"تتخلّى" - Traduction Arabe en Turc

• vazgeçmez
• umudunu
• vazgeçmeden
• bırakıyorsun
• vazgeçmeyeceğini
• vazgeçme

O insanlara yardım etmekten benim kadar kolay vazgeçmez.
إنها لا تتخلّى عن الناس بسهولة كما أفعل أنا

İyi bir öğretmen asla öğrencilerinden vazgeçmez.
الأستاذةُ الجيّدةُ لا تتخلّى عن تلامذتها

Hemen bizden umudunu kesme. Hepimiz ilerleme kaydediyoruz.
لا تتخلّى عنا بعد، إننا جميعاً نعمل على تحسين أنفسنا.

Belki de ondan vazgeçmeden önce, seni nereden tanıdığını düşündüğünü öğrenmeye çalışmalısın.
ربّما عليكَ أن... عليكَ أن تحاول أن تعرف من أين تعتقد بأنّها تعرفكَ... قبل أن تتخلّى عنها

O görevini yaptı, sen ise şimdi onu yüzüstü bırakıyorsun.
لقد أنجز دوره , و أنت الآن تتخلّى عنه

Sen Virginia'nın işinden asla vazgeçmeyeceğini biliyordun..
أعلم أنّ فرجينيا لن تتخلّى أبداً عن عملها،

O senden vazgeçmiyorsa sen de ondan vazgeçme, anladın mı?
لن يتخلَّ عنك، لذا لا تتخلّى عنه أتسمعنى؟

Başkan olacaksa, bundan asla vazgeçmez.
ولو تولّت الرئاسة فلن تتخلّى عنها أبدا

Arkadaşlarından asla vazgeçmez. Evet doğru.
-لا تتخلّى عن أصدقائها .

Benden asla umudunu kesmediğin için.
لأنك لم تتخلّى عنّي

Lütfen Mike'dan umudunu kesme.
لا تتخلّى عن (مايك)! أرجوك!

Andy'den vazgeçmeden önce onun benim sende gördüğüm şeyi görmesini sağla sevdikleri uğruna her şeyi yapabilecek kapasitede birini.
قبلما تتخلّى عن (آندي) الأخ، فاجعله يراك كما أراك رجل خاض أقاصي الأرض لأجل أحبّائه.

Hayır beni bırakıyorsun.
لا، أنت تتخلّى عنّي

Şimdi sen de beni bırakıyorsun. New York'a taşınıyorsun.
والآن، أنتَ تتخلّى عنّي لترحل صوب (نيويورك)

Benden asla vazgeçmeyeceğini söylemiştin.
قُلتَ أنكَ لَن تتخلّى عني أبداً

Sen Virginia'nın işinden asla vazgeçmeyeceğini biliyordun ben de Dan'in her zaman bana döneceğini biliyordum.
تعرف فرجينيا إنّها لن تتخلّى عن عملها أبداً... وأعرف أنّ دان سيعود إليّ دائماً.

Benden vazgeçmeyeceğini söylemiştin.
قُلتَ أنكَ لَن تتخلّى عن... .

Bak Henry'i kurtarmak için planladığın her neyse vazgeçme
انظري مهما قررتي لا تتخلّى عن هنري