| Sıcak şeyler düşün evlat, zira bu alet soğuk olabilir. | Open Subtitles | فكر بأفكار دافئة يا بنيّ لأن هذا قد يكون بارداً |
| Bak, evlat. Ödlekleri kimse sevmez. Şimdi oraya gidiyor ve onu geri kazanıyorsun! | Open Subtitles | اسمع يا بنيّ ، لا أحد يحب المستسلمين لذا اذهب هناك واستعد حبها |
| evlat, aksam baskisinda islerimiz var ve henuz elime gecmedi. | Open Subtitles | لدينا بعض أعمال الرسم في الأوراق المسائية, بنيّ وليست لدي |
| Doğru söylüyorsun, oğlum kutsal topraklarda ruhları çok daha huzurlu olacaktır. | Open Subtitles | أنت على حق يا بنيّ سترقد أرواحهم بسلام في أرضٍ مقدسة |
| Doğru söylüyorsun, oğlum kutsal topraklarda ruhları çok daha huzurlu olacaktır. | Open Subtitles | أنت على حق يا بنيّ سترقد أرواحهم بسلام في أرضٍ مقدسة |
| Bu durum senin kafanı karıştırıyor olmalı oğlum. Bana oğlum deme! | Open Subtitles | لا بدّ أنّ ذلك قد أثّر فيك، وتداخلت ذكرياتك يا بنيّ |
| Ee, evlat "Vaat Edilen Topraklara" giden yolu bulabildin mi? | Open Subtitles | حسنا بنيّ هل وجدت الآثار التي تقودك الى الارض الموعودة ؟ |
| Endişelenme evlat, en ufak bir tereddüdün olursa, ben ve Yüzbaşı Darling'in hemen arkanda olduğumuzu hatırla. | Open Subtitles | لا تقلق, بنيّ إن تخاذلت في المعركة، فتذكر أن النقيب دارلينغ وأنا ورائكم. |
| Dişi bir kısraktan yana derdi olan bir erkek görünümündesin evlat. | Open Subtitles | تبدو كرجل يعاني من مشكلة نسائية يا بنيّ. |
| Bu daha eğitiminin başı evlat. | Open Subtitles | هذه هي البداية فقط في طريقك للعلم يا بنيّ |
| Haberler iyi evlat. En sonunda şu sülükleri satan bir eczane bulabildim! | Open Subtitles | أخبار جيّدة يا بنيّ وجدت صيدلية لديها لعقات تمتص الدم الفاسد |
| Başka zaman alırız. Git arabada bekle evlat. | Open Subtitles | سنشتريه المرة القادمة، انتظر بالسيارة يا بنيّ |
| Bana bak, evlat. Bu işin sırrı küçük ısırıklar almak, bunun gibi. | Open Subtitles | اسمع يا بنيّ ، السر هو أخذ قطعة صغيرة مثل هذه |
| evlat, bu gezinin sonunda sana vermek istediğim birşey vardı... ama hayatta kalamayacağımız ortaya çıktığından onu sana şimdi vermek istiyorum. | Open Subtitles | بنيّ ، هناك شيء أردت إعطاءه لك بعد إنتهاء الرحلة لكن، بماأنناقدلاننجوا .. أريد أن أعطيها لك الآن |
| Gördüğün gibi, oğlum, aşk ve mide bulantısı arasında çok az bir fark vardır. | Open Subtitles | كما ترى, يا بنيّ, الخيط رفيع جداً بين الحبّ و الغثيان. |
| Dert etme, oğlum. Benim gibi işe girince bütün yazları kaçıracaksın. | Open Subtitles | لا تقلق يا بنيّ ، عندما تحصل على وظيفة مثلي ، ستتخلف عن كل أشهر الصيف |
| Hepsi İncil'de yazılı, oğlum. Eşek şakaları incilinde. | Open Subtitles | هذا ما ذُكر بالإنجيل يا بنيّ إنها مقالب الإنجيل |
| oğlum o dağa çıkma. Orada ölürsün, tıpkı çıktığımdaki gibi. | Open Subtitles | بنيّ ، لا تتسلق ذلك الجبل، ستلاقي حتفك ، مثلما حدث معي |
| Ama şunu anlamalısın ki oğlum bu dünyadaki çoğu kişi beş para etmez. | Open Subtitles | ولكن ما عليكَ فهمه يا بنيّ.. هو حقيقةُ أنّ كلّ الناس تقريبا مليؤون بالهراء |
| Çöp kutusu değil, oğlum. Dr. Homer'ın Mucizevi Omurga Silindiri! | Open Subtitles | ليس صفيحة النفاية يا بنيّ بل أسطوانة عمود د. |
| İşte mezunumuz. Seninle gurur duyuyoruz, evlât. | Open Subtitles | ها هو الخرّيج، نحن فخوران جداً بك يا بنيّ |
| Sana neyin doğru olduğunu söyleyen iç sesin Tanrı'nın sesidir evladım. | Open Subtitles | الصوت الداخلي الذي يخبرك بماهية الصواب يأتي من الرب يا بنيّ |
| Bu fotoğrafta, açık kahverengi bir kaşmir paltonuz var. | Open Subtitles | أتعرف، في هذه الصورة، أنت ترتدي معطف كشمير بنيّ فاتح. |