Ve bundan etkilenenler yalnızca, sınır dışı edilenlerin çocukları değil. | TED | ليس أطفال مَنْ تم ترحيلهم فحسب هم من يتأثرون. |
1700 kişi sınır dışı edildi... 122 kişi ise kurtarıldı. | Open Subtitles | من الـ 1700 الذين تم ترحيلهم... نجا فقط 122 شخص |
Bazıları sınır dışı edilmemek için her şeyi denerler. | Open Subtitles | بعض الناس سيقومون بأي شيء حتى لا يتم ترحيلهم |
Buraya gelip çıngar çıkaran Koreliler sınır dışı edilir. Yani sessizce paranı kazan ve git. | Open Subtitles | الناس المغتربين الذين يثيرون المشاكل يتم ترحيلهم و لذلك قم بالعمل بهدوء و إكسب بعض المال |
Onları sınır dışı edeceğimizi söyleseler korkuyorlar. | Open Subtitles | انهم يخافون إذا كانوا يقولون لنا أننا سوف ترحيلهم. |
Müvekkillerimizin her birinin hayatı risk altında kaybederlerse sokağa atılacaklar ameliyat olamayacaklar veya sınır dışı edilecekler. | Open Subtitles | كل عميلٍ لدينا حياتهُ على المحك، ولو خسروا، سيطردون إلى الشارع، لا يخضعون للعملية، أو قد يتمّ ترحيلهم. |
Almanya'ya sınır dışı edilecekler. | Open Subtitles | وسوف يتم ترحيلهم الى المانيا, أنظر .. |
sınır dışı ettirdiğimiz Çinli programcısından başka oyunun detaylarını sadece ben biliyorum. | Open Subtitles | الذين تم ترحيلهم جميعاً إلى الصين أنا أفضل من يعرف طريقة عملها إهربوا،إهربوا! |
Kısa süre önce sınır dışı edilen erkek arkadaşıyla bir ilgisi varmış. | Open Subtitles | كان شيئا مع صديقها، الذين تم ترحيلهم. |
En nihayetinde Rusya'ya sınır dışı edilecekler. | Open Subtitles | ، على الأقل سيتم ترحيلهم إلى روسيا |
UCLA tarafında 2017'de yapılan LA bölge sakinleri anketi, LA bölgesindeki vatandaşların %30'unun sınır dışı uygulaması nedeniyle stres altında olduğunu, kendileri ülkeden çıkarılabilir diye değil, daha çok, kendi çevrelerindeki insanlar tehlikede olduğu için. | TED | في استفتاء لسكان مقاطعة لوس أنجلوس قامت به جامعة كاليفورنيا عام 2017 وجدت أن 30% من مواطني المقاطعة قلقون بشأن الترحيل، ليس لأنه يمكنُ ترحيلهم هم أنفسهم، بل لأن أعضاء من دائرتهم الاجتماعية مهددون بالخطر. |
Az kaldı sınır dışı ediliyordum. | Open Subtitles | أنا حصلت على ما يقرب ترحيلهم. |
sınır dışı edilecekti. | Open Subtitles | على وشك أن يتم ترحيلهم |
sınır dışı edilecekler. | Open Subtitles | سيتم ترحيلهم. |
Güzel, sınır dışı edelim. | Open Subtitles | جيد! ترحيلهم! |