Geç kaldığı zaman, aklına ilk gelen, onun yine kullanıyor olabileceği ya da ölmüş olabileceği mi? | Open Subtitles | هل أول ما يأتي على خاطرك عندما تتأخر انها ربما تتعاطى المخدرات بالخارج أو ميتة ربما؟ |
Bu kız hamile olabilir, okulu bırakmış ya da uyuşturucu kullanıyor olabilir. | Open Subtitles | هذه الفتاة ربما تكون حاملاً فشلت في امتحان او تتعاطى مخدرات |
Birisi, bir otel odasında fotoğraflarını çekmiş ve sen hap kullanıyorsun. | Open Subtitles | شخص ما التقط صور لك في غرفة فندق وأنت تتعاطى المخدّرات |
O boku tekrar kullandığını öğrendiğimde sinirlendim. | Open Subtitles | لقد غضبتُ عندما سمعتُ أنكَ تتعاطى ثانيةً |
Diyordum ki tekrar kullanmaya başlaması yapımcısının evinden kaçışını açıklar belki ama neden öldürüldüğünü, kim tarafından öldürüldüğünü ya da neden polise gittiğini açıklamaz. | Open Subtitles | لقد كنتُ أفكّر، لو كانت تتعاطى من جديد، فذلك سيُفسّر سبب هجرها لمُنتجيها، لكن ليس سبب قتلها، ومَن قتلها، أو سبب ذهابها إلى الشرطة. |
Yine uyuşturucu mu alıyorsun? | Open Subtitles | انت مجنون سرعة تتعاطى الميثامفيتامين ثانية |
Belki de diyet hapları kullanıyordu. Yeme bozukluğu da olabilir. | Open Subtitles | أو قد تتعاطى حبوب الحمية بسبب اضطرابات الشهية |
Bir grubun üyeleri günlük aspirin, diğerleri günlük plasebo alıyor. | TED | تتعاطى المجموعة الأولى الأسبيرين يومياً، في حين يتعاطى الآخرون علاجا وهميا. |
Futbol takımına girdiğinde, annenle baban sana ilaç kullanıyor musun diye sormuş muydu? | Open Subtitles | فلكنت ستأتي إلينا، صحيح؟ هل سألك والداك إن كنت تتعاطى المخدرات حينما كنت في فريق كرة القدم؟ |
Kabul etmesi zor, biliyorum ama kızın uyuşturucu kullanıyor. | Open Subtitles | أعلم أنّه من الصعب الإعتراف، ولكن ابنتك تتعاطى. |
Duygusuz görünmek istemem ama tekrar uyuşturucu kullanıyor olabilir mi? | Open Subtitles | لاأريد ان أبدو غير مراعي لكن هل هناك علامات تدل ان تتعاطى مرة أخرى؟ |
- Benden iki kat fazla uyuşturucu kullanıyor. - Hayır, kullanmıyor. | Open Subtitles | إنها تتعاطى المخدرات أكثر مني بمرتين كلا |
Annen çok sevinecek. Uyuşturucu falan kullanıyorsun sanmıştık. | Open Subtitles | سوف تسر أمك بسماع هذه الأخبار، كانت تظن أنك تتعاطى المخدرات أو أمر من هذا القبيل. |
Bu raporlara göre hala kullanıyorsun. | Open Subtitles | تقولُ هذه التقارير أنكَ ما زِلتَ تتعاطى |
Kokain falan mı kullanıyorsun? | Open Subtitles | هل تتعاطى كوكايين أو شيء كهذا؟ |
Başta, Emily'nin yasadışı ilaçlar kullandığını düşündüm. | Open Subtitles | في البداية، ظننت أن إيميلي كانت تتعاطى بعض المواد المخدرة |
Kızınızın uyuşturucu kullandığını biliyor muydunuz? | Open Subtitles | هل عرفتِ بأن إبنتكِ كانت تتعاطى المخدرات؟ |
Tekrar madde kullanmaya başladığını düşünmüştün. | Open Subtitles | ظننتِ أنّها كانت تتعاطى من جديد، لكنّها لمْ تكن كذلك. |
Yine uyuşturucu mu alıyorsun? | Open Subtitles | انت مجنون سرعة تتعاطى الميثامفيتامين ثانية |
Çünkü esrar kullanıyordu ve çıkmak istiyordu. | Open Subtitles | لأنّها كانت تتعاطى المخدرات وكانت ستترك الفريق. |
Tamam, herhangi bir ilaç alıyor ya da tedavi görüyor muydu? | Open Subtitles | حسنا، هل تعرفين إذا ما كانت تتعاطى أي نوع من الأدوية أو العقاقير؟ |
Öncelikle, herhangi biriniz Kendall'ı uyuşturucu kullanırken gördünüz mü? | Open Subtitles | أولا.. هل رأى أحدكم كندال قط تتعاطى المخدرات؟ |
Şimdi, sen temizsin ama biri odanda uyuşturucu kullanmış. | Open Subtitles | أنت لم تتعاطى ، ولكن هنالك من تعاطى في غرفتك |
- Kullanıp kullanmadığını soruyorum. - Aman Tanrım! İşte orada. | Open Subtitles | أنا أسئلك إذا ما منت تتعاطى يالهى , ها هى |
Bu gece de almış olmalı. | Open Subtitles | وهي تتعاطى نوع او اكثر من الادوية النفسية |
Yani hiç içmez uyuşturucu kullanmaz ya da başını belaya sokmaz mıydı? | Open Subtitles | إذن... هل كانت تشرب أو تتعاطى المُخدّرات أو تدخل في أيّ ورطة؟ |
Annesi kızın depresyonda olduğunu söyledi. Birkaç yıIdır ilaç alıyormuş. | Open Subtitles | أمها تقول إنها كانت مكتئبه كانت تتعاطى الأدوية لأخر عامين |
Alkol ve uyuşturucu kullanmıyor. | Open Subtitles | وهي لا تشرب الكحول ، ولا تتعاطى المخدرات |
Uyuşturucu kullanmıyorsun. Bu, kan testlerinden anlaşılacak. | Open Subtitles | ولم تتعاطى المخدرات سيظهر ذلك فى فحوصات الدم. |