"تحتَ" - Traduction Arabe en Turc

• altında
• altına
• altındaki
• altındayız
• altından
• altındasın

Hava ısısı sıfırın altında olacak ve rüzgâr saatle 30 mille esecek,
معَ درجَة حرارَة تحتَ الصِفر و رياح بسرعَة 30 ميلاً في الساعَة

O paltonun altında hiçbir şey giymediğinizi biliyorum.
أعلم أنك لا ترتدين شيئاً تحتَ هذا المعطف

Kumanda merkezinde kontrol panelinin altında elimde silahla bulunuyor olabilirdim.
رُبما سأكونُ تحتَ لوحَة التحكُّم في محطة القيادَة مُمسكاً بذلكَ المُسدَس

Normalde hiç giymediğin cübbenin altına bir sandviç sakladın...
تُخفي سندويشاً تحتَ رِدائِكَ الكَهَنوتي، الذي لَم تَرتديه من قَبل

Wall Street'te çalışan bir adam tanıyorum... takım elbisesinin altına sutyen ve külot giyer.
عَرفتُ رجلاً مَرة يعمَل في وول ستريت و كانَ يَلبِس صِدرية و لِباس داخلي نِسائيان تحتَ بَدلَتِهِ

Henüz ayrılmıyorsun. Sol meme ucunun altındaki bu şişlik, tümör.
هذهِ الكُتلَة تحتَ حُلمتكَ اليُسرى، إنها ورَم

24 saat kontrol altında olacağın Connelly Enstitüsüne gideceksin.
سيَتِمُ إرسالُكِ إلى مَصَحَة كونيلي العَقلية حيثُ ستكونينَ تحتَ المُراقبة الدائِمَة

Yatağınızın altında bulunan yaylardan birisini alırsınız, düzleştirirsiniz ve ucunu sivriltirsiniz.
تأخذُ نابِضاً من القاعِدَة تحتَ سريرِك تقومُ بفتحِ لفائفِه و تَسِن حافتَه

Vücudunun toprağın altında çürüdüğünü hayal et.
عليكَ أن تتصوَّر جسدها تحتَ الأرض يتعفَّن

Derinin altında ince damarlar vardır, kılcal damarlar.
هُناكَ تحتَ الجِلد هذه الأوعيَة الدموية الدقيقة شُعيرات دموية

Tecritteki bu kimyasal zehirlenme beni büyük bir stres altına sokmuştu, ve senin kontrolün altında olmayan olaylardan dolayı suçlanmak nasıl bir şeydir biliyorum.
ذلكَ التسمم الكيميائي في الانفرادي وضَعني تحتَ الكثير منَ الضَغط و أعرفُ كيفَ يكون الشعور أن تُلامي على أشياء

Demek istediğim, evet... beni varlıklı biri gibi gösteriyor olabilirler... ama bu giysilerin altında gerçek bir erkek var.
أعني، نعم ربما يبدو عليهم مظهر الثراء لكن تحتَ الملابس نجدُ رجلاً

Yetki sizde, efendim. Hepsi sizin gözetiminiz altında oldu.
أنتَ المسؤول هنا, يا سيدي كل شيء حدثَ تحتَ رقابتك

Gelinler, düğünden önce çok baskı altında olurlar.
تكون العروس عادةً تحتَ ضعطٍ كبير قبل الزفاف

Ona ulaşmak zor, çünkü tüm bu organların altında.
ومن الصعب الوصولُ إليه، لأنّه تحتَ كلِّ هذه الأعضاء

Anestezi verilip bıçağın altına yattığımda.
بينما كُنتُ مُخدراً بالغاز و تحتَ مِبضَع الجراحة

Bir saat içinde, sıfırın altına ineceğiz. Donarak öleceğiz.
في غضون ساعة , سَنَكُونُ تحتَ الصِّفر سنتجمد حتى الموت

Evet, ama Ross'un beyninden geçen kurşun komuta merkezinin altındaki duvarda bir TV'ye saplı bulundu.
نعم، لكن الطلَقة من دماغ روس كانَت في الجِدار تحتَ مركَز القِيادة قُربَ التلفاز

Anlıyorum ki hepimiz aşırı derecede stres altındayız.
أتفهَّم أننا جميعاً تحتَ ضغطٍ غير مسبوق

Beyin dokusunun hemen altından yapılacak lidokain enjeksiyonunun parmak uçlarına kadar uyuşmasına neden olması gerekir.
إن جرعةً مكثّفةً من اللايدوكاين تحتَ جذع الدماغ ينبغي لها أن تخدّره حتى أخمص قدميه

- O konuda endişelenme. Son zamanlarda büyük stres altındasın.
لا عليكَ من ذلك فقد كنتَ تحتَ ضغطٍ كبيرٍ مؤخراً