Bir devletin böyle bir şey yapması daha önce hiç görülmemişti ve hackerlar için bu kişisel bir durumdu. | TED | وكانت هذه سابقة، بحيث تقوم حكومة بمثل ذلك العمل، أما المخترقين، فقد اعتبروها إهانة شخصية. |
Belkide tarihte ilk kez... tüm dünya böyle bir olaya seyirci oluyor. | Open Subtitles | ربما لم يحدث من قبل في تاريخ البشرية أن يتعلق العالم بأسره بمثل ذلك الموقف الدرامي |
Kimse çatışmaya böyle destansı ifadelerle bakmamıştı. | Open Subtitles | لم يكن الجميع ينظر للصراع بمثل ذلك الوصف الملحمي.. |
böyle birşeyin sana yapılmasına asla izin vermezdim. | Open Subtitles | لم أكن أبداً لأَسمح بمثل ذلك ِ الشيء يَحدثُ لك. |
Sana oğlunu bulacağımıza söz verdiğimizde, asla böyle olacağını düşünmemiştim. | Open Subtitles | عندما وعدناك أنه بإمكاننا إيجاد إبنك لم أعتقد أبداً أنه سيكون بمثل ذلك |
böyle sıçramaya devam edersek, yolu bulamayacağım. | Open Subtitles | إذا أستمررنا بالعبور بمثل ذلك , فلن أكون قادرة على إيجاد طريقنا للعودة للأرض |
Bir insan hayatında böyle bir yolu kazamaz-- | Open Subtitles | رجلاً لايقطع طريق الحياة بمثل ذلك عبر الحياة بدون |
Ama yine de bir erkeğin böyle davrandığını görmek garip. | Open Subtitles | لكنّك لا تتوقعي أن يتصرفون الرجال بمثل ذلك. |
Bir şekilde, ben de böyle hissediyorum. | TED | بطريقة ما، أنا أشعر بمثل ذلك. |
Hasta biri böyle bağıramaz. | Open Subtitles | لا أحد مريض يمكن أن يصرخ بمثل ذلك |
Ve umarım bir daha hiçbir zaman böyle bir acı hissetmem. | Open Subtitles | لم أشـعر بمثل ذلك الألم في قلبي من قبــل ! وأتمنّى ألا أشـعر بـه ثانية |
Lütfen Çocuklarımın Simonu.. böyle görmelerini istemiyorum | Open Subtitles | لا أريد ان يرى أطفالي سايمون بمثل ذلك |
Bunca zaman sonra. bir düğmeye basılıyor aynen böyle. | Open Subtitles | بعد كل هذا الوقت ... يتضح الأمر بمثل بمثل ذلك |
O çekici, cömert ve uzun zamandan beri kendimi böyle mutlu hissetmemiştim. | Open Subtitles | و لقد مر وقت طويل منذ ان شعرت بمثل ذلك |
böyle olsun istemezdim. | Open Subtitles | لم أكن أرغب في أن يكون بمثل ذلك |
Daha önce hissetmemiştim böyle. | Open Subtitles | ما شعرت بمثل ذلك من قبل |
- Keşke patronum da böyle düşünseydi. | Open Subtitles | أَتمنّى رئيسَي يفكر بمثل ذلك |
Düğünden önce bütün kızlar böyle olur. | Open Subtitles | قبل الزفاف كل فتاه تشعر بمثل ذلك ... |
böyle şaka yapmayacağız. | Open Subtitles | لا نمزح بمثل ذلك |
Önceden böyle bir şey hiç yapmadım. | Open Subtitles | أنا لم أقم بمثل ذلك من قبل |