Annem, eğer başını bu şekilde sararsan hemen ısınırsın demişti. | Open Subtitles | امى اخبرتنى ان لففت راسك بهذه الطريقه ستحصل على الدفء |
Diyebilirdim, ama bu şekilde olunca iki eti de ben yiyorum. | Open Subtitles | كنت استطيع ايقاظك , لكن بهذه الطريقه حصلت على شريحتين لحم |
Oh , bu akıllıca , Böylece zenci olan üstüne alınmayacaktır. | Open Subtitles | اوه هذا ذكى بهذه الطريقه الرجل الملون لن ياخذها بطريقه شخصيه |
Ama Böylece önemli bir şey söylemeni engellemek için sana vurulduğunu insanlar öğrenecek. | Open Subtitles | لكن بهذه الطريقه سوف يرى الناس أنك تعرضت للضرب بقوه لتكون قادرا على أن تقول للناس شيئا هاما.. أتفهمنى ؟ |
Açık konuşalım ki, Böyle bir yeri ancak onlar idare eder. | Open Subtitles | لنواجهه الأمر, هم الوحيدون القادرون على السيطره على المكان بهذه الطريقه |
Bir araba satıcısıyla asla Böyle lafa girmeyin. Zorlukları severiz. | Open Subtitles | لا تبدأى قط بهذه الطريقه مع بائع سيارات نحب التحديات.. |
Bilgileri bu şekilde işliyoruz. Bunu inşaat sektörüne aktaracak olursak, | TED | بهذه الطريقه نستطيع ان نعالج المعلومات. هكذا تترجم ذلك لصناعة البناء، |
Ve bu şekilde söylendiğinde, çoğunlukla soyuttur. | TED | و عندما تقال بهذه الطريقه ، غالباً ما تكون مجردة تماماً. |
Bunu nasılsa planlıyordun. Ama bu şekilde kesin senindir. | Open Subtitles | أنت كنت تخطط لهذا على أى حال لكن تحقيق ذلك بهذه الطريقه أسهل |
Sakın anenle bu şekilde konuşma. Mutlu olduğun zaman ben sana söylerim. | Open Subtitles | لا تتحدثى مع أمك بهذه الطريقه سوف أخبرك عندما تصبحين سعيده |
Ama bunu, bu şekilde yapmanın hiç bir anlamını göremiyorum. | Open Subtitles | لكن لا يوجد وقت محدد تماما عندما نفعل ذلك بهذه الطريقه |
Eğer, bir şey olursa seni kurtarırım, ama bu şekilde olmaz. | Open Subtitles | ألا تفهم؟ ,لو حدث شىء ...أستطيع أن أنقذك,ولكن ليس بهذه الطريقه |
İşin olmazsa olmazı, yerinde saymamaktır Böylece senle olan aralarını asla kapatamazlar. | Open Subtitles | اهم شئ هو أن تواصل التنقل بهذه الطريقه لن يمسكوك أبدا |
Böylece, bizimkiler Dante'nin ihanetini görmüş olurlar. | Open Subtitles | بهذه الطريقه دانتى يكون خائنا مواطنينا يمكنهم تفهم ذلك |
Böylece ne istersen onu alabilirsin. Ne demek istediğimi anlıyor musun Donna? | Open Subtitles | بهذه الطريقه تستطيع ان تشتري ماتريد افهمتي قصدي يادونا؟ |
Don Wilson kolay bir adam değildi, ama Böyle ölmeyi de hak etmiyordu. | Open Subtitles | لم يكن دون ولسون شخصا سهل المنال لكنه لا يستحق الموت بهذه الطريقه |
İstediğimiz her şeyi yapabilseydik müthiş bir şey olurdu ama hayat Böyle işlemiyor. | Open Subtitles | سيكون جيدا لو فعلنا ما نريده بالتحديد لكن الحياة لا تعمل بهذه الطريقه |
Bunun ne kadar komik olduğunu anlamak için hayattaki diğer şeyleri de Böyle mi yapıyoruz bir düşünün. | TED | كم هذا سخيف، تخيل عملنا أشياء في حياتنا بهذه الطريقه. |
Seni o şekilde üzmek istemiyorum artık. | Open Subtitles | انا لا اريد ان اؤلمك بهذه الطريقه بعد الان |
Yanında kendimi Öyle farklı hissettim ki umarım gerçekten Öyle biriyimdir. | Open Subtitles | في الواقع جعلني اشعر بهذه الطريقه اتمني ان اكون علي حق |
Şu demek: Bu sayede endişelenmemize gerek kalmayacak... köpek hamile mi kaldı diye. | Open Subtitles | هذا يعني فقط انه بهذه الطريقه ليس علينا القلق حول حمل هذا الكلب |
Yoksa lanet olası F.B.I gelir. Böylesi daha iyi. | Open Subtitles | نحن سيكون لدينا FBI هنا هو افضل بهذه الطريقه |
Tam anlamıyla şapka yaparak geçimini sağlamıyor. Bu yolla küçük bir değişiklik ediniyor. | Open Subtitles | هي ليست بالضبط تعمل بمعاش التبرعات انها تختار تغيير صغير بهذه الطريقه |
Sana taptığını biliyorsun, ve sen ona asla o gözle bakmayacaksın. | Open Subtitles | تعرفين أنه يعبدكِ. وأنتي لم تنظري له بهذه الطريقه أبدآ. |