"تبقى لي" - Traduction Arabe en Turc

    • Bana kalan
        
    • Elimde kalan
        
    • geriye kalan
        
    • kaldığını
        
    • kalmıştı
        
    • Önümde hala
        
    • kaldın
        
    • kalmadı
        
    • kaldı ki
        
    • kalmışken
        
    • zamanım kaldı
        
    Burası onlardan Bana kalan tek şey ve bunu kaybedemem Open Subtitles ذلك المرأب الشيء الوحيد الذي تبقى لي منهم , وإذا خسرته 000
    Bana kalan son şey kafamdaki bu sarık Open Subtitles الشي الوحيد الذي تبقى لي هو هذه العمامة على رأسي
    Babam öldükten sonra, Elimde kalan tek şey annemdi. Open Subtitles حين مات والدي، كانت والدتي كل ما تبقى لي
    Anlaşılan bu monitörler Elimde kalan tek doğru şey. Open Subtitles يبدو لي أن هذه الشاشات هي الشيء الحقيقي الوحيد الذي تبقى لي
    Bo'nun hayatı tehlikede. Soyumdan geriye kalan bir tek o var. Open Subtitles حياة بو في خطر إنها كل من تبقى لي في سلالتي
    Bunları hızlıca geçeceğim, çünkü sadece birkaç dakikam kaldığını biliyorum. TED سأمر على هذا بسرعة، لأنني أعرف أنه تبقى لي القليل من الدقائق.
    Elimde bir tek Robbie kalmıştı. Şimdi senin yüzünden o da gidiyor. -Sadece düşünmüştüm ki... Open Subtitles روبي هو آخر ما تبقى لي وما هو الآن يغادرنا بسببك
    Önümde hala bu konu var. Yapmak zorundayım. Open Subtitles تبقى لي شخص واحد يجب أن أقابله
    Geride Bana kalan tek şey özgürlüğüm oldu. Onu elimden almalarına izin vermeyeceğim. Open Subtitles كلّ ما تبقى لي حريتي و لن ادعهم يأخذوها منى
    Bana kalan tek şey salak olup 911'i aramak. Open Subtitles كل ما تبقى لي هو التصرف بحماقـة و الاتصـال بالطـوارئ
    Bana kalan tek şey ise onu havaalanına bıraktığım anın anısı. Open Subtitles والآن كل ما تبقى لي هي ذكرى توصيلها إلى المطار
    O oyuncak ayı, ailemden Bana kalan tek şeydi. Open Subtitles ذلك الدب كان كل ما تبقى . لي من والدي الحقيقيين
    Bana kalan tek şey saygı ve senden alacağım da saygı. Open Subtitles كل ما تبقى لي هو الإحترام ومنك سأحصل عليه
    Alkolü gözümden düşürüyorsunuz ve Elimde kalan tek şey o. Open Subtitles انتما تفسدان الكحول علي وذلك كل ما تبقى لي
    Güzel. Boktan bir baba olabilirsin ama Elimde kalan tek baba sensin. Open Subtitles جيّد، لعلك أب سيء لكنّك الأب الوحيد الّذي تبقى لي.
    Elimde kalan tek değerli şey bu antika cep saati. Open Subtitles الشي الوحيد الذي تبقى لي ذو قيمة هذه الساعة القيمة .
    Ya bütün hayatımı onun bana ihtiyacı olduğunu düşünerek geçirdiysem ve şimdi ihtiyacı yoksa Elimde kalan tek şey bir sıcak yapışkan tabancası ve yapay elmassa? Open Subtitles ماذا لو انني اضعت كامل حياتي معتقدة انه بحاجتي والان بما انه لا يحتاج لي كل ما تبقى لي مسدس غراء ساخن ومجموعة من الماس المزيف ؟
    geriye kalan tek şey elimden gelenin en iyisini yaparak seyircimle hakiki bir ilişki kurmak. TED لذلك ما تبقى لي هو أن أقوم بأفضل ما لدي لإجراء اتصال حقيقي مع جمهوري.
    Doktor artık sadece bir kaç ayım kaldığını söyledi. Open Subtitles والآن الطبيب يخبرني أنه تبقى لي بضعة أشهر
    Ama seni de kaybetmek istemiyorum. Bir tek sen kaldın. Open Subtitles لكني لا أريد أن أخسركِ أيضاً أنتِ كل ما تبقى لي
    Bana kızgın olduğunu biliyorum ama senden başka kimsem kalmadı. Open Subtitles انا اعرف بأنكِ غاضبة علي, ولكنكِ كُل ما تبقى لي.
    Geriye kaç yılım kaldı ki? Open Subtitles كم تبقى لي من سنين؟
    Hâlâ üç beş hayranım kalmışken bu olayın her şeyiyle unutulmasını istiyorum. Open Subtitles إسمع أريد أن أضع كل الحادثة القبيحة خلفي بينما مازال تبقى لي بعض المعجبين
    Sürekli düşünüyorum ne kadar zamanım kaldı diye Open Subtitles وظلّيت أداولها في رأسي كم تبقى لي من الوقت؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus