Ve sonra sen yine de çıkıp geldin, çünkü ailemi hayal kırıklığına uğratmak istemedin. | Open Subtitles | لكنك بأي حال أتيتي لأنك لم تريدي أن تخذلي عائلتي |
Kızını hayal kırıklığına uğratmanın senin için sakıncası yok mu peki? | Open Subtitles | لكن هل من المناسب لكِ أن تخذلي ابنتكِ؟ |
Oğlunu hayal kırıklığına uğratmadın. | Open Subtitles | أنتي لم تخذلي ابنك |
- ikinizi de hüsrana uğrattım, özür dilerim. - Kimseyi hüsrana uğratmadın. | Open Subtitles | لقد خذلتنا لم تخذلي أحداَ |
Kimseyi hüsrana uğratmadın. | Open Subtitles | لم تخذلي أحداَ |
Sanki sen hiç kimseyi hayal kırıklığına uğratmadın. | Open Subtitles | وكأنك لم تخذلي أحداً من قبل؟ |
- Kendini hayal kırıklığına uğratıyorsun. Haklısınız. | Open Subtitles | انتِ تخذلي نفسكِ |
Sen oğlunu hayal kırıklığına uğratmadın. | Open Subtitles | لم تخذلي ابنك |