Çok sevdiğiniz ve artık yanınızda olmayan birisini düşünün. Sevgili büyükanneniz, bir sevgili, | TED | هلا فكرتم بشخص تحبونه .. لم يعد موجوداً كجدتكم المحبوبة , أحدٌ تعشقونه |
Tek numarası sizin en sevdiğiniz, en değer verdiğiniz şey olarak tanımlanması, sonra evinizi bunun tepesine inşa edin, ve oradan kımıldatmayın. | TED | أليس كذلك؟ الخدعة الوحيدة هنا هي أن تحددوا الشيء الأفضل والأجدر الذي تحبونه بشكل أكبر، ثم ابنوا منزلكم عليه ولا تتزحزحوا منه. |
Demek ki onu seviyorsunuz ve eminim o da bunu çok takdir ediyor. | Open Subtitles | هذا يثبت بأنكم تحبونه وأنا واثق بأنه يقدّر ذلك |
Demek ki onu seviyorsunuz ve eminim o da bunu çok takdir ediyor. | Open Subtitles | هذا يثبت بأنكم تحبونه وأنا واثق بأنه يقدّر ذلك |
Hayır, hayır. Hayatta neleri sevdiğinizi öğreneceğim... Ve bunları öğreteceğim. | Open Subtitles | كلا، كلا، سأكتشف ما تحبونه بالحياة وأعلمكم ذلك |
Sevmediğiniz tonla şey biliyorum. Peki siz ne seversiniz ki? | Open Subtitles | أعرف الكثير عمّا لا تحبّون، ما الذي تحبونه إذاً؟ |
Yıllardır içtiğiniz bir içecek olduğuna eminim ve hâlâ seviyorsanız, yakın bir zamanda tekrar almanız için bir hatırlatma yapıyorum. | Open Subtitles | أنا متأكدٌ بأنه الشراب الذي لا زلتم تشربونه منذ سنين فإن كنتم لا تزالون تحبونه, فأحب أن أذكركم أن تشتروه مرة أخرى في القريب العاجل |
Hayır. Bence bu kadar beğendiğiniz şu film hakkında bir şey öğrenmek ilginizi çekebilir. | Open Subtitles | لا ، قد تهتمون بمعرفة شيء عن هذا الفيلم الذي تحبونه كثيراً |
Ve ne zaman ki sevdiğiniz veya aile üyesi biri eşcinsel olarak çıkarsa onların eşitlik mücadelesini desteklemek daha kolay olabilir. | TED | و حينما يكون شخص تحبونه أو فرد من عائلتكم يعترف بمثليته يمكن أن يكون تشجيعكم للمساواة أسهل. |
hayatınızda bulunan ve sizin tüm kalbinizle sevdiğiniz, fakat artık sizinle olmayan birisi. | TED | شخصٌ في حياتكم تحبونه بكل قلوبكم .. ولكن هذا الشخص لم يعد موجوداً بقربكم .. |
sevdiğiniz şeyi kaybetme nedeniniz olmak istemedim. | Open Subtitles | لم أكن أريد أن أكون سبب خسارة الشيء الذي تحبونه. |
Bunu sizden baltalamaya çalıştığınız patronunuz olarak istemiyorum, ama doğum gününü unutmayı sevdiğiniz arkadaşınız olarak istiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أسألكم هذا كرئيس تحبوا أن تقللوا من شأنه لكن كصديق تحبونه كعيد ميلاده الذي نسيتموه |
..biraz da el kremim var. Siz bunu çok seviyorsunuz. | Open Subtitles | وذلك كريم اليد الذين تحبونه كثيراً |
Nesini bu kadar seviyorsunuz bilmiyorum ki. | Open Subtitles | لا أعلم لمَ تحبونه لهذه الدرجة |
Onu seviyorsunuz? | Open Subtitles | أنتم تحبونه يارفاق |
Onu sevdiğinizi biliyorum. Sevilesi bir insan. | Open Subtitles | انظروا ، أعرف أنكم تحبونه إنه شخصية محبوبة |
Bak. Onu sevdiğinizi biliyorum. O iyi biri. | Open Subtitles | انظروا ، أعرف أنكم تحبونه إنه شخصية محبوبة |
Hatlarımız boş. Lee Bebeğe onu hala sevdiğinizi gösterin. | Open Subtitles | خطوطنا مفتوحة .دعوا "لي بيبي" يعرف أنكم لا زلتم تحبونه! |
Size ceviche yaptık. Nasıl seversiniz bilemedik. | Open Subtitles | أعددنا لكم طبق الـ(سافيتشي) لم نعرف كيف تحبونه |
Bildiğiniz ve beğendiğiniz aynı sıkıştırma dünyayı değiştirecek, ezber bozacak bir şekilde, video konferans uygulaması olarak kullanılıyor desem? | Open Subtitles | مذا ستقولون لو اخبرتكم ان الضغط نفسه الذين تعرفونه و تحبونه يستخدم فى |
Çok seveceksiniz. | Open Subtitles | هو مدهشاً ، أقصد بالتأكيد سوف تحبونه |