| Bir daha seni görmek, seninle konuşmak, aynı odada oturmak istemiyorum. | Open Subtitles | و أنا لا أريد رؤيتك أو التحدث معك أو أجلس بنفس الغرفة معك مجدداً |
| Bu dört adamın aynı odada oturup, | Open Subtitles | هل كانت المحادثة بين هؤلاء الرجال بنفس الغرفة |
| İki evladım benimle aynı odada. | Open Subtitles | وأبنائي الاثنين متواجدون بنفس الغرفة معي |
| Havuçla aynı odada bile bulunamam. Anaflaktik şoka girerim... | Open Subtitles | لا يمكنني حتّى التواجد بنفس الغرفة مع جزر |
| İkimizi aynı odaya soksunlar yeter. | Open Subtitles | كل ما أطلبه هو أن تجعلينا بنفس الغرفة معاً |
| Havuçla aynı odada bile bulunamam. | Open Subtitles | لا يمكنني حتّى التواجد بنفس الغرفة مع جزر |
| Çoğunlukla seninle aynı odada olmaya zor dayanıyorum. | Open Subtitles | اغلب الاوقات , اجد من الصعوبة التواجد معك بنفس الغرفة |
| Bu orospu çocuğuyla aynı odada olmak bile çok zor. | Open Subtitles | من الصعب التواجد بنفس الغرفة مع هذا الوغد |
| o gün benle aynı odada doğum yapan başka bir kadın daha vardı. | Open Subtitles | لقد كانت هناك أمرآة معي بنفس الغرفة ذلك اليوم |
| Yani aynı odada yatmayalı uzun zaman oldu. | Open Subtitles | يبدو أنه وقت طويل جِداً منذ أن نِمتم سوياً بنفس الغرفة. |
| Lâfı açılmışken, hâlâ aynı odada mı kalıyorsun? | Open Subtitles | بالحديث عن أيهم, إنكي لستي بنفس الغرفة, اليس كذلك؟ |
| - Çok zor olmalı. - Onunla aynı odada zar zor kalabiliyorum. | Open Subtitles | . لابد أن هذا صعباً جداً . بالكاد أستطيع أن أبقى بنفس الغرفة التي تكون فيها |
| Olabilir ama ikinizin de beyni ve çükü var aynı odada olursanız tartışmanızı beyinleriniz yapmaz. | Open Subtitles | ممكن، ولكن كلاكما تمتلكان عقل وقضيب وإن أصبحتما معـًا بنفس الغرفة العقول لن تدير الحوار بيكما |
| Aynen, onlarla aynı odada bulunmayı hiç istemem. | Open Subtitles | نعم, لست متاكدة من رغبتي بالوجود معاهم بنفس الغرفة. |
| Olabilir ama ikinizin de beyni ve çükü var aynı odada olursanız tartışmanızı beyinleriniz yapmaz. | Open Subtitles | ممكن، ولكن كلاكما تمتلكان عقل وقضيب وإن أصبحتما معـًا بنفس الغرفة العقول لن تدير الحوار بيكما |
| Onunla aynı odada olmak bile inanılmaz bir şey. | Open Subtitles | إنه لمن المذهل أن يكون المرء معه بنفس الغرفة |
| O uçan şeyle aynı odada durmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون بنفس الغرفة مع تلك المطوية |
| Mezun olduktan sonra bir daha aynı odada bile bulunmayabiliriz. | Open Subtitles | بعد التخرج، قد لا نجتمع بنفس الغرفة مجددًا |
| Ya da hepsini aynı odaya toplayıp gerçeği öğreniriz. | Open Subtitles | أو يمكننا وضعهم جميعاً بنفس الغرفة ونحصل على الحقيقة |
| Size ve kardeşinize aynı oda tutulmuş, üstelik tek yatak var. | Open Subtitles | , لقد حجزنا لك ِ ولأخوك ِ بنفس الغرفة مع فراش واحد |
| Sizinle aynı odadayken kendime güvenmiyorum. | Open Subtitles | أن أكون بنفس الغرفة معكم |