"تدمّر" - Traduction Arabe en Turc

• mahvoldu
• mahvediyor
• mahvediyorsun
• mahvetmene
• yok etme
• mahvolmuş
• yok ediyor
• yok edeceksin

Kimse bu amina koydugum belgelerden bahsetmedigi icin kredim mahvoldu.
إنظروا, ائتماني تدمّر بسببِ أن لمْ يُخبرني أحدٌ عن الأوراقِ اللعينة.

Eğer kan konusunda haklılarsa, immün sistemini bir hiç uğruna mahvediyor olacaksın.
وإن كانوا محقّين بشأن الدم فسوف تدمّر جهازه المناعي بلا داعٍ

Ve bu süreçte yerinde bırakılması gereken şeyleri kurcalayarak, başka herkesinkin hayatını mahvediyorsun.
و لكنك تدمّر الجميع في العملية إثارة الأشياء التي يفترض أن تبقى في مكانها متى سوف تكتفي , بن؟

"Beni kurtarmak için başkalarının hayatını mahvetmene göz yumamam."
{\cH020211\3cHCE85DF\4cH3738FD} لا أستطيع أن أترككَ تدمّر حياة شخص آخر لكي تُنقذ حياتي.

Yörüngeler, bir yıldızı bile yok etme gücüne sahiptirler.
بوسع المدارات حتى أن تدمّر نجومًا بأكملها

Hayatın mahvolmuş değil ki. Sadece yeniden yaşamanı ve hayatını ışıldatmayı bekliyor.
مهلاً، لم تدمّر حياتكِ إنما بانتظارك لتعودي إليها وتلمعيها

Onu görmeye devam edemezsin. Seni yok ediyor.
لا يمكنه مواصلة الحلاقة لك، أنت تدمّر نفسك

Ben Orb'u getireceğim. Sen de benim için Xandar'ı yok edeceksin.
أجلب الكرة لك، وأنتَ تدمّر "زاندار" مِنْ أجلي

Başka ne mahvoldu biliyorsun.
حقاً؟ حسناً، أتعرفين ما تدمّر أيضاً؟

Hayatın mahvoldu.
سوف تدمّر حياتك.

- Darbe! Hayalim mahvoldu!
-العمليّة، تدمّر حُلمي .

Homeostazını, organ fonksiyonlarını mahvediyor.
إنها تدمّر استتبابك ووظائف أعضاءك لا

Onun DNA'sının olduğu yaratıklar Yeni New York'u mahvediyor.
المخلوقات التي تدمّر نيويورك) الجديدة لها حمضه النووي)

Julia hayatını mahvediyor. Bu yanlış.
(جوليا)، تدمّر حياتك هذا خاطئ.

Çocuk haklı. Hayatını mahvediyorsun.
إنّ (كايت) محقة يا (براين) فأنتَ تدمّر حياتها

Hayatımı mahvediyorsun.
كي تدمّر حياتي.

Hayatımı mahvediyorsun!
أنت تدمّر حياتي!

Geri kalanını da senin mahvetmene izin veremem.
لن تدمّر بقية حياتي.

Kendini mahvetmene izin veremem./ Yüzbaşı!
-لا أستطيع أن أترككَ تدمّر نفسك -أيُّها القائد !

Sana karşı içimdeki son saygıyı da boş bahanelerle yok etme.
-لا تدمّر النقطة من الإحترام التي أكنها لك بعذر مقزز

Hayatın mahvolmuş değil.
-حياتك لم تدمّر

İki: Şu eğer-ise ödülleri genellikle yaratıcılığı yok ediyor.
ثانياً: محفزات "إذا فسوف" تلك دائماً تدمّر الإبداع.

Ne yapacaksın, Dünya'yı mı yok edeceksin?
ماذا ستفعل، تدمّر العالم؟