"تبين أنه" - Traduction Arabe en Turc

    • Meğerse
        
    • ortaya çıktı
        
    • Görünen o ki
        
    • Meğer
        
    • Anlaşılan
        
    • Görünüşe göre
        
    • olduğu ortaya
        
    Bizim önümüzdeki otoyolda bir kaza oldu, Meğerse iki beyaz kamyon şoförü, göçmen ve siyahi bir aile arasında olmuştu. TED وحادث أمام الطريق السريع، تبين أنه لسائقَي شاحنة من ذوي البشرة البيضاء وعائلة مهاجرة تصادف أنهم من ذوي البشرة السوداء.
    Meğerse yememen gerekiyormuş. Open Subtitles و الذي تبين أنه ليس من المفترض أن تأكله على اية حال.
    Hastanenin fazla mesai yaptırdığı hemşireleri ona söyleyen bir kaynağı olduğu ortaya çıktı. Open Subtitles لقد تبين أنه يملك ذاك المصدر اللذي أخبره أن المستشفى يرهق الممرضات بالعمل.
    Hareket sırasında beyinden gelen ve bu şekilde çalışan sinir yolları olduğu ortaya çıktı. TED لقد تبين أنه هناك سُـبُل عصبية قادمة من الدماغ تلعب دوراً وظيفياً مهماً خلال التحرك.
    Görünen o ki bunca yıldır bize yalan söylüyormuş bizi ayrı tutmak için ilişkide olduğumuzu söylüyormuş. Open Subtitles تبين أنه كان يكذب علينا طوال تلك السنين يختلق علاقات لنا ليفرق بيننا
    Meğer artık sikine takmayan birini durdurmak zor oluyormuş. Open Subtitles لقد تبين أنه من الصعب أن توقفين أحد لم يعد لديه مايخسره بعد الآن
    Anlaşılan o ki, doğru dili kullandığında ve doğru soruları sorduğunda, cevaplar önemli derecede açık ve hemfikir olunmuş hâle geliyor. TED تبين أنه عندما تملك اللغة المناسبة وتطرح السؤال المناسب، تصبح الإجابات أكثر وضوحاً وبالإجماع.
    Görünüşe göre, işçi masraflarında kısmak için çalışan tüm madenciler bebekmiş. Open Subtitles و تبين أنه لتخفيض تكلفة العمالة كل عمال المنجم من الرضع
    Evet, Meğerse ahlaksızmış ama bir ücret karşılığı yardım etmeyi düşünebilirmiş. Open Subtitles أجل تبين أنه فاسد لكنه يتطلع للمساعدة ببعض الاعتبارات
    Meğerse bağlanmak istemediğim sadece senmişsin. Open Subtitles لقد تبين أنه أنت فقط الذي لم أرد أن أتزوجه
    Meğerse ortaya böyle saçma sapan, ucube bir ezik çıkıyormuş. Open Subtitles لكن تبين أنه تحول إلى شخصية واهنة, خاسرة غريبة.
    Şimdi, ortaya çıktı ki ilişkilerimiz ne kadar fazla eşitlikçi ise çiftler o kadar mutlu. TED حالياً، تبين أنه كلما كانت العلاقة بين الطرفين متساوية، كلما كان الشركاء أسعد.
    Aslında o kadar da kolay olmadığı ortaya çıktı. TED حسنًا، تبين أنه ليس بتلك البساطة على الإطلاق.
    Orada olmayan bir şeye baktım ve damar olduğu ortaya çıktı. Open Subtitles لقد بحث عن شيء ما لم يكن موجوداً و هو ما تبين أنه قناة تحويلة
    Görünen o ki Ned ağır durumda engelli hâldeymiş. TED تبين أنه كان معاقاً لدرجة كبيرة.
    Görünen o ki, verdiği sözleri tutmada o kadar başarılı değilmiş. Open Subtitles تبين أنه لا يجيد الوفاء بالوعود
    Görünen o ki bu insanlar hala fanzetizerinde kendilerine yer buluyorlardı Open Subtitles تبين أنه لا يزال يعقد إلى ذكريات الماضية فانتاسيزيد!
    Meğer bana gizli bir doküman göndermiş. CIA'den çalınmış. Open Subtitles تبين أنه ملف بالغ السرية سُرق من وكالة الاستخبارات
    Meğer kayalar arasında hareket ederken eriyen buz oluşumlarıymış. Open Subtitles تبين أنه مجرد تكون جليد ليحرك الصخور بالمكان وهي تذوب
    Anlaşılan bahçe kulübü üyeleriyle yemek yerken New York'a yeni özel tasarım koleksiyonları geldiğini duymuş. Open Subtitles تبين أنه عبر غداء في نادي الحدائق سمعتأنخيوطكتانجديدةوصلتإلى"نيويورك"
    Anlaşılan o da bizim için plân yapmış, o yüzden... Open Subtitles ...لقد تبين أنه أعدد خطط بالفعل لنا , لذا
    Görünüşe göre McGuire Tahoe'ya ilk defa binmiyormuş onu tanıyorlarmış. Open Subtitles تبين أنه لم يكن لماجواير أول رحلة له في التاهو أنه يعرفهم , إنه يخرج معهم كل يوم صباحاُ هذا الأسبوع
    Görünüşe göre, 80'lerde, Open Subtitles و تبين أنه فى أوائل الثمانينات

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus