Bir uçak bileti istiyorsunuz ve kendinizi Timbuktu'da buluyorsunuz. | TED | حيث تطلب تذكرة طيران بصوتك الى لندن .. لتجد نفسك في تيمباكو |
Hayır, sadece uçak bileti ve sahte bir pasaport vermek için uğramıştım. | Open Subtitles | لا، توقفت فقط لإعطائها تذكرة طيران وجواز سفر مزيف |
Hong Kongdan Sanyaya bir tane uçak bileti istiyorum, elinizdeki en erken zamanda olanı. | Open Subtitles | أودُ تذكرة طيران ، هونغ كونغ إِلى سانيا، في وقت قريب مُتيسّر لديك. |
"uçak bileti lazım. | Open Subtitles | أريد شراء تذكرة طيران ، هل يمكنكِ أن تساعديني ببعض المال ؟ |
-Bu geceki cinayette bulunan bilet koçanında onun parmak izleri çıktı. | Open Subtitles | بصماتها على أرومة شيك تذكرة طيران متعلقة بجريمة قتل الليلة |
60 gün buradayım sonra bana bir uçak bileti alacak, kiramı verecek ve şu çok istediğim botları alacak. | Open Subtitles | سوف ابقى 60 يوما وبعد ذلك هي تعطيني تذكرة طيران وايجار وفي الحقيقة تلك الاحذية التي اريد |
Benim için St. Louis'a uçak bileti almanı istiyorum. | Open Subtitles | مرحباً، أريدك أن تحجز لي تذكرة طيران إلى سانت لويس. |
Kurbanın giysilerini eni konu inceleyince üzerinde senin de görebileceğin gibi 7 Ağustos tarihli bir uçak bileti buldum. | Open Subtitles | بعد أن فتشت ملابس الضحية بدقة؛ تبين أنه كان يحمل تذكرة طيران ويمكنك أن تري أن موعد |
Corsica'ya bir uçak bileti ve 500,000 dolarlık bir çek. | Open Subtitles | تذكرة طيران الى كوسيكا وشيك بمقدار 500 الف دولار |
Ülkeden çıkmam gerekiyor. uçak bileti ve paraya ihtiyacım var. | Open Subtitles | أريد أن أغادر البلد أريد تذكرة طيران ونقوداً |
uçak bileti olabilir, konser bileti olabilir. | Open Subtitles | تذكرة طيران ؟ تذكرة حفل راقص ؟ |
Zarfın içinde birinci sınıf bir uçak bileti var. | Open Subtitles | لقد أرفقنا تذكرة طيران من الدرجة الأولى |
Sanırım telefonu kapatıp uçak bileti ayırtmalıyım. | Open Subtitles | حسنا, اعتقد اني ساقفل الخط... ...واحجز تذكرة طيران. |
Tony yaşıyor. Bir uçak bileti almak için kredi kartını kullanmış. | Open Subtitles | توني" حي لقد استخدم بطاقته"* *المصرفيه لشراء تذكرة طيران |
Zarfın içine koyduğum şey uçak bileti değildi. | Open Subtitles | ما وضعته فى المظروف لم يكن تذكرة طيران |
İçinde bir uçak bileti vardı değil mi? | Open Subtitles | كان به تذكرة طيران اليس كذلك ؟ |
- Kelepir veriyorum çünkü bu akşam için çok pahalı bir uçak bileti almam lazım, uçak beni suçlu değişimi yapmayan bir ülkeye götürecek. | Open Subtitles | ـ أنا أبيعه لهم بشكل ناقص لشراء تذكرة طيران باهضة الثمن للخروج من هُنا الليلة، حتى يصلني أحد إلى مكانٍ ما لا يُمكن أن يتم تسليمي. |
Bana uçak bileti, randevu falan her şeyi ayarladı. | Open Subtitles | لقد حجزوا تذكرة طيران لي وكل شيء |
uçak bileti için 470 pezo kadar harcarsın. | Open Subtitles | يبلغ سعر تذكرة طيران 470 بيزو |
- San Francisco'ya uçak bileti almam lazım. | Open Subtitles | ولكن على سبيل العلم، أحتاج إلى تذكرة طيران إلى (سان فرانسيسكو) |
Hiçbir şey yapmadım. Herkes bilet ayarlayabilirdi. | Open Subtitles | لم أفعل شيئا أي أحدٍ بإمكانه حجز تذكرة طيران |