"تتمتّع" - Traduction Arabe en Turc

    • hoşuna
        
    • tadını
        
    • zevk
        
    Beni bu giysiyle görmek hoşuna gidiyor değil mi? Open Subtitles تتمتّع برؤيتي في فستان الزفاف، أليس كذلك؟
    Akrep sokmasına karşı bağışıklığı var ama tabi hoşuna giden bir deneyim değil. Open Subtitles إنها تتمتّع بمناعة ضد لدغات العقرب لكنها ليست تجربة سارّة
    Şu anın tadını çıkaramıyorsan bütün bu saçmalıklara... katlanmanın bir anlamı yok. Open Subtitles ليس هناك هدف من خلال كلّ هذه الترهات أنت لن تتمتّع بالجولة
    Şu anın tadını çıkaramıyorsan bütün bu saçmalıklara... katlanmanın bir anlamı yok. Open Subtitles ليس هناك هدف من خلال كلّ هذه الترهات أنت لن تتمتّع بالجولة
    Prova yemeğini başka yere taşımaktan ve herkesi kendinden nefret ettirmekten zevk mi alıyorsun? Open Subtitles لماذا تتمتّع بالتدريب المتنقل ووجبات العشاء وتجعل الجميع يكرهونك؟
    Ki bundan içten içe zevk alıyorsunuz. Beklettiğimiz için üzgünüm. Open Subtitles أخبار سيّئة عم حساباتي، و التي تتمتّع بها سرّاً.
    Tamam, pekala, ben, uh, belki birlikte kahvaltı etmek ve evimi turlamak hoşuna gider diye düşündüm. Open Subtitles الموافقة، لذا أنا , uh, فكّرك قد تتمتّع به، uh، فطور وa جولة بيتي.
    Umarım yolculuk hoşuna gidiyordur. Open Subtitles أتمنّى أنت تتمتّع بالجولة.
    Onun da hoşuna gidecektir. Open Subtitles هي ربما تتمتّع بها
    Bu hoşuna mı gidiyor? Open Subtitles هل تتمتّع بهذا؟
    Bu hoşuna gitmese iyi olur, Castle. Open Subtitles -من الأفضل أنّك لا تتمتّع بهذا يا (كاسل ).
    Cayman'ların tadını çıkar. Güneşte fazla kalma. Open Subtitles تتمتّع بكايمانس ولا تكثر من الجلوس في الشمس
    Bir zamanlar donmuş olan okyanus şimdi hayat dolu ve tüm canlılar yaz ziyafetinin tadını çıkarıyor. Open Subtitles ،المحيط المتجمّد بالسابق يعجّ الآن بالحياة حيث تتمتّع كلّ الحيوانات بالوليمة الصيفية
    Bir an olsun bu anın tadını çıkaramaz mısın? Open Subtitles ألا تستطيع أن تتمتّع بهذا للحظة؟
    Bir an olsun bu anın tadını çıkaramaz mısın? Open Subtitles ألا تستطيع أن تتمتّع بهذا للحظة؟
    tatilinin... tadını çıkarmalı. Open Subtitles يجب أن... تتمتّع بعطلتها.
    Bi daha asla ve asla seksten zevk alamayacaksın Open Subtitles لن تتمتّع أبداً بالجنس مرة أخرى.
    -Acı çekmekten zevk mi alıyorsun? -Evet. Open Subtitles -أنت بالتأكيد تتمتّع بالألم، أليس كذلك؟
    zevk almadın mı? Open Subtitles ألا تتمتّع كفاية؟
    Yaptığın şeyden zevk almıyorsun. Open Subtitles أنت لا تتمتّع بما تفعله.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus