Onu terk etmekte özgürsün. O kadına herhangi bir bağlılığın yok. | Open Subtitles | تعلم أنّه بإمكانك أن تتخلى عنها ليس وكأن قد التزمت بالأمر |
Beni terk etmedi. Annemin senin hakkında haklı olduğunu düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | لم تتخلى عني بدأت أعتقد بأن والدتك ربما كانت محقة بأمرك |
Guy... lşıklar şehri için Londra'yı terk mi ettin? | Open Subtitles | إذاً غاي يجب أن تتخلى عن لندن من أجل مدينة الأضواء |
Sakın pes etme, biliyorum ki, Bunu hâlâ atlatabiliriz. | Open Subtitles | لا تتخلى عنا فإننا نعرف أنه يمكننا الوصول |
Mutlu olmak mı istiyorsun? Kendine göre birini bul ve sakın bırakma o adamı. | Open Subtitles | إذا كنت تريد أن تكون سعيدا جد شخص تحبه, ولا تتخلى عنه |
Onlardan asla vazgeçme nasıl ki benden vazgeçmediysen. | Open Subtitles | عليكّ ألا تتخلى عنهم قط كما لم تتخلى عني قط |
Bir kere gücün tadını aldı, bırakmak istemiyor. | Open Subtitles | لقد ذاقت مذاق القوه ولن تتخلى عنها ابداً |
Onu kurtarmak için, insanlığını terk etmeden adamı öldürmelisin. | Open Subtitles | حتى تنقذها, يجب ان تقتله قبل ان تتخلى عن انسانيتها وتأكل |
Eğer bir damla acıman varsa beni mutsuz kaderime terk etmezsin. | Open Subtitles | ولكن إذا كان لديك قطرة واحدة من الشفقة ، سوف لن تتخلى عني لقدري التعيس. |
O öldü Kien. Bizi terk etmedi, öldü. | Open Subtitles | إنها ميتة يا كاين هي لم تتخلى عنا، إنها ميتة |
Belki de vatanını terk etmeyi seçen aristokrat bir kadındır. | Open Subtitles | ربما سيدة أرستقراطية اختارت أن تتخلى عن موطنها ؟ |
Hırsızlar koduna sadık olduğunda akrabalarını terk etmedin mi? | Open Subtitles | الم تتخلى عن كل اقربائك عندما اقسم على قانون اللصوص؟ |
Yeri geldiğinde belki de pes etmelisin. | Open Subtitles | من الأفضل أن تتخلى في حين ما زال هناك وقت. |
Beni yüzüstü bırakma. Elimde kalan sadece sen varsın. Güzel. | Open Subtitles | لا تتخلى عني أنت كل ماتبقى لدي رائع , نكتفي بهذا |
Perceval, Kadehi aramaktan asla vazgeçme. | Open Subtitles | بيرسيفل, لا تتخلى عن المهمة مطلقا |
Zekiydin azimliydin hiç bir zaman vaz geçmezdin. | Open Subtitles | لديك العقل واضحة كنت عنيد أنك لن تتخلى عنه. |
Bazı insanlar hayatlarının değişeceği umudunu yitirmişlerdir. | Open Subtitles | بعض الناس تتخلى عن الأمل لأيّ شئِ في حياتِهم يُتَغَيّر باستمرار |
Bir kız kardeş için PL grubun servetinden vazgeçmek, bence anlamsız. | Open Subtitles | أن تتخلى يونغي عن جميع ثروتها من أجله، لا معنى لهذا |
Bu işi yaparken tüm ekibi kapıda bırakıp kendi işini yapmak zordur. | TED | ومن الصعب جدًا أن تتخلى عن جميع عواطفك وتوجهاتك عند قيامك بهذا العمل. |
İyi denemeydi, dostum ama bizi yarı yolda bırakamazsın. | Open Subtitles | محاولة جيدة، يا صاح، ولكنك لن تتخلى عنّا. |
Tek ve en değerli olan yeteneğini öylece bırakıyor olabilirsin. | Open Subtitles | أنت تريد أن تتخلى عن الشيء الوحيد الذي قد تكون موهوباً به |
Bir Bennett öldüren sensin! Parandan vazgeçmedin, onun ölümüne sebep oldun. Raylan! | Open Subtitles | والآن لن تتخلى عن مرتباتك لتصل إلى قاتلها |
Bunu beceremeyeceksen, karından ve doğmamış çocuğundan umudu kessen iyi edersin. | Open Subtitles | , الآن , ان لم تستطع فعل هذا فعليك أن تتخلى عن زوجتك و ابنك . . |
O veya başka diğer faillerden gelecek kurtuluş umutlarını da bir kenara bırak. | Open Subtitles | وأن تتخلى عن كل الأمل من خلاصك منه أو من أي عميل آخر |
Bu insanlar açlıktan ölüyor ve sen onlara sırtını mı dönüyorsun? | Open Subtitles | هؤلاء الناس يموتون جوعاً, و أنت تتخلى عنهم |