"تدعوه" - Traduction Arabe en Turc

    • izin
        
    • diyorsun
        
    • davet
        
    • dediğin
        
    • diyorsunuz
        
    • diyor
        
    • dediğiniz
        
    • deme
        
    • dedin
        
    • dediği
        
    • diyorsan
        
    • diyordu
        
    • diyordun
        
    • diyebileceği
        
    • bırakmıyorsunuz
        
    Bunu yapmasına izin vermeyin. Ne bilmek istiyorsanız söyleyeceğim! Open Subtitles لا تدعوه يأخذنى سأقول لكم ما تريدون معرفته
    Onun iblis kardeşlerine katılmasına izin vermemelisin. Open Subtitles يجب عليكم ألاّ تدعوه ينضم إلى إخوانه الشياطين
    İçinden ekmek fırlayıp duruyor ve sen ona kızarmış ekmek diyorsun. Open Subtitles كلّ ما يخرج منها هو الخبز وما تزال تدعوه خبزاً محمّصاً
    En azından onu güzel bir akşam yemeğine davet edebilirsin. Open Subtitles أعتقد أن أقل شئ يمكنك فعله أن تدعوه على عشاء جيد حقيقى
    Benim gibi, insanlardan nefret eden biri bile mutluluk şansını yakalıyorsa adına evlilik dediğin o kaybedenler arazisi bayağı ıssız olacak demektir. Open Subtitles وحتّى لو كان شخص بغيض مثلي يملك فرصة للسعادة فستكون منعزلة تماماً وسط مستودع الفشل الذي تدعوه زواجاً
    Buna ne diyorsunuz bilmiyorum ama, lanet yani bunlar bir şekilde açıklanmalı. Open Subtitles وهذا لا أعلم ما تدعوه لعنة أقصد لابد من وجود طريقة استطيع
    Hadi. Tamam. Gelen olursa, tabuta bakmalarına izin vermeyin. Open Subtitles إذا ما قدم أحدهم إلى هُنا لا تدعوه ينظر إلى داخل التابوت هل فهمتما؟
    İzin verin sizi ağaçlarla kaplı bu caddede evim diyebileceğiniz bu harika aile eviyle tanıştırmama izin verin. Open Subtitles دعني اقدم اليك منزل العائلة على هذا الشارع الجميل والذي يجب ان تدعوه منزلك
    İzin verin sizi ağaçlarla kaplı bu caddede evim diyebileceğiniz bu harika aile eviyle tanıştırmama izin verin. Open Subtitles دعني اقدم اليك منزل العائلة على هذا الشارع الجميل والذي يجب ان تدعوه منزلك
    İzin verin sizi ağaçlarla kaplı bu caddede evim diyebileceğiniz bu harika aile eviyle tanıştırmama izin verin. Open Subtitles دعني اقدم اليك منزل العائلة على هذا الشارع الجميل والذي يجب ان تدعوه منزلك
    İzin verin sizin ve aileniz için harika bir yuva olacak bu bahçeli evle tanıştırayım. Bu ev sizin olabilir. Open Subtitles دعني اقدم اليك منزل العائلة على هذا الشارع الجميل والذي يجب ان تدعوه منزلك
    Sen kime serseri diyorsun, arkadaş? Open Subtitles في الشارع مع هذان المتشردين من تدعوه بالمتشرد, بال؟
    Sen kime "göçmen" diyorsun be? Boş kafalı beyaz! Open Subtitles ، من الذى تدعوه بالمكسيكى يا قطعة من الخبز الأبيض ؟
    "Schuckert," dedim kendi kendime, "Schuckert, onu, tüm anlaşma yapıldıktan sonra davet edersin, ve muhtemelen kendi yemeğinin parasını kendi öder." Haklı mıyım? Open Subtitles و قد قلت لنفسي : يا شوكارت لماذا لا تدعوه مرة الى مكان ما و سيكون كل شيء في جيبك
    Kostümlerin yarısını o yaptı. Nasıl onu davet etmezsin? Open Subtitles لقد قام بخياطة نصف الأزياء كيف يمكنك ألا تدعوه ؟
    Benim gibi, insanlardan nefret eden biri bile mutluluk şansını yakalıyorsa adına evlilik dediğin o kaybedenler arazisi bayağı ıssız olacak demektir. Open Subtitles فستكون منعزلة تماماً وسط مستودع الفشل الذي تدعوه زواجاً
    Ben öğretmenim nasıl diyorsunuz öğretmen değişimiyle geldim.. Open Subtitles أنا بالأصل معلمة , من النوع الذي يمكنك أن تدعوه معلمة بديلة
    Ona şeytan diyor, yardım için adeta inliyordu, ama bana pek kurtarılmak istiyormuş gibi gelmedi. Open Subtitles كانت تدعوه شيطاناً و تطلب النجدة ولكني لم أفهم لماذا تريد المساعدة
    Eğer kader dediğiniz bir treni durdurmak ve yolcularını kaçırmaksa evet. Open Subtitles هل هذا ما تدعوه بإيقافك لقطار وخطف ركابه؟
    Hayır, iyi, ama ona "çocuk" deme. Open Subtitles لا , هو لطيف , لكن لا تدعوه بفتى
    - Ah bu arada... Sen kime zenci dedin! Open Subtitles أجل بالطبع من الذى تدعوه بالزنجى؟
    Hayır. Babam ona kalpsiz dediği zaman kusur bulmuş oldu. Open Subtitles لا عندما تدعوه وغد عديم الرحمه , فهذه اهانه
    Ofiste kilitli bıraktığımız hurdaya gemi diyorsan. Open Subtitles اذا كان هذا ما تدعوه بهراء الفضاء لدينا مركبتك مصادرة.
    (Kahkaha) Huysuz olmasına rağmen, onunla yaşayan ve ona bakan yeğeni ona ''hazinem'' anlamına gelen ''Il Tesoro'' diyordu. TED (ضحك) لكن على الرغم من كونه سريع الغضب، ابنة أخيه التي عاشت معه ورعته تدعوه "إيل تيسورو"، "كنزي".
    Ne diyordun ona? Open Subtitles ماذا تدعوه ؟ ...
    İki yıl, bir çocuk için yuva diyebileceği güvenli bir yerden mahrum olamayacağı kadar uzun bir süre. Open Subtitles عامان فترة طويلة على طفلة لتكون بلا مكان آمن تدعوه منزلاً
    Neden onu rahat bırakmıyorsunuz? Open Subtitles نريدكم أيها الناس أن تدعوه و شأنه فحسب

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus