"بيتٌ" - Traduction Arabe en Turc

• bir ev
• ev varmış

Eski bir ev burası. Sigorta atmıştır.
إنه بيتٌ قديم يجب أن يكون القاطع الكهربائي قد احترق

50 yıl önce orada bir ev varmış. Şimdi orman olmuş.
كان ثمّة بيتٌ هناك مُنذ 50 عاماً، أما الآن لا يوجد سوى الأحراجِ.

Şu kapıların her birinin arkasında farklı bir ev var.
.. هناك بيتٌ مختلف وراء كل باب

Hoş, küçük bir ev hiçbirşeyin ortasında duruveriyordu.
بيتٌ صغير جميل في وسط مكانٍ مُنعزل.

Güzel karısı, güzel bir ev, muhteşem kızı.
زوجة جميلة، بيتٌ رائع، ابنة بهيّة.

Büyük bir ev, rahat bir hayat tarzı.
بيتٌ كبير ، ونمط حياة مريحة

Bizim mahallede bir ev soyulmuş.
سُرق بيتٌ في حيّي

İlk sözleşmemden gelen ödemeyle, ...ben, Şirin ve Allah'ın izniyle çocuklarımız için, ...altı yatak odalı bir ev inşa edeceğim.
بعد الدفع من أول عقد لي سأبني ليَّ بيتٌ من 6 غرف (شيرين)، وإن شاء الله أطفالنا

Mazula'da bir ev... Truckee'de bir ev...
"ــ بيتٌ في "مازورَ "ــ بيتٌ في "تروكي

Wounded Knee'de bir ev...
بيتٌ في الركبة الجريحة

Orada bir ev var, bu ev... ..there's house there, this house is ah.. ..."Molvi Abdullah" adında birine ait.
ثمةَ بيتٌ هناك، هذا البيت بإسم رجل يُدعى (عبدالله مولفي).

Rahat bir ev, yeterli büyüklükte bir bahçe.
بيتٌ مريح.. وفناءٌ خلفيٌ بحجمٍ مناسب{\pos(190,230)}

Opelousas'ta bir ev...
"بيتٌ في "أوبيلوسَ

Ol' Medora'da bir ev...
"بيتٌ في "أول ميدورا

Ogallala'da bir ev...
"بيتٌ في "أوجالالا

Büyük bir tekne, Fransa'da bir ev...
"قاربٌ كبير، بيتٌ في (فرنسا)"

Şefler, Sylmar'da müsait bir güvenli ev varmış.
لدى الحراس بيتٌ آمن في "سيلمار".