımıza çökmeden kasabayı terk etmemiz gerektiğini söylüyorlar. Open Subtitles ويقولون علينا أن نتحرك ويخرجه من بلده. قبل أن يأتوا إلى أسفل على لنا.
    Yeni evlendim, küçük bir kasabaya taşındım, bir antika mağazası açtım. Open Subtitles تزوجت للتو و انتقلت إلى بلده صغيره و افتتحت محلي الخاص
    Yerli vatanını uğruna ölecek kadar seven insandır. Open Subtitles الوطنى هو الرجل الذى يرغب فى أن يضحى بحياته فى سبيل بلده
    Albayda, ben de küçük kasabadan gelme iki sıradan insanız. Open Subtitles نحن مجرد زوج من الفتيه من بلده صغيره , الكولونيل و انا . فهمت ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus