"بَدأَ" - Traduction Arabe en Turc

• başladı
• başlamış
• başlamıştı
• başlattı
• başladığı
• başladığında
• başlıyor
• başlamadan
• başladığını
• başlayan
• başladık
• başladılar
• başlamıştır
• başlattığı

Her şey annem Max'ın video dükkanında işe girince başladı.
كُلّة بَدأَ عندما أمَّي ذَهبَت للعَمَل في مخزنِ فيديو ماكس

Daha sonra düşlerinden yokolmasından ve nasıl gitgide yaşlandıklarından konuşmaya başladı.
ثمّ بَدأَ يَتخلّى عن أحلامهَ ومثل كل شئ تَقَدُّم في السنَّ.

Sanırım, biri arabaya yaklaştı, camı silmeye başladı, sonra da ona saldırdı.
أُفكّرُ شخص ما إقتربتْ مِنْ السيارةِ، بَدأَ بغَسْل النافذةِ وبعد ذلك هاجمَه.

Sonra da Keith Kennedy dönemi başlamış 20'li yıllarda da ev neredeyse yarı yarıya boşalmış.
لاحقاً بَدأَ عمل كيث كندي وبالعشريناتِ البيت كَانَ نِصْف الفارغِ

Gün çok iyi başlamıştı, ama şimdi nem artıyor.
اليوم بَدأَ لطيفَ فعلا لكن الآن الرطوبةَ تَزداد

"Bir grubun sonuna düşmüş, sıradan insanlar gibi birbirimize kaynaşmıştık, ki., bu açıkça belliydi ve o birden ilgimi çeken şeyler söylemeye başladı."
سَقطنَا سوية كناس معتدلين في ذيلِ القطيعِ الي كنا ننظر اليه و قد بَدأَ بقَول أشياءِ أثارَت إهتمامي

Ayın başında, dört gün önce Georg yeni bir işe başladı.
في بِداية الشهرِ قبل أربعة أيام بَدأَ جورج عمله الجديد

Kalbim atmaya başladı.
قلبي بَدأَ الضَرْب. للتَفَوُّق على، أَنْ لا يَضْربَ.

Kısa bir süre sonra evleneceğiz Robert ile. Bu aşk bana zarar vermeye başladı.
مباشرة بعد ُزوّاجنَا، روبرت بَدأَ إيذائي عندما مارسنَا الجنس.

Hızlanmaya, direksiyon kırmaya başladı, ve halen yavaşlamadı.
بَدأَ بإزْدياَد سرعةً، إنقِلاب ومَا تَباطأَ منذ.

Sokağın ortasında şarkı söylemeye başladı ve daha kötüsü, O bunu sevdi
بَدأَ بغِنَاء الصحيح في الزمان والمكان. الاسوء من ذلك كله, كان لدي انطبع ان إستريليتا احبته.

Ama gitmek istemiyordu ve tüm bu esnada ...hikayeler anlatmaya başladı bana.
هكذا هو لَمْ يُردْ ذِهاب، وفي الوسط تماماً منه كُلّ، بَدأَ بإخْباري قصصِ.

Her şey o okuldan atılmamla başladı.
هذا كُلّ بَدأَ اليومَ أصبحتُ مَرْميةَ مِنْ المدرسة التمهيديةِ.

Hayatı boyunca kiliseye gitmemişti. Sonra her gün gitmeye başladı.
هو ما كَانَ عِنْدَهُ إهتمامُ في الكنيسةِ، ثمّ بَدأَ بالذِهاب كُلّ يوم.

Robert gönüllü, baban başlamış bile, yani bence olur.
روبرت مَعْرُوض، أَبّكَ بَدأَ بقَشْط، لذا أَقُولُ غرامةً.

Annemin erkek arkadaşlarından biri onu dövmeye başlamıştı bende bir şişe aldım ve onu kafasında parçaladım.
إحدى أمِّي بَدأَ صديقها بضَرْبها وأنا فقط رفعتُ القنينة وكَسرتْها على رأسهِ.

Komutan Lassard yeni bir halkla ilişkiler programı başlattı.
كومديت. لازارد بَدأَ برنامج علاقات إجتماعيةِ جديدِ.

İntikam harekete geçirici güç olabilir ama intikamın başladığı yerde merakın devreye girdiğini hissediyorum.
إنتقام كَانَ يمكنُ أَنْ يَكُونَ قوة التَحفيز، لَكنِّي أَشْعرُ بأنّ الفضولِ سيطرَ حيث إنتقامَ بَدأَ.

Ve bir orospu gibi ağlamaya başladığında... bir orospu gibi becerildi.
وعندما بَدأَ أصبح يصرخ كاالكلب؟ أصبح يمارس الجنس مثل الكلب؟

Bir bakayım Balığın içini temizleyen yaşlı bir adamla başlıyor.
حَسناً، دعني أرى. بَدأَ مَع هذا الرجلِ الكبير السنِ الذي كَانَ يُدمّرُ سمكةَ.

Fantasia'nın Nasty işe başlamadan önceki halini almasını diliyoruz.
نَتمنّى ان الفنتازيا ترجع كما كانت قَبْلَ أَنْ بَدأَ هذا العمل السيئِ.

Beni ne için görmeye başladığını hiçbirzaman öğrenemez.
هو أَبَداً حاجاتُ إلى إعرفْ بأنّك عِنْدَكَ بَدأَ برُؤيتي.

Kurt'ün bacak ve omuzlarında başlayan çürük izleri olduğunu fark ettim.
لاحظتُ بَعْض كَدْم الإغماءِ الذي بَدأَ التَطوير

Ve koşarken, ikimiz de düştük ve birlikte ağlamaya başladık.
ونحن نجري سقطنا معا وكِلانَا بَدأَ بالبكاء

Kafeteryada çocuklar bozukluk diye bir oyun oynamaya başladılar.
في المطعمِ، بَدأَ الأطفالُ باللِعْب هذه اللعبةِ، شقّ عملة معدنيةِ.

Her ikisi de görevlerine 30 yaşında başlamıştır. Ve benzerlikler sürer gider.
بَدأَ يوسف عمله في عُمرِ 30, بَدأَ السيد المسيح عمله في عُمرِ 30.

Kerbela isyancılarının başlattığı saldırı önce...
الهجوم، بَدأَ مِن قِبل الثوّارِ ..مِنْ كربلاء،وصَعدَعلى.