Kök 2 veya pi gibi numaralı karekök odalarda konuklar ikram tatlı bekler. | TED | وغرف أرقامها جذور تربيعية ، كالغرفة جذر 2 والغرفة رقم π حيث سيتوقع الزبون أن يحصل على تحلية مجانية. |
Harika! Kahvaltıda tatlı. Bu insanlar Avatar'a nasıl davranılacağını biliyor. | Open Subtitles | رائع, تحلية على الإفطار هؤلاء الناس يجيدون معاملة الآفاتر. |
Sadece hızlıca çiğle ve aperatif yada tatlı ısmarlama... | Open Subtitles | امضغي بسرعة ولا تطلبي لا مقبّلات ولا تحلية |
Beni dinleyip Vanessa'nın peşini bıraksaydın... ve Tiffanyi tatlı gibi yemeseydin. | Open Subtitles | والذهاب للسجن وبيع " فينيسا " ثم تحلية " تيفاني " |
Baklava demek istiyorum ama o Yunan tatlısı. | Open Subtitles | أود الاستمرار بالقول البقلاوة ولكن تلك تحلية يونانية |
Tamam onu dışarıda restorana çıkardın ve tatlı siparişi verdin Garson ikiye bölünmüş tatlıyı getirdi yalnız bir tarafı daha büyük | Open Subtitles | حسنًا، بافتراض أنكما ذهبتما لمطعم وطلبت تحلية وقد قسمها النادل لقسمين وأحد القسمين أكبر من الآخر.. |
Kahvaltıda tatlı mı yenir? | Open Subtitles | وهل يجب أن أتناول تحلية من أجل حصولي على افطار فقط؟ |
Kostümlerle gidersek bedava tatlı bile yiyebiliriz. | Open Subtitles | اذا بقينا بازياءنا قد نحصل على تحلية مجانية |
Ben tatlı ikram etsem ve kimse aç olmasa bile bu gene de tatlı olarak sayılır. | Open Subtitles | قدمت فطيرة، و لا أحد جائع مازالت تحسب كـ تحلية. |
Yemeğe kalman iyi oldu. Daha sonra tatlı da var. | Open Subtitles | ذلك جيد ، انزل الطعام للأسفل لازال هناك تحلية بعد الطعام |
Bu yediklerimizden sonra bir tatlı iyi giderdi. | Open Subtitles | من شأن قطعة تحلية أن تتبع شطيرة النقانق تلك بشكل جيد حقاً |
Çok özel bir tatlı yapacağım, yüzüğü de tam ortasına yerleştireceğim. | Open Subtitles | سأعد له تحلية مميزة و أضع الخاتم بداخل الكعكه و من ثم |
Domuz kanıyla iyi giden bir tatlı bulmak biraz zor sayılır. | Open Subtitles | من الصعب العثور على تحلية ممزوجة بدماء خنزير. |
Sıkıldığından değil kadın tatlı gibi olduğu için adam her anın tadını çıkarmak istiyor. | Open Subtitles | ليس كما لو كان الأمر ممل بل كما لو كانت تحلية و هو يود أن يستمتع بكل قضمة منها |
Garsonlara bugünün senin doğum günün olduğunu söyleyip bedava tatlı yemeyi mi? | Open Subtitles | كنت تقول لي ان اُخبر النادلة انه كان عيد ميلادي حتي نحصل على تحلية إضافية ؟ |
Irkçı bir durum yok Pablo. O harika bir tatlı. | Open Subtitles | وأنظر المقصد ليس عنصرياً، إنها فقط تحلية لذيذة |
Hayır, Mudslide istemiyorum. Ona içki bile denemez. Ancak tatlı olabilir. | Open Subtitles | لا، لا أريد شراب "مادسلايد" وهو ليس شراب أصلاً، يعتبر تحلية |
İstersen çok yeme. tatlı da yaptım. | Open Subtitles | ابقي مكان اذا استطعتي، فهناك تحلية ايضا. |
Hem sana tatlı, bana da yemek olur. | Open Subtitles | بهذه الطريقة، يُمكن أنْ يكون تحلية لكِ وعشاء بالنسبة لي. |
Klasik, badem sütlü bir Napoli tatlısı. - Mideyi çok zorlamaz. | Open Subtitles | تحلية نابلسية كلاسيكية مع حليب اللوز خفيفة على المعدة |
Saniyeler içinde içilebilir su üreten bir tuzdan arındırma tekniği. | Open Subtitles | أسلوب تحلية قادر على إنتاج مياه صالحة للشرب خلال ثوانٍ |
Ve tabi ki Claridge'teki tuzdan arıtma tesisi. | Open Subtitles | وبالطبع إلى مصنع تحلية المياه في كلاريدج. |