Çünkü böyle olması, beni görmeyi kabul etmenin tek yolu. | Open Subtitles | لأنني أدركتُ أنّها كانت الطريقة الوحيدة التي ستجعلكَ تراني بها |
Lütfen bana beni bir daha asla görmek istemediğini söyle. | Open Subtitles | أرجوك قل لي أنك لا تريد أن تراني مرة أخرى |
Sanırım bu sana bir heyecan veriyor. Küçük kirli bir heyecan. Sanırım beni kendi özel kirli kartpostalın olarak görüyorsun. | Open Subtitles | أفترض بأن هذا يمنحك الاثارة , اثارة قذرة و صغيرة أفترض أيضاً بأنك تراني ملكا لك |
Sen gül, gül. Ama hiçbir zaman bir siyahı soyduğumu görmedin. | Open Subtitles | أنت تضحك يارجل ولكنك لن تراني أسرق رجل أسود طوال حياتي |
- beni bir daha asla görmeyeceksin. - Anneni görmeye gidiyoruz. | Open Subtitles | ـ لن تراني مرة اخرى ـ أنتِ سوف تأتين لرؤية والدتكِ |
Bilmiyorum, galiba beni o gözle görmüyor. | Open Subtitles | لا أعرف , أظن إنها لا تراني بهذه الطريقة |
Ve bir gün, klüpteki arkadaşlarımdan biri beni neden pek sık göremediğini sordu, ve bende ona artık gücümüzün yetmediğini söyledim. | Open Subtitles | ثم في يوم بعدها، سألت إحدى صديقاتي بالنادي لماذا لم تعد تراني مؤخراً و أخبرتها أنه لم يعد بإمكاننا تحمل التكاليف |
Hayır. Ben genelde beni çıplak görmeden önce bayanla tanışmayı isterim. | Open Subtitles | أجل، أفضّل عادة أن أتعرّف إلى المرأة قبل أن تراني عاريًا |
beni böyle görmek zorunda kaldığınız için özür dilerim. Korkunç görünüyor olmalıyım. | Open Subtitles | انا اسفة لانك تراني فى مثل هذه الحالة لابد ان شكلي مرعب |
Merak etme. beni haber olacak bir şey yaparken görmedi. | Open Subtitles | لا تقلقي، إنها لم تراني أفعل أي شيء جدير بالنشر |
Olaylar bu şekilde gelişmeseydi beni her gün görmene izin verirdim. | Open Subtitles | لكني لا أعرف كيف أسترجع هذا وبالتأكيد سأجعلك تراني كل يوم |
Nasıl ispatlasam, bilmem ki. Ben... Şu anda çalıyorum, görüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لا أعرف كيف أثبت ذلك، أنت تراني أعزف، صحيح؟ |
Sorun değil Tim. Sanki beni hiç çıplak görmedin. | Open Subtitles | لا بأس يا تيم، ليسَ كأنكَ لم تراني بدون ملابِس |
Tek ihtiyacım birkaç saniye. Boru çaldığında bir daha beni görmeyeceksin. | Open Subtitles | أحتاج للحظة فقط عندما ينفخ في البوق ، أنت لن تراني ثانيةً |
Annem benim annem olduğunu bile bilmiyor beni görmüyor. | Open Subtitles | انها لا تعلم حتى انها أمي هي لا تسمعني لا تراني |
beni böyle görmeni ya da böyle olduğunu düşünmeni istemedim. | Open Subtitles | لم أردك أن تراني هكذا قط أو تفكر في هكذا |
beni baba olarak görmesini isterim, acıyla özdeşleştireceği başka bir beyaz önlüklü olarak değil. | Open Subtitles | أودها أن تراني كأب ليس فقط كطبيب بالمعطف الأبيض لأن ذلك سيبدو مؤلما لها طيلة حياتها |
Benim de borcum var, benim deli gibi davrandığımı görmüyorsun. | Open Subtitles | أنا مثقلٌ بالدّين كذلك، ولا تراني أتصرّف كالمجانين |
Çocukları da alırım, bu kapıdan çıkarım,ve bizi bir daha göremezsin. | Open Subtitles | سآخذ الأطفال و أخرج من الباب و لن تراني ثانيةً |
Tabii ne demezsin, beni o kalabalıkla gördün mü hiç? | Open Subtitles | نعم, صحيح. نعم. ألا تستطيع أن تراني في هذا الحشد؟ |
Şimdi gideceğim ve muhtemelen bir süre beni göremeyeceksin. | Open Subtitles | أنا سأذهب, وعلى الأرجح أنك لن تراني لفترة |
~Ağaçlar dağlarda yaşar dallar ağaçlarda... ~Kalbimse yaşar senin için... ~ama görmezsin sen beni... | Open Subtitles | الأشجار تعيش على الجبال والأغصان تعيش على الأشجار قلبي يحيا ويعيش من أجل قلبك لكنك لا تراني |
Her zaman arabayı alır ve gizlice beni görmeye gelirdi. | Open Subtitles | لقد اعتادت أن تأخذ اسيارة طوال الوقت لتتسلل و تراني |
Ve o çocuklarla insancıl şekilde konuştuğumu görünce bir şeylerin ters gittiğini varsayıyor. | Open Subtitles | وهي تراني أكلّم الأطفال بطريقة إنسانية، فتظن على الفور بأن ثمة خطباً في ذلك |