"Çiçekler solar", bunu elinde biftekle söylerdi. | Open Subtitles | الأزهار تذبل ليس كذلك مع اللحم |
Sardunya solar ve ölür. Biberiye hummaya çare olur. | Open Subtitles | زهور المسك تذبل وتموت والشروق يختفي |
Büyüyüp çiçek açıyorlar ve solup ölüyorlar ve başka bir şeye dönüşüyorlar. | Open Subtitles | إنها تنمو وتتفتّح ثم تذبل وتموت وتتحوّل إلى شىء آخر |
Açıkça bir anne olmayı seçen bir kadının ruhu solup, ölmeli mi? | Open Subtitles | أيجب على روح المرأة أن تذبل و تموت لمجرد أنها اختارت أن تصبح أماً؟ |
Çiçek solgunluk, ağaçlar kuruyup, akarsu kurur. lt hoş değil. | Open Subtitles | الأزهار تذبل ، والأشجار تذبل و التيارات تجف . و هذا ليس جميل |
- Çiçekler o kadar çabuk solmaz. | Open Subtitles | بالطبع , الأزهار لا تذبل بهذه السرعة |
Shawn, işimiz yüzünden hayatım tehlikeye giriyor ve aşk hayatım soluyor. | Open Subtitles | "شون)، أنا مُعرّض للخطر بسبب عملنا)، وحياتي العاطفية تذبل." |
Biz konuşurken, iç organların kuruyor. | Open Subtitles | بينما نتكلم فإن أعضائك الداخلية تذبل |
Draupadi'nin güzel çelengi kuruyarak sararıp solacak mı? | Open Subtitles | هل زهور الجميلة بيروبادي... ... تذبل و تجف ؟ |
♪ Çiçekler yeşerir ve solarlar...♪ | Open Subtitles | تتفتح الزهور ثم تذبل |
Çiçekler solar ve çürür. | Open Subtitles | الزهور سوف تذبل و تتعفن |
Isabel'in halkı mezarlarına kökü topraktan ayrılmış çiçekler koymaz çiçekler solar, ve ölümü ölümle süslerler... ama nasıl mezarın yerini nasıl doğru dürüst belirleyeceğiz? | Open Subtitles | قوم (ايزابيل) لا يضعون ورود على قبورهم الورود تذبل وكأنها تزين الموت بموت آخر |
Külden başka bir şey kalmayana dek solup ölmelerini izle. | Open Subtitles | شاهدها وهي تذبل وتموت حتى لا يبق إلا الرماد |
* solup gidiyor şimdi, Hollywood'un bir köşesinde * | Open Subtitles | * الآن هي تذبل * * في مكان ما في هوليوود * |
Dudaklarınızın allığı solup gitmeden önce | Open Subtitles | ~ قبل أن تذبل زهرتكن ~ |
O pis bordumda kuruyup gitmeni izlemeyeceğim, tamam mı? | Open Subtitles | انا لن اقوم بمشاهدتك تذبل في كوخ الطابق السفلي, حسنٌ ؟ |
Ve babama babasından ona da babasının babasından kalan iş kuruyup ölmeye başladı. | Open Subtitles | والقماش قطني قد اختفى وأعمال والدي التي ورثها عن والده وعن والد والده بدأت تذبل وتموت |
asla solmaz. | Open Subtitles | لا تذبل مطلقاً |
Soluyorlar, çiçekler soluyor. | Open Subtitles | بدأت تذبل الزهور بدأت تذبل.. |
Biz konuşurken, iç organların kuruyor. | Open Subtitles | بينما نتكلم فإن اعضائك الداخلية تذبل. |
Çiçekler solacak hep! | Open Subtitles | سوف تذبل |
Eğer üzerlerine güneş parlarsa, solarlar" | Open Subtitles | إن سطعت عليها الشمس، فسوف تذبل" |
- Hâlâ bir orkide göremiyorum. - Çiçekler ölür gider. | Open Subtitles | ما زلت لا أرى ورد الأوركد - الورود تذبل - |