Ulusal Taşımacılık Güvenlik Kurulu kaza yerine soruşturma ekibi gönderir. | Open Subtitles | كما تعرف حينما تتحطم طائرة إتحاد الطيارين يرسل فريق المحقيقين |
Uçakları kirli yolcuları mutsuz, uçaklar da sürekli kaza yapıyor. | Open Subtitles | الطائرات قذرة و المسافرون يكونون غير سعداء و الطائرات تتحطم |
Şunu biliyoruz ki, bir görevi öğrenmeye çalıştıktan sonra uykunuzu alamazsanız o görevi öğrenme yeteneği paramparça oluyor. | TED | ما نعرفه هو أنه، بعد أن تحاول تعلم مهمة، وتحرم الأفراد من النوم، فإن قدرتهم على تعلم المهمة تتحطم. |
Ama çiçekleri incelerdim. Bazıları kırılır, bazıları yeniden açardı. | Open Subtitles | و لكني اشاهد الازهار بعضها تتحطم و لكن بعضها تبرعم |
temasın kesiliyor. Lütfen cevap ver. Jupiter 16! | Open Subtitles | أنت تتحطم هلم، من فضلك المشتري 16 |
Bir nesne ona değdiği zaman ya da yüksekten düştüğü zaman kırılıyor ve patlamayı başlatıyor ve şehir yanacak. | Open Subtitles | عندما يلمسها أي شيء أو تسقط من على إرتفاع، تتحطم ثم تقوم بتفجير .. ، وستحترق المدينة. |
Ona; "Paul, hayatının parçalanmasına izin verecek bir adam değildir, ...yakında toparlanır" dedim. | Open Subtitles | بول ليس من الرجال الذين يتركون حياتهم تتحطم إلى قطع صغيرة |
Uçağın her keskin hareketinde kalkışta veya inişte, bir kaza için, veya havada çarpışması için dua ediyorum. | Open Subtitles | في كل مره تهتز الطائره عند الأقلاع أو الهبوط كنت أدعو لكي تتحطم أو تصطدم بأخري |
Araba kaza yapmış ve yanmış, içindeki herkesle birlikte. | Open Subtitles | قد يفيد هذا في إعلان مكافحة التدخين تتحطم الياره وتشتعل والجميع محتجز بداخلها |
Uçağın her keskin hareketinde, kalkışta veya inişte bir kaza veya havada çarpışma olsun diye dua ediyordum. | Open Subtitles | في كل مره تهتز الطائره عند الأقلاع أو الهبوط كنت أدعو لكي تتحطم أو تصطدم بأخري |
kaza yapan bir uçaktan artık inemeyeceksin. | Open Subtitles | ليس بعد الآن، لا يمكنك النزول من تلك التي تتحطم. |
kaza yaptık ve aynı uçağın iki ayrı parçası adanın farklı yerlerine düştü. | Open Subtitles | تتحطم الطائرة جزءان من نفس الطائرة يسقطان في مكانين مختلفين بالجزيرة |
Bu büyük kayıp, gerçekliğe ilişkin tüm bağlantı noktalarını paramparça eden bir şeydir. | Open Subtitles | إنه فقدان مخيف حيث تتحطم كافة أنساق واقعك |
Nefes boruna oturup hayallerini paramparça ederler. | Open Subtitles | بهذه الطريقة تفلق القصبات الهوائية و تتحطم أحلامك |
Eski arabanın camı kırılır bana çatarsın. | Open Subtitles | وزجاج سيارتك القديمة تتحطم فتصرخ في وجهي |
- Tekrar, temasın kesiliyor. - Neler oluyor? | Open Subtitles | عادة، أنت تتحطم - ماذا يحدث؟ |
"Dalgalar kırılıyor" | Open Subtitles | الامواج تتحطم |
Bir gölge gibi sarılmak gerekir. Bu rüyanın parçalanmasına izin verme. | Open Subtitles | "البقاء في الأسلحة بعضها البعض، لا تدع هذا الحلم تتحطم." |
Peki, uçak düşsün. | Open Subtitles | حسناً إذن. دع الطائرة تتحطم |
Bırak her yerini sarsın | Open Subtitles | # دعى الأصوات تتحطم عليكى # |
"Kalpler kırılmaz sersem." Bunu sen söylerdin. | Open Subtitles | القلوب لا يمكن أن تتحطم يا ساذجة.. أنت قلت لى هذا |
Zincir kırılacak Ve tüm insanlar hakettiğini alacak! | Open Subtitles | سوف تتحطم السلاسل ويأخذ كل رجل مكافأته |
Sonra, yanan kirişleri ve onların zemine çarpışını gördük. | Open Subtitles | ومن ثم وجدنا، العوارض تحترق وبدأت تتحطم فى الأرض |
Eğer Thor'un gemisi düşmeseydi, onlara geçitten hiç bahsetmeyecektik. | Open Subtitles | إذا سفينه ثور لم تتحطم لم نكن لنخبرهم أبدا عن ستارجيت |
Lanet olsun. "Parçalanacak. Hidrolikler, tren!" Sadece dikkat çekmeye çalışıyor. | Open Subtitles | اللعنة سوف تتحطم علينا أن نهرب لقد رأت ذلك |