"تجادل" - Traduction Arabe en Turc

    • tartışma
        
    • tartışmaya
        
    • tartıştı
        
    • tartışmayın
        
    • tartışıyorsun
        
    • iddia
        
    • tartışmak
        
    • tartıştılar
        
    • tartışmış
        
    - tartışma. Open Subtitles أنا عملت في باديء الأمر، لكن انظر، لا تجادل
    Önünde koca bir hayat var. Benimle tartışma. Open Subtitles انت لديك حياتك كلها امامك لا تجادل.
    Benimle tartışma, Çavuş! Savaş alanının kokusunu alırım. Open Subtitles لا تجادل أستطيع شم رائحة المعارك
    Önce kız kardeşim, ve tartışmaya açıksanız, sayıları tartışalım. Open Subtitles أختي أولا و إذا أردت أن تجادل فكر بالأرقام
    Yüzyıllar boyunca Yunan filozoflar uzun ve sert bir şekilde evrenin şeklini ve oralarda ne olduğunu tartıştı. Open Subtitles على مر العصور تجادل الفلاسفة اليونانيين كثيراً حول شكل الكون وما يوجد في السماء
    Benimle tartışmayın. Ambulans mutlaka gelecek. Open Subtitles لا تجادل واحرص على أن تحضر سيــــارة إسعـــــــاف
    Müşterilerle tartışıyorsun ve ben her şeyi düzeltmeye çalışıyorum. Open Subtitles تجادل مع الزبائن وانا من يجب عليه ان يصلح الامور
    Bir taraf Dünya'nın merkezde sabit olduğunu iddia ederken diğer taraf Güneş'i öne çıkarıyordu. Open Subtitles احدها تجادل حول أن الأرض هي مركز الكون و الأخرى ترى أن الشمس هي المركز
    Onun kararından korktuğun için kader bunu ellerinden alana kadar tartışmak istiyorsun. Open Subtitles انت تخشى هذا القرار و أنت تحاول أن تجادل حتى ينتزعه القدر من يديك
    tartışma. İçeri girmenin tek yolu bu. Open Subtitles لا تجادل هذا الطريق الوحيد للدخول
    - Ne tarafa döndüğüm de tartışma konusu olacak mı? Open Subtitles - أنت أوشكت أن تجادل جانبي العادي، أليس كذلك؟
    tartışma, sana söylenileni yap. TED لا تجادل ، وقم بما يوكل إليك .
    tartışma. Füzeyi ateşle. Open Subtitles لا تجادل أطلق النار
    - Benimle tartışma! Open Subtitles - لا تجادل معي! إحضر ذلك الرجل!
    Üçüncü olarak da kurbanla bir tartışma yaşadığı söyleniyor. Open Subtitles و ثالثاً "لقد تجادل مع "آكرويد
    Bu konu tartışmaya açık değil hayatım. Open Subtitles أنا ذاهب ولا تجادل معك حول هذا يا حبيبتي
    Ne olur, onunla tartışmaya girmeyin. Open Subtitles أتوسل إليك، لا تجادل معها بعد الآن.
    "Oduncu karısıyla uzun bir süre tartıştı, ama karısı kızdığı zaman korkunç bir kadın oluyordu, ve sonunda karısının planını kabul etmek zorunda kaldı. Open Subtitles "تجادل الحطاب طويلا مع زوجته، "لكنها كانت امرأة بغيضة، ومخيفة جدا حين تغضب، "لذلك في نهاية الأمر وافق على خطتها.
    Susun lan ibneler. Şimdi bunu tartışmayın. Open Subtitles المخنّثون الملاعين لا تجادل الآن
    Her zaman babanla tartışıyorsun ve de, anneni görmeye gidecek cesaretin bile yok. Open Subtitles حسنا جرب هذة النظرية انت دائما تجادل مع والدك
    - O zaman izin verin iddia makamı fikrini savunsun ve jüri ona göre karar versin, Sayın Hâkim. Open Subtitles لم يُفقد شيء اذا دع جهةالادعاء تجادل في هذا واترك القرار للجنة المحلفين سيادتك
    Yoksa yeniden tartışmak mı istiyorsun? Open Subtitles هل يمكنني القيام بهذا، أو أنتِ ترغبين في تجادل مجدداً؟
    İnsanlar tartıştılar. Open Subtitles تجادل الناس، هل تكون الشمس بالعلم فوق أو تحت؟
    Ayrıca dün Lionel'la tartışmış. Open Subtitles تجادل مع ليونيل بالأمس أيضاً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus