"بينما أنتَ" - Traduction Arabe en Turc

    • Sen
        
    Sen hiçbir şey yapmazken ben canımı dişime takarak çalışıyordum. Open Subtitles لقد كنت أرهق نفسي بالعمل بينما أنتَ لا تفعل شيء.
    Ben yarım saatliğine çekip gittim. Sen beni 1 sene yalnız bıraktın. Open Subtitles حسنًا, لقد غادرتُ مدة نصف ساعة بينما أنتَ تركتني لمدة عامٍ كامل.
    "Sen hepimizi yukarıdaki cennete çıkartmaya çalışırken Open Subtitles بينما أنتَ تُحاولُ إدخالَنا جَميعاً إلى الجَنَّة
    öte yandan Sen burda sızlanırken o ölmeyecek başka ne olabilir? Open Subtitles لكنّها من ناحيةٍ أخرى، لن تموت بينما أنتَ جالسٌ تنوح بسبب ذلك ماذا أيضاً؟
    Sen dışarıda ailemi ararken ben bir yerlerde kapalı duramam. Open Subtitles لن أسمحَ لكَ أن تضعني في مكانٍ ما بينما أنتَ هناك تبحث عن عائلتي.
    Sen kasayı açarken ben ve diğerleri olayları kontrol altına alacak. Open Subtitles أنا و الآخرون سنسيطر على الوضع، بينما أنتَ تفتح الخزينة.
    Sen kasayı açarken ben ve diğerleri olayları kontrol altına alacak. Open Subtitles أنا و الآخرين سنسيطر على الوضع، بينما أنتَ تفتح الخزينة.
    Sen ilgilenmezken kendi çetesinde yolunu alıyordu. Open Subtitles يشق طريقه بعصابته، بينما أنتَ تتغافل ذلك عن عمد.
    Yalnızca o altı numarayı tahmin etti, Sen edemedin. Open Subtitles فقط لأنّه خمّن ستة أرقام، بينما أنتَ لم تفعل
    Sen zararları düşünürken ben ölüm kararlarını veriyorum. Open Subtitles سأتخذ كلّ القرارت المُتعلّقة بالموت والحياه بينما أنتَ مُنهمكاً بالأضرار الضمنية
    Pek bir şey yok-- Sen orada keyif yaparken ...ben burada şirketimiz için bir taraflarımı yırtıyorum. Open Subtitles ليس هناك الكثير، فقط، تسيير الشّركة بينما أنتَ تستمتع بوقتكَ.
    Sen kötü şeyleri sebepsiz yapıyorsun. Bir pislik olmak için yapıyorsun. Open Subtitles بينما أنتَ تأثم بلا مبرر تأثم لأنّك وغد فحسب
    - Çünkü son... hayır, son zamanlarda ben burada yazarken Sen motorsikletini tamir etmeye çalışıyorsun. Open Subtitles لا، مؤخراً أنا من تكتب الأغاني بينما أنتَ تفكر مع دراجتك النارية
    Elektrik süpürgesini açık bırakmışsın yani temizlik yaptığını sanıyordum bu sırada Sen nota müziğinle işten kaçınıyorsun. Open Subtitles لقد تركتُ ال مكنسةَ التنظيف شغالة لكيّ أعتقد بأنكَ تنظف بينما أنتَ كنتَ تهدرُ وقتكَ .بأوراقِ الموسيقى
    Sen burada yokken "İyi iş Chase" demenin bir manası yok. Open Subtitles "إن قلتُ لك "أحسنتَ عملاً، تشايس بينما أنتَ لستَ هنا فسيكون هذا سخيفاً
    Sen Gözyaşı Taşı'nı ararken bütün insanlığı yok edecek vakitleri olduğunu düşünüyorlardı. Open Subtitles يظنون أن بينما أنتَ تبحث عن "حجر الصدع" ، سيدمرونا جميعاً.
    Sen yokken, o neden burada kalıyor? Open Subtitles لماذا هي هنا بينما أنتَ لست هنا ؟
    Çünkü, biliyorsun, dışarıdan birisi ikimize baktığında, cuma geceleri evde oturup salak saçma şeylerle ilgili geyik yapan kişinin ben olduğu, ...senin ise dışarı çıkan ve, işte, yatacak kişinin Sen olduğu düşünür. Open Subtitles لأنّهُ، إذا نظرَ إلينا أحدهم، فسيظنُّ أنّي الّذي يجلسُ في المنزل ليلة الجمعة، يهذي حول أمرٍ سخيفٍ، بينما أنتَ تخرجُ لتقيمَ علاقةً.
    Ben hatalıydım, Sen ise başarılı oldun demek istedim. Open Subtitles أقصد أنني فشلت, بينما أنتَ نجحت.
    Sen makinelere bağlı yatarken beyin ölümün gerçekleştiği halde sıra dışı önlemler yüzünden teknik olarak hayatta olacağın için bekar bir kadın olmayacağım. Open Subtitles بينما أنتَ متصل بالأجهزة الطبية تقضي حياتك بعد الموت دماغيًا بالإجراءات الإستثنائية؟ وحيث أنكَ على قيد الحياة تقنيا فأنا لست عزباء

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus