İnşa ettikleri günden beri, gece gündüz açık. Ön kapının kilidi bile yok. | Open Subtitles | مفتوحة ليلاً ونهاراً منذ أن بنوها لا يوجد حتى قفل على الباب الأمامي |
Pek çok kişi bunu insan zekâsı olarak kabullenemiyor -- uzaylıların inşa ettiğine inanıyor. | TED | الكثير لا يستطيع تصور أن هذا الذكاء من صنع الإنسان، يعتقدون أن الفضائيون بنوها. |
İnşa ettikleri tapınakları biliyoruz - insanların gelip farklı bir gerçeklik deneyimledikleri yerleri. | TED | نعرف المعابد التي بنوها حيث يذهب الناس ليشعروا بواقع مختلف |
Su koruyucuları, bizi hayata tutan şeyi savunmak için kurdukları kamptan zorla uzaklaştırılıyor. | TED | حماة المياه يطاح بهم بالقوة من الخيم التي بنوها ليدافعوا عما يبقينا أحياء. |
Tüm parayı muhtemelen 60'larda kurdukları gizli bir Yahudi sığınağına sakladılar. | Open Subtitles | وأخفوا كل الأموال في بعض الكهوف اليهودية السرية التي بنوها غالباً في أوائل الستينات. |
Gerçek olanları çok daha büyük. Büyükannem, onları uzaylıların inşa ettiğini söylüyor. | Open Subtitles | الحقيقية أكبر بكثير ,جدتي تقول أن الفضائيين بنوها |
Gerçek olanları çok daha büyük. Büyükannem, onları uzaylıların inşa ettiğini söylüyor. | Open Subtitles | الحقيقية أكبر بكثير، تقول جدتي أن الغرباء بنوها |
Yolların, binaların ve inşa ettikleri tahkimatların haritasını çıkarıyorlar. | TED | رسموا الخريطة لهذه الشوارع، والمباني وهذه التحصينات التي بنوها. |
Hepsinin ilk gününü, konuşmalarımızı ne konuştuğumuzu neler inşa ettiklerini hatırlıyorum. | TED | أتذكر يومهم الأول، والمحادثات التي أجريناها، الأشياء التي تحدثنا عنها، الأشياء التي بنوها. |
Aynı zamanda bu yıldızlara "Üç Kral" da denir, bunun sebebi ise üç Mısır kralının Giza'daki piramitleri bu yıldızların izdüşümüne göre inşa ettirmiş olmaları. | Open Subtitles | أن الثلاثة ملوك الذين بنوا الأهرامات في الجيزة بنوها قبالة موقع هذه النجوم إذن فهي كسهم يوجهنا أمامنا مباشرة |
Bu kozanın dışında burayı inşa ettiler, o ve babam dünyanın hiçbiryerinde güvende hissetmedikleri için yaptılar bunu | Open Subtitles | خارج هذه الشرنقة التي بنوها هنا أمي وأبي لم يشعرا بالأمان على هذا الكوكب |
Bu büyük göleti tamamen onlar inşa etmiştir. | Open Subtitles | فهذه البركة العظيمه قد بنوها بالكامل |
- Burayı o çiftçilerin inşa ettiğini sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت ان الريفيون بنوها أنا من بناها |
Yerin altına fakat gök kubbeye yakın inşa ederlerdi. | Open Subtitles | بنوها تحت الأرض لكن قريبة للسماء |
Hollandalılar burada. Yaşam tarzın kurdukları imparatorluğa karşı bir hakaret. | Open Subtitles | الطريقة التي تعيش بها هي اهانة للامبراطوية التي بنوها |
Ve kurdukları diyara da bayılıyorlarmış. | Open Subtitles | وهم يحبون مملكتهم التي بنوها سوياً |