Yani bu yabancıları evime getiriyorsun, ve böyle acayip şeyler soruyorlar? | Open Subtitles | أعني، تحضرين هؤلاء الغرباء إلي منزلي و يسألونني عن تلك الأشياء؟ |
Anne, adam piliçlerin peşinden koşuyor, sen de ona süveter mi getiriyorsun? | Open Subtitles | أمي, هو يطارد فتاة أخرى وأنت تحضرين سترات له؟ |
Zahmet olmazsa, bunun bir beden küçüğünü getirebilir misiniz? | Open Subtitles | أتمانعين أن تحضرين مقاساً أصغر؟ |
Öyleyse neden gösteriye silahını da getirdin? | Open Subtitles | لماذا قد تحضرين سلاحكِ إلى المظاهرة إذاً؟ |
Benim görüşmelere gelirsin, belki iki kez, ya da üç kez haftada eğer özel becerinin kullanılabilir olduğunun düşünürsem. | Open Subtitles | تحضرين معي إجتماعاتي ربما مرتان أو ثلاث في الأسبوع -فإذا شعرت بأن لديك موهبة خاصة ربما تصبحين مفيدة لي |
Güvenini kazandıktan sonra da sana arkasını döndüğü anda kutuları bana getirirsin. | Open Subtitles | ثمّ، بمجرد ان تكسبي ثقته ويدير ظهره لك تحضرين الصناديق سريعاً لي. |
Vegan lokantadaki garsonlar gibi masaya hiçbir şey getirmiyorsun. | Open Subtitles | كالنادلة في مطعم للنباتيين لا تحضرين شيء للطاولة |
Gidip, bebeğini getir de başka bir oyun oynayalım, olur mu? | Open Subtitles | لمَ لا تحضرين دميتكِ، و سنلعبُ لعبةً أخرى، اتّفقنا؟ |
Birini taşa bağlarsın, süslü bir hançer ve bir demet ip alırsın. | Open Subtitles | تربطين شخص ما إلي صخرة ثم تحضرين خنجراً وبعض الحبال |
Avcıyı, kendi inine, inine getiriyorsun. | Open Subtitles | إنك تحضرين الصياد الى عرينك |
Bana yemekler getiriyorsun, beni kontrol ediyorsun... | Open Subtitles | تحضرين لي الطعام, وتتفقدينني |
Sen de ona bulmaca getiriyorsun. | Open Subtitles | أنت تحضرين لـه ألغازا، أيـضا. |
Zahmet olmazsa, bunun bir beden küçüğünü getirebilir misiniz? | Open Subtitles | أتمانعين أن تحضرين مقاساً أصغر؟ |
- İPad'ini de getirebilir misin? | Open Subtitles | وهل بمقدوركِ أن تحضرين جهازكِ "الآي باد"، أيضاً؟ |
Önce Lynette için pasta getirdin, ki sana salata yapmanı açıkça söylemiştim. | Open Subtitles | أولاً تحضرين الفطيرة لبيت (لينيت) بينما كلفتك أنا بالسلاطة.. |
-Bana niye çiçek getirdin? | Open Subtitles | لمَ تحضرين لي وروداً؟ |
Cenaze töreni düzenleyeceğiz. Umarım en azından ona gelirsin. | Open Subtitles | سيكون هناك مراسم العزاء آمل بأن تحضرين ذلك على الأقل |
Polisi getirirsin. | Open Subtitles | ،لا أستطيع أن أدعكِ تذهبين سوف تحضرين الشرطة |
Artık bana çiçek getirmiyorsun. Hayır, benden nefret ediyorsun. | Open Subtitles | لا تحضرين لي الزهور , أنت تكرهيني |
Hapların yanında mı? Tatlım, bana bir bardak su getir lütfen. | Open Subtitles | عزيزتي، هلاّ تحضرين لي كوباً من الماء، رجاءً؟ |
Gece geç saatte, birkaç fotoğraf açıp şarabını alırsın, geceliğini giyersin ve arada bir ekrana öpücük kondurursun. | Open Subtitles | الوقت متأخر ليلا، تقومين بفتح بعض الصور، تحضرين قارورة شراب، وتقومين بتقبيل الشاشة مرة على مرة. |
Neden birkaç şaraplı gazoz kapıp buraya gelmiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تحضرين مبرّدات نبيذ وتأتين إلى هنا ؟ |
Haftada iki gün buraya geleceksin. Yanında Tucker Westmore'u da getireceksin. | Open Subtitles | حسنًا، بإمكانك المجيئ إلى هنا مرتين أسبوعيًا و تحضرين معكِ الطفل، |