"بوسعه" - Traduction Arabe en Turc

    • edebilir
        
    • geleni
        
    • olabilir
        
    • edebilecek
        
    • olabilecek
        
    • elinden gelen
        
    • edemez
        
    • edebileceğini
        
    • eder
        
    • edebiliyor
        
    Hala bizden daha fazla benzini var. İzlerimizi hala takip edebilir. Open Subtitles لا يزال لديه وقود أكثر منا لا يزال بوسعه تتبع آثارنا
    İsteyen kampı terk edebilir. Open Subtitles كل رجل هنا متواجد بمحض إرادته، إنْ كان يريد التراجع بوسعه ذلك.
    Tüm sadık dinleyicilerimden onu hapishaneden çıkartmak için ellerinden geleni yapmalarını istiyorum. Open Subtitles أريد من كل مستمع نبيل أن يفعل ما بوسعه لإخراجه من السجن
    Yüzünü senden saklamış olabilir ama kalbini saklayamadı değil mi? Open Subtitles ربما بوسعه أن يخفي وجهه ولكن لايمكنه إخفاء شعور قلبه
    Bize yardım edebilecek bir dostum var fakat bir seans yapmak için en az üç kişi lazım. Open Subtitles ولدي صديق بوسعه أن يساعدناولكن.. على الاقل، أحتاج إلى ثلاثة أشخاص في الجلسة.
    Kendisine engel olabilecek yegane kişiyi silahsız bırakmış. Open Subtitles لقد نزع سلاح الشخص الوحيد الذي بوسعه ردعه
    Babam bizi koruyabilmek için, elinden gelen her şeyi yaptı. Open Subtitles والدي في الحال فعل كل ما بوسعه حتى يقوم بحمايتنا
    işe yaramaz. bu daha fazla hareket edemez. Open Subtitles لا جدوى من ذلك لم يعد بوسعه الحراك بعد الآن
    Bir canavarın benim gibi bir kadını mutlu edebileceğini mi sanıyorsun? Open Subtitles أتظن أن وحشاً مثلك بوسعه أن يصنع السعادة لفتاةٍ مثلي ؟
    Merak ediyoruz da, birisi milyoner ise, o birisi genç adama nasıl yardım edebilir. Open Subtitles تسائلنا، إنّ كان هُناك أحد مليونير بوسعه أن يساعده.
    Bir adamın bunları 50 küsur yılda alabildiğini, senin gibi bir mankafa bile akıl edebilir herhalde. Open Subtitles أعتقد أنّه حتّى الغبيّ مثلك بوسعه أن يدرك أنّ الرجل يقتني هذه على مدى 50 عاماً
    Barış anlaşması planlandığı gibi devam edebilir. Open Subtitles واتفاق السلام بوسعه المتابعة قدماً كما هو مخطط له
    Sharpley onu çıkarmak için elinden geleni yaptı, sadece beceremedi. Open Subtitles بذل شاربلي ما بوسعه لإخراجه، لم يتمكن من فعلها فحسب.
    En zor anında bile senin yanında durabilmek adına elinden geleni yaptı. Open Subtitles حتى عندما كان عالقاً بين صخرة ومكان صلب فعل ما بوسعه ليدعمكِ
    Güney aslında insanların gitmesini engellemek için elinden geleni yaptı. TED فعل الجنوب كل ما بوسعه لمنع الناس من الرحيل.
    - Onunla olmak anlamına değilim. - O geldim olabilir. Open Subtitles ـ أنّي لا أتصرف بقساوة معه ـ كان بوسعه القدوم
    Böyle mesajları getirmeye devam ederse bütün kutu onun olabilir. Open Subtitles بوسعه أن يأخذ العلبة كلها إذا أستمر في نقل الرسائل.
    Beni mutlu edebilecek tek bir şey var. Open Subtitles إنّك تعي ثمة شيء واحد الذي بوسعه أن يجعلني سعيدة،
    Yardım edebilecek bir başkası var desem? Open Subtitles لكن ماذا إن كان ثمّة شخص آخر بوسعه المساعدة؟
    Ortaya atılan yeni bir teoriye göre, zamanında dünyadaki okyanusları doldurmaya yeterli olabilecek su uzayın derinlerinden, buzla kaplı kuyrukluyıldızlarla gelmiştir. Open Subtitles تقول نظرية جديدة أنه بمرور الوقت قدِم ماء بوسعه ملء محيطات العالم وذلك بفعل المذنبات الجليديّة القادمة من عمق الفضاء.
    Baban elinden gelen her şeyi yaptı. O avcıları haftalarca aradı. Open Subtitles أبوك فعل كل ما بوسعه لقد طارد هؤلاء الصيادين لأسابيع
    Şu an kimse sana yardım edemez özellikle ölü bir vampirin ruhu. Open Subtitles لا أحد بوسعه مساعدتك الآن، ولا روح مصّاص دماء ميّت قطعًا.
    Artık bir genç kız ama bir doktorun yardım edebileceğini sanmıyorum. Open Subtitles إنها مراهقة الآن، لكن لا أظن هُناك طبيب بوسعه مُساعدتها.
    Yarın arabamı getirdiğimde dükkânda teşekkür eder o zaman. Open Subtitles نعم، بوسعه شكري غدًا في الورشة حين أحضر سيّارتي
    Karanlık ormanda bile o soluk gölgeyi takip edebiliyor. Open Subtitles "بوسعه مطاردة الظلّ الخفيف حتّى في ظلام الغابة الحالك"

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus