"تجرأ" - Traduction Arabe en Turc

    • cüretle
        
    • cüret
        
    • Sakın
        
    • cesaret
        
    • Cesaretin
        
    • cesaretle
        
    • cesaretini gösterebildi
        
    • kalkma
        
    • cesareti
        
    Köle ve sülüklerinizin takdiri. Ne cüretle adaletten bahsedersiniz? Open Subtitles انها ارادة عبيدك وطفيلياتك كيف تجرأ بالتكلم عن العدالة ؟
    Ne cüretle onunla ilgili böyle konuşursun! Open Subtitles كيف تجرأ على الحديث عنها بهذه الطريــقة ؟
    Bu haydudun kulakları mutlaka kesilecek. Beni soymaya cüret etti! Open Subtitles سأقضي على هذا الوغد مها كلف الأمر تجرأ على سرقتي
    Sakın oraya çıkayım deme, seni büyük, uzun bacaklı şey! Open Subtitles لا تجرأ على الذهاب هناك إلى الأعلى يا ذو الأرجل الطويلة لومكس
    benım ozel yerıme gelmeye kım cesaret edebılır benım ıznım olmadan Open Subtitles من الذي تجرأ بالدخول لملجأي بدون إذن مكتوب أو تصريح شفوي؟
    Ayrılacak Cesaretin yoktu. O yüzden ben ayrıldım. Open Subtitles أردت أن تُنهي العلاقة و لم تجرأ على ذلك, فأنا التي انسَحَبَت
    Ne cesaretle beni öldürmeye kalkarsın ? Open Subtitles كيف تجرأ على قتلى اقتل كل من يقف فى طريق نجاحى
    Yalnızca bir adam onlara karşı koyma cesaretini gösterebildi, o Herkül'dü. Open Subtitles فقط رجلٌ واحد تجرأ لتحدي قوتهم
    Sakın bana emir vermeye kalkma. Sana bir soru sordum. Open Subtitles لا تجرأ على أن تظهر أنك تهتم بي لقد وجهت لك سؤالا
    Bu anma gününde ne cüretle bana bunu getirirsin? Open Subtitles كيف تجرأ على إحضار هذا لي في يوم التكريم؟
    Ne cüretle Efendimizin önünde böyle davranırsın? Open Subtitles كيف تجرأ على فعل ذلك أمام سيدك؟
    Ne cüretle evdeki insanlarla konuşuyorsun sen? Open Subtitles كيف تجرأ أن تتحدث مع الناس في المنزل
    Şu editör bozuntusu yine incelememi değiştirmeye cüret etmiş mi? Open Subtitles هل تجرأ ذلك المُحرر الأحمق على تغير مقولتى مرة أخرى؟
    Ondan biriken hesabını ödemesini istedim diye bana öyle demeye cüret etti. Open Subtitles هذا ما تجرأ على نعتي به لأنني طلبت منه دفع الفواتير المتأخرة
    Bunu sormaya nasıl cüret edersin? Tabi ki bizimle kalacak. Open Subtitles هى ستبقى معنا بالطبع كيف تجرأ وتسئل هذا السؤال؟
    Sakın ha. Sakın öleyim deme. Open Subtitles إياك أن تجرأ هل فهمت إياك أن تغادر لأي مكان
    Ne kadar utanç verici olsa da, araştırmamız ve kimsenin cesaret edemediği ilk zamanlara geri dönmemiz gerekiyor. TED مهما كان ذلك محرجا، نحن بحاجة إلى البحث والذهاب للمرة الأولى حيث لا أحد آخر قد تجرأ.
    Kraliçenin kadın kurbanını çalmaya cesaret eden Dünyalı Den senmişsin. Open Subtitles الشخص الذي تجرأ على سرقة التضحية أنثى من الملكة.
    Cesaretin varsa o kapıdan geç. Gel de gününü gör. Open Subtitles هيا ، تجرأ وتعال عندي شيء لك
    Ne cesaretle? Aileni kaybetmenin nasıl bir şey olduğunu biliyor musun? Open Subtitles كيف تجرأ ، هل لديك أي فكرة ما هو شعور أن تفقد عائلتك ؟
    Yalnızca bir adam onlara karşı koyma cesaretini gösterebildi, o Herkül'dü. Open Subtitles رجل واحد فقط تجرأ لتحدي سلطتهم
    Şarkı söyleyemezsen, hiç kalkma. Bizim parolamız bu. Open Subtitles إن لم تجرأ على الغناء، بإمكانك الجلوس.
    Şimdi bana kızla konuşma cesareti veriyorsun bak. Open Subtitles الآن كنت تجرأ لي فقط انتقل إلى الحديث معها.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus