Solly, benim Mozambik'te büyüdüğüm yerin 60 kilometre uzağındaki bir ağacın altında dünyaya geldi. | TED | رأى سولي النور تحت شجرة على بعد 60 كلم حيث ترعرعت في الموزمبيق. |
Teresia, Kenya ve Uganda sınırındaki Malaba kasabasında, bir ağacın altında kıyafet satardı. | TED | تبيع تيرسيا الملابس تحت شجرة في بلدة تدعي مالابا، على الحدود بين أوغندا وكينيا. |
Şimdi, ayakta duruyorum açık bir havada sahilde bir palmiye ağacının altında, tam sahnenizin bir zamanlar olduğu yerde. | TED | أقف الان في الهواء الطلق، على الشاطئ تحت شجرة النخيل، في نفس الموقع الذي اعتاد المسرح أن يكون فيه. |
Noel ağacının altında, hayatınızda görebileceğiniz en tatlı golden retriever oturuyordu. | Open Subtitles | .. وتجلس تحت شجرة الكريسماس وتجد أجمل جرو ذهبي في العالم |
Ama kafamda arka bahçemizdeki söğüt ağacının altına yattığıma dair görüntüler var. | Open Subtitles | لكنّي عندي هذه صورة ركود تحت شجرة الصفصاف في فنائنا الخلفي |
Bunun anlamı 4 Temmuz'da havai fişeklerin izlenmesi, Cadılar bayramında ''şaka mı şeker mi?'' diye sorulması ve Noel'de bir ağacın altına hediyelerin konulup sunulmasıdır. | TED | ما يعني احتفالي بمشاهدة الألعاب النارية في الرابع من يوليو، جمع الحلويات في الهالوين ووضع الهدايا تحت شجرة الميلاد. |
1665 yılında bir gün, genç bir adam ağacın altında otururken birden bir elmanın düştüğünü gördü. | Open Subtitles | كما تقول القصة,أحد أيام 1665 كان هناك شاب يجلس تحت شجرة وفجأة,رأى تفاحة تسقط من أعلى |
Dağın tepesinde bir ağacın altında çıplak ayakla evleneceğiz. | Open Subtitles | إنها تتجول عند قمة الجبلفىمكانما، تحت شجرة وهى حافية القدمين. |
Karşıma bir çöl çıktı ve bir ağacın altında uykuya daldım, palmiye ağacı. | Open Subtitles | و مشيت عبر صحراء , ثم نمت تحت شجرة. شجرة نخيل |
Şimdi evine git, belki ağacın altında bir çift işçi çorabı bulursun. | Open Subtitles | وقد تعثر على زوج من الجوارب تحت شجرة الكرسمس |
Dinleyin, Sun Bin her gün kavşaktan sürünerek geçip ağacın altında oturuyor. | Open Subtitles | اسمعوا , أعتاد صن على الذهاب الى مفترق الطريق والجلوس تحت شجرة كل يوم |
Büyük meşe ağacının altında yapmış olduğum sandığın içinde. | Open Subtitles | إنها في الصندوق الذي أعدّته خصيصاً لها تحت شجرة البلوط |
Noel ağacının altında duruyor. | Open Subtitles | و هي الآن موضوعة بأمان تحت شجرة الكريسماس بالبيت |
Banyan ağacının altında yaşayan bir kimse bile bir başkasının desteğine muhtaçtır. | Open Subtitles | التي يمكنها أن تهمل أساسها الإقتصادي. حتى أي شخص يعيش تحت شجرة راسخة يكون عالة |
"Eylülde mavi bir gündü." "Körpe bir erik ağacının altında sessiz." | Open Subtitles | في يوم من أيام سبتمبر، والقمر يملأ السماء الصافية ساكنا تحت شجرة البرقوق |
Eve gittiğimde, Noel ağacının altında duruyordu. | Open Subtitles | لقد ذهبنا للبيت وقد كانت تحت شجرة الكريسماس |
Hediyeleri Noel ağacının altına koyabilir misin? | Open Subtitles | هلا وضعت فقط تلك الهدايا تحت شجرة عيد الميلاد ؟ |
Noel ağacının altına bir elmas kolye bıraktığın sürece onlara yılın 12 ayı istediğin gibi davranabilirsin. | Open Subtitles | طالما هناك قلادة ألماس تحت شجرة عيد الميلاد |
patika başlangıcının 100 metre kuzeyinde büyük bir sekoya ağacının altına bıraktım. | Open Subtitles | على بعد 100 ياردة جنوبا من الأثر الرئيسي دفنتها تحت شجرة سيكويا قديمة و كبيرة |
Bir kaç teneke kutu buldum ve sonra şuradaki yere gidip ağacın altına uzandım ve uykuya daldım. | Open Subtitles | وجدت بضعة علب وبعد ذلك ذهبت لذلك المكان واستلقيت تحت شجرة واستغرقت في النوم |
Öldürüp de ağacın altına gömdüğün kadınla aynı. | Open Subtitles | كانت نفس المرأة التي قتلتها قبل ستة شهور وبعد ذلك دفنتها تحت شجرة |
Beni bir ağacın altındaki gizli bölgesine götüren bir ufaklık vardı. | Open Subtitles | لقد كان ذلك الصبيُ الصغير. الذي قادني إلى المكان المفضل لديه تحت شجرة. |
Heykelini hindistan cevizi ağaçlarının altında yakacaklar. | Open Subtitles | وسيحرقون صورتك الكريهه تحت شجرة الحرية |