"بيضاء و" - Traduction Arabe en Turc

    • beyaz ve
        
    • beyaz bir
        
    • ve beyaz
        
    • Beyaz olan
        
    Kırmızı, beyaz ve mavi bir arabayı çalmak, Amerkan bayrağına tükürmek gibidir. Open Subtitles لكن سرقة سيارة حمراء و بيضاء و زرقاء كالبصق على علم أمريكا
    Mankenlerin kırmızı beyaz ve mavi iç çamaşırı giydikleri partiler mi? Open Subtitles أين ترتدي النساء ملابس داخلية حمراء و بيضاء و زرقاء ؟
    Üst ve alt katmanlar, beyaz ve yumuşak kenarları koyu renk. Open Subtitles الطبقتين العلوية و السفلية بيضاء و ناعمتين..
    Benim hikâyem İngiltere'de, beyaz bir sayfayla ve göçmen ailemin sessizliğiyle başladı. TED بدأت قصتي في أنجلترا بصفحة بيضاء و صمت من آبائي المهاجرين.
    İnci gibi beyaz bir ağzı olan birinden daha seksi kimse olamaz. Open Subtitles لا يوجد ما هو أكثر إثارة من رجل لديه أسنان كبيرة، بيضاء و لامعة.
    Üzerinde beyaz ipek takımı, beyaz kravatı ve beyaz Panama şapkası vardı. Open Subtitles كان يرتدى حلة حريرية بيضاء و ربطة عنك بيضاء و قبعة بيضاء
    - Hangi ev? - Beyaz olan. Şu kiliseye benzeyen. Open Subtitles انها بيضاء و تبدو مثل الكنيسة و لديها سقف كبير مستدير
    Yetkililerin kurbanın beyaz ve şüphelilerin siyah ve İspanyol kökenli olduğu için davayı agresif bir şekilde sürdürdüğü iddia ediliyor. Open Subtitles طالبت بها السلطات بقوة لأن الضحية بيضاء و المشتبه بهم سود و لاتيني
    Çünkü satıcı beyaz ve siz haoleler aynı dili konuşursunuz. Open Subtitles لأن البائع بشرته بيضاء و أنتما تتحدثا اللغة نفسها
    Binalar, güzel, beyaz ve temiz oluyor. Open Subtitles يجعلونها جميلة و بيضاء و نظيفة
    Kırmızı, beyaz ve mavi peynirli köfteler. Open Subtitles سندويتشات جبن حمراء ، بيضاء و زرقـاء
    Yumruklarımız beyaz ve sıkı tutunuyoruz Open Subtitles * قلوب بيضاء و عناق مأزوم *
    - "Jingle Balls", "beyaz bir Kadın Düşlüyorum" ve "Frosty The Dopeman"i kim unutabilir ki? Open Subtitles أحلم بفتاة بيضاء و من ينسى أغنية فاست الرجل الغريب
    Siz ikiniz için epey zor olmalı 50'lerde, beyaz bir kadın ve siyah bir erkek. Open Subtitles لابد أنه كان صعب امرأة بيضاء و رجلُ أسود في الخمسينات
    Kör kavsaga geldigimde beyaz bir araba köseyi döndü ve az kalsin bana çarpiyordu. Open Subtitles حينما وصلت للمنعطف الخطر ظهرت سيارة بيضاء و كادت أن تصدمني
    Sonuçta, şu an elimizdeki bilgilere göre kurban, 17-25 yaşlarında beyaz bir kadın. Open Subtitles لذا بناءاً على ما عرفناه حتى الآن فإنّ الضحية على الأرجح أنثى بيضاء و عمرها ما بين السابعة عشر و الخامس و العشرين
    Senatör kızı ve beyaz olduğu için polis onu vurmadan önce iki kez düşünür tabii. Open Subtitles لكن بالطبع هي بيضاء و ابنتة سيناتور، لذا فعلياً ستفكر الشرطة مرتين قبل إطلاق النار عليها
    Bu odaya bakıyorum ve beyaz yüzler görüyorum... ve siyah yüzler ve her renkten yüzler... ve kesin olarak bildiğim tek bir şey var, hepimiz pisliğiz. Open Subtitles نعم، أنظُرُ في هذه الغُرفَة و أرى وُجوهاً بيضاء و وُجوه سَوداء، و كُل الألوان بينَ ذلك و الشيء الوَحيد المُتأَكِّد مِنهُ أننا كُلنا حُثالَة
    - Hangi ev? - Beyaz olan. Şu kiliseye benzeyen. Open Subtitles انها بيضاء و تبدو مثل الكنيسة و لديها سقف كبير مستدير

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus