Şey, Kumandan, neden babanla adam akıllı bir konuşma yapmıyorsun? | Open Subtitles | أجل يا زعيم لماذا لا تحظى بمحادثة عادية مع والدك، |
Elimizde biraz daha büyük, her yerde yapılan bir konuşmanın gerçek anlamda küresel bir ayak izini anımsatmış olan bir konuşma var. | TED | ولقد حصلنا على شيء أوسع قليلاً مثل البيانات الكبيرة مع بصمة عالمية حقاً يذكرنا بمحادثة أن ما يحدث في كل مكان. |
Normal bir sohbet sürdürmek çok zor. | Open Subtitles | فمن الصعب أن أقوم بمحادثة عادية بينما في الغد ممكن أن.. |
Biz buraya biraz sohbet olmasını istiyorum. | Open Subtitles | مرحباً ؟ نحن نريد أن نحظى . بمحادثة هنا في الأسفل |
Rahatsız edilmeden konuşmak için bütün kapıları kilitlemeli miyim? | Open Subtitles | هل لا بد أن أوصد جميع الابواب لكى أحظى بمحادثة خاصة ؟ |
Kariyerinde nereye gittiği konusunda yaklaşık iki saatlik bir konuşma yaptık. | TED | لذا فقد انتهى بنا المطاف بمحادثة دامت تقريبا ساعتين عن كيفية إحرازه ما أحرزه أثناء مسيرته. |
Kız kardeşlerim masadayken çoğu kişiye küfürlü konuşma sırası gelmez. | Open Subtitles | فمعظم الناس لا يفلحون في قول كلمةٍ بذيئة بمحادثة وأخواتي حول الطاولة |
Bu sabah düğün organizatörüyle sinir bozucu bir konuşma yaptık. | Open Subtitles | قمت بمحادثة محبطة بشأن تجهيزات الزواج هذا الصباح |
Genelde tahrik edici bir konuşma yaparım da deniz taksi bir saat sonra kalkıyor. | Open Subtitles | أرحّب بالعادة بمحادثة مثيرة في أوقات كهذه ولكن آخر قارب أجرة بحريّ يغادر بعد ساعة |
Bir, duyguların hakkında uzun ve dokunaklı bir konuşma yapabiliriz ya da ikinci seçenek... | Open Subtitles | الخيار الأول، يمكننا أن نحظى .. بمحادثة طويلة حسّاسة .. بشأن مشاعرك، أو الخيار الثاني .. |
Sonra da harika bir konuşma yaptık. | Open Subtitles | وبعدها، في الحقيقة حظينا بمحادثة ممتازة جداً |
Enteresan bir sohbet için bir kız ne yapabilir? | Open Subtitles | ماذا يحب ان تفعل الفتاة حتى تحظى بمحادثة مدهشة |
Sadece onun gelecegi ile ilgili onunla sohbet ettik. | Open Subtitles | لم أفعل أي شيء قمت بمحادثة صريحة معه حول مستقبله |
sohbet de ettiniz mi bari? | Open Subtitles | بالتأكيد قد فعل، هل حظيتي بمحادثة ممتعة؟ |
Rahatsız edilmeden konuşmak için bütün kapıları kilitlemeli miyim? | Open Subtitles | هل لا بد أن أوصد جميع الابواب لكى أحظى بمحادثة خاصة ؟ |
Bir sefer de çükünü içermeyen bir diyalog kuralım. | Open Subtitles | هل يمكننا أن نحظى بمحادثة بدون أن تذكر فيه موضوع قضيبك ؟ |
Pekala, o zaman buradan uzakta bir yerde konuşalım. | Open Subtitles | حسناً, حسناً.. لنحظى بمحادثة.. بعيداً عن هذه المنطقة. |
İlerleme sağladık..o kadar konuştuk ama hala burdasın | Open Subtitles | نحقق تقدماً لقد قمنا بمحادثة كاملة دون أن تحاول أن تغازلني |
Kendi başına konuşmayı sürdürmede hiç sorun yaşamıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت لاتهتم بأن تقوم بمحادثة بنفسك, أليس كذلك؟ |
Eski dekoratörler sohbeti gerçekten gereksiz. | Open Subtitles | لا توجد أي حاجه لنحضى بمحادثة المصممين السابقين |
Birbirinizle konuşmaya başlamanızı öneriyorum. | Open Subtitles | أقترح عليكم بدلاً من ذلك أن تبدءوا بمحادثة بعضكم البعض |
Kuralların ne kadar yerle bir edildiği hakkında konuşabiliriz. | Open Subtitles | لذا يمكننا أن نحظى بمحادثة أخرى حول.. مدى فشل هذا القانون.. |
İçeri girdim ve görüşme yapıyormuş gibi davranıyordu. | Open Subtitles | لقد دخلت للتوّ وكانت تقوم بمحادثة ادعائية |
Oh, haydi ama, Bay von Bohm, bu işi konuşup halletmeliyiz. | Open Subtitles | هذه ليست الطريقة الصحيحة للتعامل مع الأمر لابد أن نحظى بمحادثة قصيرة |
"Oradaki benle oturup Muhabbet edebilir miyim?" | Open Subtitles | أو هل يمكنني الجلوس والقيام بمحادثة مع نفسي؟ |
Şu halimize bak, üzerlerinde pantolonu olan üç normal insan olarak, konuşuyoruz. | Open Subtitles | أنظري إلينا فقط ثلاث أشخاص مرتدين السروال ويتحدثون بمحادثة عادية |
Sonra da senle ben bu birleşmenin geleceği üstüne konuşacağız. | Open Subtitles | وعندها، أنا وأنت سنحظى بمحادثة فيما يتعلق بمستقبل هذا الإندماج |