Bazıları Hubie Marsten'den şüphelendi ama asla ispatlanamadı. | Open Subtitles | تَوقّعَ بَعْض الناسِ هوبي مارستون، لَكنَّه لم يثبت |
Bazıları, insanlar öldüğünde harika bir ışık belirdiğine inanır. | Open Subtitles | بَعْض الناسِ يَعتقدونَ أنه عندما يموت الناس هناك ضوء رائع |
Yani Bazıları sinirlenip yatak odamdaki gibi eşyaları mı fırlatıyor? | Open Subtitles | لذا، بَعْض الناسِ يَغْضبون و يرمون بالأشياء، مثلما حدث في غرفتي؟ |
bazı insanlar ölünce ruhun cennete gittiğine inanır. | Open Subtitles | يَعتقدُ بَعْض الناسِ بأن عندما تموت روحكَ تذهب إلى الجنة |
Sonra bazı insanlar ölür, ama öldüklerini anlamazlar. | Open Subtitles | و ثم بَعْض الناسِ يَمُوتونَ، لَكنَّهم لا يَعْرفونَ أنهم قد ماتوا |
Bazı kişiler bunu ahlaka aykırı buluyor, ama öğrencilere göre bu sadece stres atmanın iyi bir yolu. | Open Subtitles | بَعْض الناسِ يَدْعونَه فسوق لكن الطلاب يقولون انها طريقه جيده للتنفيس |
Işıklar yeniden açıldığında Bazıları gitmişti. | Open Subtitles | عندما الأضوية رَجعَ على، بَعْض الناسِ تَركوا. |
Niçin Bazıları birşeyler yaparken diğerleri hiç birşey yapmıyorlardı? | Open Subtitles | بَعْض الناسِ يَعملونَ الشيء والآخرون لا يعملون شيء على الإطلاق؟ |
Bazıları nasıl yulaf ezmesi giyilir iyi biliyor. | Open Subtitles | بَعْض الناسِ يعرفون فقط كَيفَ يَلْبسونَ شوفان مجروشَ. |
Bazıları savaşı üstün insan kuvvetiyle... | Open Subtitles | بَعْض الناسِ سَيُخبرونُك يأننا ربحنا الحرب بالقوة البشريةِ المتفوّقةِ |
Bazıları stratejiyle, şansla ya da çok güçlü olduğumuz için kazandığımızı anlatır. | Open Subtitles | بَعْض الناسِ يَقُولونَ بأنّها كَانَت الإستراتيجيةً أَو انه مجرد خلاف أَو الحقيقة بأنناّ قساة ملعونون جداً |
Bazıları bunu, Bill'in ablası Liz'le tanışmak için bir fırsat olarak görebilir. | Open Subtitles | بَعْض الناسِ قَدْ يَقُولونَ أنها فرصة لمُقَابَلَة أختِ بيل الكبرى، ليز، كانت أكثر من يكسب في لعبة الداما، |
Haydi anlatalım, Bazıları elmalı pastanın bile burada icat edildiğini söyler. | Open Subtitles | يَقُولُ بَعْض الناسِ بأنّ من هنا اخترعت فطيرة التفاح |
Tabi ki Bazıları da, Duke'lerin ilk adımlarının şerifin son sinirine geldiğini söyler. | Open Subtitles | يَقُولُ بَعْض الناسِ خطواتَ الأولادَ الأولى هَبطَت على اعصاب مُديرَ الشرطة الأخيرة |
Öyle mi? bazı insanlar birbirini tanımadan evleniyor. Kuzenimiz Donald'ı hatırla. | Open Subtitles | يَتزوّجُ بَعْض الناسِ قَبْلَ أَنْ يَعْرفونَ كُلّ هم يَجِبُ أَنْ. |
Ama bazı insanlar kendilerine daha zararlılar. | Open Subtitles | لكن بَعْض الناسِ أكثر نفس تدميري مِنْ الآخرين. |
Tabii bazı insanlar, iyi bir işi gördükleri zaman bile anlamaz. Belki de tıraşa ihtiyacım yoktur. | Open Subtitles | بالطبع، بَعْض الناسِ لا يصنعون اتفاق جيد عندما يَرونَ شحص ما. |
Ama bazı insanlar hayatlarının ne zaman değiştiğini kesin olarak bilirler. | Open Subtitles | لكن بَعْض الناسِ يعرفْو اللحظةَ المضبوطةَ حيث حياتهم تَغيّرتْ |
Hey, bazı insanlar bu görünüşümden hoşlanıyor, biliyor musun? | Open Subtitles | يا، بَعْض الناسِ مثل هذه النظرةِ، تَعْرفُ؟ |
- Tabii. Bazı kişiler tanıyorum. | Open Subtitles | - متأكّد، أَعْرفُ بَعْض الناسِ. |
Bu sadece dedikoduydu. Onu ittiğimi gördüğüne yemin edenler var. | Open Subtitles | كن تلك فقط إش بَعْض الناسِ يُقسمونَ بأنّهم رَأوني |