"بيدها" - Traduction Arabe en Turc

    • elini
        
    • elinde
        
    • eliyle
        
    • el
        
    • eline
        
    • elleriyle
        
    • eli
        
    • elindeki
        
    • elinin
        
    Bugün onun elini tuttuğumda, vücudumun başka bir bölgesine yönlendirmedim. Open Subtitles اليوم امسكت بيدها بدون ان اقم بتوجيهها نحو اى شيىء
    Bir kez elini tutup, bir kez yemek yediğim bir kadına niye küfredeyim ki? Open Subtitles إنسي الأمر. لماذا أسُب وأشتم إمرأه أكلت معها مرة واحدة و أمسكت بيدها مرة واحدة؟
    Ve elinde altın bir kadeh tutan kadın kırmızılar, morlarla giyinip kuşanmıştı. Open Subtitles و كانت المرأة ترتدي ثوبا ذو لون بنفسجي و أورجواني بيدها كأس ذهبي اللون
    Hızlı bir şekilde eliyle eteğini aşağıya indirdi ve bana gülümseyerek yanımdan geçti. Open Subtitles وبسرعة سيطرت عليه بيدها وعندما عبرت، إبتسمت
    Bu da annem ziyaretime geldiğinde bana sadece pencereden el sallayabileceği anlamına geliyordu. Open Subtitles وهذا يعني بأن أمي عندما أتت لزيارتي كانت تلوح بيدها من النافذة فقط
    Eğer Asamı eline geçirirse... arama timlerini iki katına çıkartın! Open Subtitles تريد ان تحصل على رمحي الثلاثي بيدها ضاعف مجموعات الإستكشاف
    Ama bir fincan çayla, elini biraz tutmam yetti. Open Subtitles اعطيتها كوبا من الشاى و امسكت بيدها شويه
    Bırakalım genç bir kızın elini tutan adam titresin ama asla kızın tüm kalbini aşkla sahiplenmesin. Open Subtitles تجعل الرجل يرتعد عندما ، يحوز بيدها لكنه لن يحوز قلبها
    elini tutmak için 10 ve güzelliğine yağ çekmek için 100. Open Subtitles 10 روبية للأمساك بيدها 200 روبية من أجل إطراء جمالها
    - Klinikte elini tutan adam Protestan rahip değildi. Open Subtitles والرجل الذي يمسك بيدها في العيادة ليس القسيس اليسوعي
    Bir kadın düşerken, elini hala arabanın üstünde tutmaz. Open Subtitles عندما تفقد الإمراء وعيها لا تبقي بيدها على السيارة
    Eve ulaştığında arkadaşını elinde silah yerde yatarken buldu. Open Subtitles صورة لها و هي تصل للباب و تري صديقتها مضجرة بدمائها و هناك مسدس بيدها
    Vuruş, elinde bıçak olan Kiran ile başlayacak. Open Subtitles و سوف تبدأ مراسم الافتتاح بواسطة كيران التي تمسك سكينا بيدها
    elinde ayakkabıları ile değil, yüzünde bir gülümseme ile. Open Subtitles لكنها اليوم قادمة بابتسامه على وجهها وليس بحذاء بيدها
    Bu kadın tek eliyle silahlı bir DIA ajanını hakladı ve küçük çocuğu kaçırdı. Open Subtitles هذه المرأة بيدها وحدها قضت على حراسة دى اى اه مسلّحة تفصيلا و خطفت ولدا صغيرا
    Küçük eliyle sikimi tuttuğunda devasa görünüyordu. Open Subtitles بالإضافة الى أنّها حين أمسكت قضيبي بيدها الصغيرة, بدا عملاقاً.
    Sağ eliyle bir bavul taşıyordu. Open Subtitles كانت تجر حقيبة سفر بدواليب خلفها بيدها اليمنى
    Yoo, yazmayı çok sever. Tüm mektupları el yazısıdır. Open Subtitles لا,تحب الكتابة باليد أنها تكتب كل رسائلها بيدها
    Onunla aramızdaki ilişki de halen sarsıntılı olduğu için biraz el ele tutuşmaya ihtiyacı vardı. Open Subtitles وبينما علاقتنا كانت لا تزال على أرضية مهزوزة فقد إحتاجت إلى من يمسك بيدها
    O kanlı telefonu üzerine koydu ve o kanlı eline yapıştırdı Open Subtitles وضعه على الهاتف اللعين و ولصقه بيدها اللعينة.
    Oh, Tanrı, bizim küçük Max'imizi... büyük ve ağır bir sürahi birayı, o küçük nazik elleriyle taşımasını yasaklamış olmalı, ha? Open Subtitles لسحب جرة كبيرة من الشراب بيدها الصغيرة الرقيقة، اليس كذلك؟
    Bir gün ben de yalnızca bir anlığına tuttuğunun onun eli olmadığını düşündüm. Open Subtitles .. لذا ، يوماً ما .. تظاهرت .. لثانية فقط أنه لم يكن يُمسك بيدها هي
    Mutfakta oyun oynarken beni çağırır ve elindeki köpükleri kaşıkla alıp oynamama izin verirdi. Open Subtitles عندما كنت ألعب في المطبخ كانت تناديني وتمسك بعضًا من رغوة الصابون بيدها ثم تنحني وتسمح لي بنفخ الفقاعات
    Sağ elinin içinden çıkan tüy yumakları. Open Subtitles كانت هناك أنسجة من الفراء مربوطة بيدها اليمنى. -أي نوع من الفراء؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus