Sanırım bana gerçek anne babamın kimler olduklarını söyleyecek kadar büyüdüm. | Open Subtitles | أعتقد أني كبيرة بما يكفي كي تخبرني من هم والدي الحقيقين |
Ve her zaman kafanın içinde olacak kadar yakınında olacağım. | Open Subtitles | وسأكون قريبة بما يكفي كي أكون بداخل رأسك طوال الوقت |
Can alacak kadar erkeksin de cana bakacak kadar erkek değil misin? | Open Subtitles | تعتبر نفسك رجلا بما يكفي كي تسلب حياة آخر لكنك لست رجلا بما يكفي كي تعتني بحياة آخر؟ |
Bay Hunter günahlarımız için ölecek kadar iyiydi ama yeşil uzaylı kızları tavlamanın çok uzağındaydı. | Open Subtitles | يبدو أن السيد هنتر كان جيد بما يكفي كي يموت من أجل خطايانا لكن لم يكن كفؤ لمهمة إغواء نساء خضراوات.. |
Elektro kardiyografinizde bazı anormallikler vardı, biz de kalbinizin ameliyatı atlatabileceği kadar iyi durumda olduğundan emin olmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | مخطط كهربية القلب الخاص بك أظهر بعض الأشياء الغير طبيعية نريد فقط أن نحرص أن قلبك سليم بما يكفي كي يدعمك أثناء الجراحة |
Problem profesör'ümle yatmam mı, ya da ilişkiyi üç yıl sürdürecek kadar ona bağlanmam mı? | Open Subtitles | , هل المشكلة هو أنني نمت مع أستاذي أم أنني كنت ملتزمة بما يكفي كي أبقي هذه العلاقة لمدة 3 سنوات؟ |
Ben ağlayıp sızlayacak kadar abimle yakın değildim. | Open Subtitles | أعترف أنني لم أكن قريب من أخي بما يكفي كي أبكي |
Kim benim mekanlarımdan birini soyacak kadar gerizekalı olabilir? | Open Subtitles | من يمكن ان يكون احمقا بما يكفي كي يسرق احد المحلات الخاصة بي ؟ |
Artık zengin olana kadar gülümseyemez miyiz? | Open Subtitles | الان هل يمكن ان نبقى سعداء بما يكفي كي نكون سعداء ؟ |
Bütün bunları beni alaşağı etmek için planlayacak kadar üçkağıtçı birisi o. | Open Subtitles | وهي للتو فكّرت بما يكفي كي تدبر كل هذه الفوضى كي تطيح بي |
-Çocuk o Korsanların gemisini yok edecek kadar güçlüydü ama | Open Subtitles | إنها قوية بما يكفي كي تٌخفي سفينة قراصنة. |
Sende onunla evlenmek isteyecek kadar onu seviyordun. | Open Subtitles | ولقد احببته بما يكفي كي ترغبي بالزواج منه |
Senin sözüne güvenecek kadar aptal mıyım sence? | Open Subtitles | أتعتقدين أنني أحمق بما يكفي كي أصدق أي من كلامك؟ |
Sadece bu testi gerçekten House'un isteyip istemediğini soracak kadar. | Open Subtitles | فقط خرجت منه بما يكفي كي أسأل ان كان هاوس قد طلب ذلك الفحص فعلا |
Beni sarhoş olarak aratacak kadar iyiydi. | Open Subtitles | جيّدة بما يكفي كي أتّصل به في وأنا ثملة. |
Beni sarhoş olarak aratacak kadar iyiydi. | Open Subtitles | جيّدة بما يكفي كي أتّصل به في وأنا ثملة. |
Eğer George çıplak gerçekle yüzleşecek kadar cesursa bende batı Chatswin cadısıyla tanışacak kadar cesurum. | Open Subtitles | لو ان جورج كان شجاعاً كي يواجه وجهه العاري عندئذ انا سوف اكون شجاعة بما يكفي كي اقابل ساحرة شرق تشاتسوين |
George, tam kendini gereksiz olduğuna ikna ettiğin anda çocuklarının sana en çok ihtiyaç duyabileceklerini bilecek kadar uzun süre babalık yapıyor. | Open Subtitles | جورج جرب فترة الابوة بما يكفي كي يعرف انه احيانا فقط عندما تقنع نفسك انه لا حاجة لك |
Büyük anneleri olacak yaşta; ama onları o kadar çok istemiş ki kendi dinazor yumurtalarının tozunu almış. | Open Subtitles | انظر لها هي مسنة بما يكفي كي تكون جدتهما لكنها تحبهما بشدة ، لدرجة انها نفضت بيض دينصورها |
Oturma odama girecek kadar sarhoş ise nasıl bu kadar çabuk kaçabilmiş? | Open Subtitles | أعني، إن كان ثملاً بما يكفي كي يدفع السيارة لغرفة المعيشة، كيف هرب بهذه السرعة؟ |