| Düzenli bir ev olmadığını itiraf ediyorum. Ama burada çok rahat edeceğinizi eminim. | Open Subtitles | إن هذا ليس بيتاً فاخراً، ولكننى أؤكد لك أنك ستكون مستريحاً هناً جداً |
| İki ay önce gelip boş bir ev bulduğumdan beri... | Open Subtitles | منذ أن رجعتُ للبيت من شهرين و وجدتُ بيتاً فارغاً |
| ev kaotik, gürültülü bir ev olsa gerek. | TED | وبهذا سيكون بيتاً كاثوليكياً مليئاً بالإزعاج |
| Bir eve daha gidelim. Sizleri geri götürmeden önce biraz vaktimiz var. | Open Subtitles | دعونا نجرب بيتاً آخر , مازال أمامنا دقائق قليلة قبل أن نعود |
| Ve ayrıcalıklı bir profesör olarak istediğim evi... alabilecek param var. | Open Subtitles | وكوني بروفيسور دائم، فإن لدي مالاً كافياً لشراء بيتاً بيتاً أحبه |
| Yaşlı Kum Tanesi'nin tutacak yanı yok ama iyi bir yuva ve besleyicidir. | Open Subtitles | إن حصي الرمال العجوز ليست منظراً يسترعي فحيتاً كي تنظر إليه لكنها بالتأكيد بحق الجحيم تعتبر بيتاً و مكاناً للطعام |
| Bu kız da gerçekten ama gerçekten ürkütücü bir evde oturuyor. Hemde bize ayıracak odası da vardır. | Open Subtitles | وهذه الفتاة تملك بيتاً مروع وفيه غرف فارغة إحطياطية. |
| Bankanın kredi baş vurusunu reddettiğini biliyorum, ama buraya geliyor ve ona 5.000 dolarlık bir ev yapıyoruz. | Open Subtitles | عرفت أن المصرف رفض هذا القرض لكنه يأتي إلى هنا ونحن نبني له بيتاً بخمسة آلاف دولار |
| Bankanın kredi baş vurusunu reddettiğini biliyorum, ama buraya geliyor ve ona 5.000 dolarlık bir ev yapıyoruz. | Open Subtitles | عرفت أن المصرف رفض هذا القرض لكنه يأتي إلى هنا ونحن نبني له بيتاً بخمسة آلاف دولار |
| Bir şekilde yeni bir yer bulmalı ve yeni bir ev yapmalı. | Open Subtitles | وفي مكانٍ ما سنخرج مجدداً ونصنع بيتاً جديداً |
| Bir keresinde, San Francisco da, büyük bir ev görmüştüm, binlerce ışık... evin tavanında büyük bir üzüm salkımı gibi asılıydı. | Open Subtitles | رأيت بيتاً كبيرة مرة في سان فرانسيسكو مع الف ضوء ووضع عنقود عنب واحد في السقف |
| Evet, bizimkiler Elm sokağında bir ev aldılar. | Open Subtitles | نعم. أبوي إشتروا بيتاً في شارعِ إي إل إم |
| Çocukların oynayabileceği geniş arazileri olan büyük bir ev alırız. | Open Subtitles | سوف نشتري بيتاً كبيراً، مع الكثير من المساحة للأطفال. |
| Yakında bir ev bulacağız Paulina ve sadece sen ve ben olacağız. | Open Subtitles | نحن سنجد بيتاً قريباً ، يا بولينا وحينها سنكون أنتي و أنا فقط |
| Bir ev yapmak çok zaman alıyor. | Open Subtitles | لأبني بيتاً ، يتطلب الأمر كثيراً من الوقت |
| eve gittik, bir adam vardı ve yanında silahı vardı. | Open Subtitles | نحن ذهبنا الى بيتاً, كان هناك رجلاً, كان يمتلك مسدساً. |
| Ona yakın olmak, rahatsız etmek, eve dönmesini sağlamak için her şeyi yaptı. | Open Subtitles | أى شئ لتكون قريبة منه لتحصل عليه ،لتجعل له بيتاً |
| Sana bir sahil evi satın aldım. Tapusu bu zarfın içinde. | Open Subtitles | إشتريت لكِ بيتاً على الشاطيء أوراق الملكية موجودة بداخل ذلك المظروف |
| İşin bittiğinde buranın sen ve ailen için bir yuva olacağını. | Open Subtitles | ...علِمت إنك حينما تنتهى منها فسوف يكون هذا المكان بيتاً لأسرتك... |
| Aradım ama hafta sonu evde değildi. | Open Subtitles | حاولتُ، لَكنَّها ما كَانتْ بيتاً كُلّ عطلة نهاية إسبوع. |
| Kocam ve kızım öldüler. Artık bir evim de yok. | Open Subtitles | لقد توفى زوجى وأبنتى، ولم يعد لى بيتاً |
| Çünkü artık benim yuvam değil. | Open Subtitles | لأنه لم يعد بيتاً بعد الآن. |
| Ben büyürken sabit bir evimiz olmadı ve ailenle yaşadığımız zamanı hatırladım ve hatta o zamanlar tam bir aptal olduğunu düşünüyordum. | Open Subtitles | لم يكُن ليّ بيتاً مُستقرّاً آن نشأتي، وأذكرحينماانتقلتُللعيشمععائلتكَ.. خلتُ أنّكم تعيشون بنمط عتيق بذلك الوقت. |
| Titanik, biyoloji adına ilgi çekici bir yer çünkü hayvanlar yaşamak için Titanik'e doğru ilerliyor. | TED | التايتانيك مكان رائع للتعلم عن الأحياء فتوجد كائنات مختلفة تتخذ من التايتانيك بيتاً لها. |