| Düşünecek birşey yok. Paran sende kalsın. Pervasızlık ediyorsun. | Open Subtitles | لست بحاجة للتفكير في الموضوع إحتفظي بمالك |
| Paran sende kalsın. - Hey, Wang Chi! | Open Subtitles | -حسناً، أنا ذاهب إلى المنزل، إحتفظ بمالك |
| paranla ne yapman gerektiğini söylemiyorum sen de benimkiyle ne yapacağımı söyleme, tamam mı? | Open Subtitles | لا أملي عليك ما تفعله بمالك إياك وتأمرني أنا، مفهوم؟ |
| O senin paranla ufaklığa oyuncak alır. | Open Subtitles | كان من المفترض أن تشتري لعبة للصغير بمالك |
| Daha önce paranı sakladığın yere. | Open Subtitles | وضعت علبة هناك في الصندوق الذي كنت تحتفظ بمالك فيه |
| Bir daha fikrini değiştireceğin zaman... kendi paranı kullan. | Open Subtitles | فيالمرةالقادمةعندماتغيّررأيك.. أفعل ذلك بمالك الخاص |
| Telefonumuz olsaydı ev sahibini arayıp şikâyetini iletebilirdin. | Open Subtitles | يمكنك أن تتصل بمالك الأرض وتشتكي إليه، هذا إن كنا نمتلك هاتفاً هنا |
| Gördüğümüz şey şaşırtıcı türdendi çünkü parayla ne yaptığınız üzerine evrensel kültürler ve de gerçek kültür farklılıkları var. | TED | لأن هناك مسلمات إنسانية حول ماتقوم به بمالك و هناك أيضا اختلافات ثقافية حول ما تقوم به على سبيل المثال |
| İndim, mekân sahibi aradım ve... | Open Subtitles | وصلت هناك , وقمت بالإلتصال بمالك مكان العرض |
| Paran sende kalsın. Benden daha çok ihtiyacın var. | Open Subtitles | .إحتفظ بمالك .أنت تحتاجه أكثر مني |
| Paran sende kalsın çünkü bir inc bile gitmeyeceğim. | Open Subtitles | أحتفظ بمالك لأنني لن أتحرّك بوصة واحدة. |
| -O senin Paran değil. - Parayı ver. | Open Subtitles | كلا , لن أعطيك - إنه ليس بمالك ,أعطيني إياه - |
| İyi, kalsın. Hepsi senin Paran zaten. | Open Subtitles | حســنا، إحتفظ بهــا، إنها مليئة بمالك |
| Sonra doktora gider paranla yağlarını aldırır. | Open Subtitles | ومن ثم تريد الذهاب لطبيب التجميل لتقوم بعملية شفط للدهون بمالك |
| Sonra paranla şehri terk etmeye hazırlandığını anladın. | Open Subtitles | وقد اكتشفت بأنه على وشك المغادرة بمالك |
| Sana paranla ne yapacağını söylemeyeceğim Randy sen yetişkin bir adamsın. | Open Subtitles | لن أخبرك عمّا تفعله بمالك راندي |
| Sen sadece kimsenin senin paranla ya da vajinanla uğraşmasına izin verme yeter. | Open Subtitles | فقط لاتدع احد يعبث بمالك او بفتاتك |
| Oranın kaç defa soyulduğunu sağır sultan bile duymuşken paranı orada tutuğunu duyunca çok şaşırdım. | Open Subtitles | يفاجئني احتفاظك بمالك هناك رغم معرفة أنه يسرق كثيراً |
| Lanet paranı kendine sakla, ahbap. | Open Subtitles | أتعرف شيئا؟ إحتفظ بمالك اللعين ، يا صاح |
| paranı hemen alabileceğini mi sandın? | Open Subtitles | أتظن أنني أحتفظ بمالك في فراش بالخلف؟ |
| Avukatın da ev sahibini araman gerektiğini düşünüyor zaten. | Open Subtitles | حسنا , محاميكِ يظن ان عليك الاتصال بمالك المنزل |
| Kesinlikle ev sahibini araman gerek. | Open Subtitles | حسناً، انت بالتأكيد في حاجة للإتصال بمالك المبنى |
| Dün kuryenin Vahruşin'den getirdiği parayla. | Open Subtitles | بمالك أنت, ولقد جاء إلى هنا رجل يحمل مالا أرسلته أمُّك |
| Nasıl istemeyen bir sahibi hakkında bir one-of-a-tür antik kirletmekten? | Open Subtitles | ما رأيكي بمالك تحفيات لا يرغب في التخلص من تحفة ليس لها مثيل؟ |
| Kendinizi mutlu etmek için, Paranızla ilginç şeyler yapmak zorunda değilsiniz. | TED | إذن لا تحتاج لفعل أشياء مذهلة بمالك لتصبح سعيدا يمكنك القيام بأشياء صغيرة وعادية و رغم ذلك تجني منافع من وراء ذلك |