"تتأرجح" - Traduction Arabe en Turc

    • Vuruş
        
    • sallanan
        
    • sallanıyor
        
    • vurma
        
    • sallanıp
        
    • asılı
        
    • Salınım
        
    • sallıyor
        
    • sallıyorsun
        
    • sallanıyordu
        
    Vuruş yapma, demiştim! Open Subtitles قلت، لا تتأرجح!
    Vuruş yapma, demiştim! Open Subtitles قلت، لا تتأرجح!
    Tam şurada sallanan maymunlar vardı. Sence zamanımız olur mu? Open Subtitles لديهم قردة تتأرجح حرّة هناك أتظنين أنّ لدينا وقتاً لذلك؟
    Ve Foreman idman arkadaşına atar gibi o müthiş yumruklarını atıyordu ve Ali gemi armasında sallanan adam gibi sallanıyordu. Open Subtitles 'وكان فورمان رمي هذه اللكمات معجز تتأرجح 'وعلي وكأنه رجل في التزوير. '
    Çalıları kırparken bir baktım, takılmış bir tanesine sallanıyor. Open Subtitles أعني لقد اندهشت برؤيتي تلك الأشياء تتأرجح
    Topu falsolu yolla. Düz vurma. Open Subtitles كرة منحنية, لا تتأرجح
    Küçük bir adam palmiye ağacında asılı duruyordu ve ağaç muson rüzgarı altında bir taraftan diğerine bir öne, bir arkaya sallanıp duruyordu. Open Subtitles فتى صغير معلّق على شجرة نخيل . و النخلة كانت تتأرجح . بسبب تلك الرياح الموسمية التي تحرك الشجرة إلى اتجاه
    Vuruş yapma. Open Subtitles لا تتأرجح.
    Vuruş yapma. Open Subtitles لا تتأرجح.
    Vuruş yapma. Open Subtitles لا تتأرجح .
    Vuruş yapma! Open Subtitles لا تتأرجح!
    10 odalık bir yer, büyük eski şömineler verandada sallanan sandalyeler. Open Subtitles غرف مدعومه بالأّسرَّة وخدمة الأفطار ومدفأة كبيره وكراسي تتأرجح . على الشرفة
    Gördüğüm tek şey ipten sallanan zavallı bir kız. Open Subtitles لا أملك أيّ رؤية سوى صورة فتاة مسكينة تتأرجح من حبل
    Sağa sola dede saatleri gibi sallanıyor. Open Subtitles نوع قديم من ساعات الحائط حيث يحل محل عقرب الثوانى ذراع تتأرجح يميناً ويساراً وتسمى الرقاص
    * Siyahi bedenler, güneyin, esintisiyle sallanıyor * Open Subtitles ♪ أجساد سوداء تتأرجح مع نسيم الجنوب ♪
    Kaydırarak. Düz vurma. Open Subtitles منخفصة, لا تتأرجح
    Pekâlâ. Alt kat komşusu bir kadının balkondan sallanıp daireye koştuğunu gördüğünü raporladı. Open Subtitles حينا إذن، الجار في الطابق السفلي بلّغ عن رؤية إمرأة تتأرجح من على الشرفة ، وتمر بجانب الشقة.
    Vaaz boyunca orada asılı kalırdı. Open Subtitles كان يجتهد جدا وكانت هذه النقطة تتأرجح بين السقوط والبقاء
    Salınım hareketi, üstünde çok belirgin izler bırakmış. Open Subtitles بالتالي الحركة تتأرجح وتركت علامة واضحة للغاية
    İşte vurdu. Oh, paslı bir kapı gibi sallıyor. Open Subtitles هاهي الضربة ، إنّها تتأرجح كالبوابة العتيقة
    Hadi dostum, neye yumruk sallıyorsun? Open Subtitles بربك يا رجل، ما الذى تتأرجح حوله ؟
    Çünkü köprü uzun bir zaman böyle iki yana sallanıyordu, nasıl kıvrıldığına bir bakın. TED كانت تتأرجح هكذا لفترة طويلة، لاحظوا هذه الحركة الالتفافية.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus