"بينما يوجد" - Traduction Arabe en Turc

    • varken
        
    - Evet güneş varken. - Yarım saat içinde sana katılacağım. Open Subtitles أجل.بينما يوجد شمس هل يُمكنني أن أنضم إليكِ خلال نصف ساعة؟
    Ama sadece bir tane Kardeşlik Projesi varken, sağlık ve saç kesiminin kesiştiği yerde etkili olabilecek binlerce siyahi berber var. TED لكن بينما يوجد هناك مشروع مجتمع واحد، هناك الآلاف من صالونات الحلاقة للسود حيث يمكن استثمار ملتقى الصحة وقص الشعر.
    Yan evde bir striptizci varken tımarhane kaçkını bir kadını kimse yargılamaz. Open Subtitles لن ينتقد أحداً امرأة لسلوكها بينما يوجد راقصة تعرّي في الجوار
    Yan evde bir striptizci varken tımarhane kaçkını bir kadını kimse yargılamaz. Open Subtitles لن ينتقد أحداً امرأة لسلوكها بينما يوجد راقصة تعرّي في الجوار
    Bu kadar karşı çıkılacak şey varken nasıl sessiz kalabiliyorsunuz? Open Subtitles كيف امكنكم الصمت بينما يوجد الكثير لتعترضو حوله؟
    O kadar aç varken bunları israf ediyoruz. Open Subtitles يوجد الكثير من الطعام المهدر بينما يوجد العديد من الجوعى
    Sahada bir Alfa varken neden bir Beta'nın peşine düşüyoruz diyorum. Open Subtitles لستُ أدري لماذا نستهدف بيتا بينما يوجد ألفا بالملعب.
    Dışarıda soyulduktan sonra polisi arayamayacak sürüyle tacir varken hem de. Open Subtitles قد يسرق من مبنى مليء بالشرطة بينما يوجد عالم بالكامل من التجار بالخارج
    Doğu sahilinde enerji krizi varken bana bunula geliyorsun. Open Subtitles و تضربني بهذا بينما يوجد أزمة طاقة على الساحل الشرقي
    Arama yapmak için kocaman güzel bir ev varken sen doğrudan kulübeye yöneldin. Open Subtitles ذهبتَ مباشرة نحو البناية الخارجية وقمتُ برفع الفتحة بينما يوجد منزل جميل لتقوم بتفتيشه أنا أعمل مُتخفٍ منذ عامان
    Affedersin ama birlikte yapabileceğimiz o kadar şey varken bunu isteyemem. Open Subtitles آسفة، لكن لا يوجد طريقة لتقنعني بها لأن أتمدد بالاسفل الآن بينما يوجد الكثير لنفعله
    Eğer bu kadar az asker varken şimdi bunu yapabilirsek... Open Subtitles ...اذا فعلنا بينما يوجد القليل من الجنود
    Gel buraya ve hala vakit varken sik beni Open Subtitles الان تعال لهنا و ضاجعنى بينما يوجد وقت
    Etrafta insanlar varken işeyemem. Open Subtitles لا يمكنني التبول بينما يوجد ناس حولي
    Evde küflü biftek varken insan ne diye hamburger yer? Open Subtitles (لماذا تخرج لشراء (همبرغر بينما يوجد لديك لحم نتن في المنزل ؟
    Hala zaman varken artık gitmemiz gerek. Open Subtitles علينا الذهاب بينما يوجد وقت
    Bugün dünyada bir sürü hasta çocuk varken neden Anna iyileşti? Open Subtitles لماذا شفيت (أنا)بينما يوجد أطفال كثيرون يعانون حول العالم؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus